Leyla Güven: Sayın Abdullah Öcalan kardeşlik formülünü sunuyor 2019-09-02 16:44:52   HAKKARİ - Hakkarilerle buluşan DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven, "Bizler buradan AKP hükümetine çağrıda bulunuyoruz, AKP aklını başına alsın bu politikayla yürümeyeceğini bilmelidir. Bu mevcut politikayla hep birlikte nasıl yaşayabiliriz? Sayın Abdullah Öcalan soruna karşı yüzyıllık bir kardeşlik formülünü sunuyor ve diyor ki gelin birlikte bu yüzyıllık kardeşliğe sahip çıkalım ve birlikte çözelim" dedi.    24 Haziran seçimlerinde Halkların Demokratik Partisi'nden (HDP) Hakkari milletvekili olarak seçildiğinde Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven, 8 Kasım 2018'de PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecridin kaldırılması için açlık grevine girmişti. Açlık grevinin 79'uncu gününde tahliye olan Güven,  grevinin 200'üncü gününde İmralı'dan gelen mesaj sonrası eylemini sonlandırmıştı.    Süren tedavisinin ardından milletvekili olarak seçildiği Hakkari'ye ilk kez giden Leyla, halk tarafından yoğun ilgiyle karşılandı. Halk, Leyla’yı kentin girişinde kitlesel bir şekilde karşılarken, kent merkezinde halkla bir araya gelen Leyla’ya gençlerden ve kadınlardan yoğun ilgi vardı. HDP il binasına kadar yürüyen kitle sık sık, "Leyla Güven onurumuzdur", "Bijî Serok Apo", "HDP halktır, halk burada" ve "Bu daha başlangıç mücadeleye devam" sloganları attı.     ‘Mücadeleye devam edeceğiz’   Burada ilk olarak konuşan Milletvekili Sait Dede, "Leyla Güven Hakkari’de milletvekili olarak seçildiğinde cezaevindeydi. Seçim sürecinde Hakkarili gençler ve anneler Leyla Güven’in sesi oldu ve seçildi. Hak ve hukuk tanımayan hükümet Leyla Güven'i milletvekili olarak seçmesine rağmen bırakmadı. Dört duvar arasında olan vekilimiz bir yol gösterdi. Tecride karşı açlık grevine girdi. Sayın Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecrit kaldırılana kadar açlık grevine devam edeceği söyledi. Leyla Güven ve cezaevindeki tutukluların açlık grevi direnişiyle tecrit bir kısmıyla kaldırıldı. Leyla Güven ve arkadaşların başlattığı mücadele herkes tarafından sahiplendi ve bu mücadeleyi devam ettireceğiz" dedi.    ‘Binlerce arkadaşımız cezaevinde’   Ardından konuşan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven şunları dile getirdi: ”Binlerce arkadaşımız cezaevlerinde rehin tutulmaktadır. Şuanda cezaevinde rehin tutulan arkadaşlarımıza Hakkari’den selamlarımızı yolluyoruz. Cezaevlerinde bulunan her bir arkadaşımız Kürt ve Kürdistan siyasetini yürütenlerdi. Arkadaşlarımızı hırsızlık yapmadı, çalmadılar ya da hukuksuzluk yapmadılar onlar sadece bu halkın milletvekili ve belediye eşbaşkanlarıydı. Ama demokratik bir siyasete tahammül edilmedi ve arkadaşlarımız cezaevlerinde rehin alındı. Bizden buradan onlara sözümüzü yeniliyoruz sizlerin bıraktığı yerden bizler devam edeceğiz. Sizin görevinizi ve sorumluluklarınızı bizler hep birlikte yerine getirip yürüteceğiz. Hükümetin yasaklarını bizler hiçbir zaman tanımadık ve hiç bir zamanda tanımayacağız. Arkadaşlarımız ne demişti Kürt ve Kürdistan demişlerdi. Bizler bir kez daha diyoruz ki, bu coğrafyanın adı Kürdistan ve bizler de Kürdüz.  Bizler Kürdistan topraklarında yaşıyoruz. Her ne kadar egemen güçler tarafından Kürdistan dört parçaya bölünmüş olsa da burası Kürdistandır.    ‘Bizler kadim bir halkız’   Bizler bir kez daha Hakkari’den sesleniyoruz, hiçbir zaman bu oyunlara gelmedik ve hiçbir zamanda bu kirli oyunları kabul etmeyeceğiz. Bugüne kadar bizler sınırlarınızı kabul etmedik, bu saatten sonrada kabul etmeyeceğiz. Bizler kadim bir halkız. Yaşamın başlangıcından beridir Kürtler bu topraklarda yaşıyor bundan dolayı kimse Kürtleri ve Kürdistanı inkar edemez. Yüzyıllardan beridir Kürtler direniyor Şex Saitlerden, Seyit Rızalara bu mücadele bugün kadar geldi ve devam edecektir. Biz şimdi de Hakkari’deyiz. Hakkari’de kadim şehirlerimizden biridir. Hakkari halkı 40 yıldır  onuruna, mücadelesine ve davasına sahip çıkıyor. Benim için bir şeref ve büyük bir onurdur bu şehirden seçilmiş olmam. Ben tutukluydum seçim döneminde, ama Hakkari halkımız bir an olsun tereddüt etmedi ve yine iradesine sahip çıktı. Ben Hakkari halkına hürmet ve minnetlerde bulunuyorum.”   ‘AKP ve MHP sıkışmış ve çaresiz’   Barış için adım atılmasını isteyen Leyla konuşmasına şu şekilde devam etti: "Van’da kitlesel 1 Eylül mitingi düzenlendi. Bu miting de alana akan her bir bireyin dilinde 'Savaşa hayır, barışa evet' sözü dökülüyordu. Kürt halk Önderi sayın Abdullah Öcalan, 1996 yılında kalıcı ve onurlu bir barış için çabaladığını söylemişti. O zaman da sayın Öcalan şunu demişti: 'Ben barış sağlamak için karşımda bir devlet iradesi görmüyorum' demişti. Açlık grevleri ile birlikte görüş yasağı kısmi de olsa kaldırıldı. Sayın Abdullah Öcalan son avukat görüşmesinde de 'Ben Kürt sorununu bir hafta da çözerim' diye mesaj gönderdi. Ama ne yazık ki mevcut iktidar AKP-MHP ittifakı bu çağrıyı görmemezlikten gelerek, bu çağrıya kulak vermediler. AKP 90’lar da ben Kürt sorununu çözerim diyordu. Halk AKP’ye güvendi ve oyunu AKP’ye verdi. Çünkü halk barışı kim getirirse oyunu ondan yana kullanmak istiyordu. Ama en sonunda çok iyi anlaşıldı ki, AKP hükümeti samimi değil. AKP Türkiye halklarını kandırdı ve meğerse AKP sadece hırsızlık ve yolsuzluk için çabalamış. AKP 18 yıldır halk için bir şey yapmadı. AKP iktidarını sağlama almak için, kendini bu politikayla korumaya aldı. Biz buradan bir kez daha tekrarlıyoruz, sayın Abdullah Öcalan’ın çağrısı onurlu bir çağrıdır. Bizler buradan AKP hükümetine çağrıda bulunuyoruz, AKP aklını başına alsın bu politikayla yürümeyeceğini bilmelidir. Bu mevcut politikayla hep birlikte nasıl yaşayabiliriz? Sayın Abdullah Öcalan soruna karşı yüzyıllık bir kardeşlik formülünü sunuyor ve diyor ki gelin birlikte bu yüzyıllık kardeşliğe sahip çıkalım ve birlikte çözelim. Türkiye ve Ortadoğu halkı için tek ihtiyaç barıştır. Gelin Barış için hep birlikte mücadele edelim. AKP ve MHP her ne kadar bu politikalara götürebileceklerini düşünüyorlarsa da yanılıyorlar çünkü AKP ve MHP sıkışmış ve çaresiz.”    Leyla konuşmasını şu sözlerle tamamladı:   "Ben şuna çok iyi inanıyorum ki, AKP ve MHP iktidarı seçime kadar da kalmayacaktır AKP ve MHP’nin yıkımı yakındır.  Nasıl bir politika yürütürlerse yürütsünler bilsinler ki, onlar Kürt sorununu çözmeye mecburlar. Türkiye’nin en temel ve önemli sorununu Kürt sorunudur. Bizler açlık grevlerine başladığımızda biz sadece bir şeye dikkat çektik. Biz şunu AKP ve MHP’ye göstermek istedik onlar ne yaparlarsa yapsınlar onlar sayın Öcalan’ın sesini kısamazlar. Ortadoğu’ya o güneş doğacak. Sadece Türkiye’nin değil, bütün Ortadoğu halklarının sayın Öcalan’ın felsefesine, manifestosuna ihtiyacı var.    ‘Umutluyuz, zafer bizimdir’   Bu ihtiyacın aciliyetini bildikleri için sayın Öcalan’ın sesini kısmak istediler ve kendilerine göre dizayn etmek istediler. Ama onlar çok iyi bilmeleri gerekiyor ki İmralı’nın kapıları ne zaman açılsa yeni Türkiye için acil ihtiyaç olan yeni manifestolar doğuyor. Sayın Abdullah Öcalan gönderdiği her mesajda diyor ki: 'Barış için direnin.' Bu çağrısını halklara yapıyor. Bende buradan DTK Eşbaşkanı olarak diyorum ki, bizler eylemlerimizi büyüteceğiz ve bizler direneceğiz. Gün durma günü değildir. Bizler birliğimizi ve ittifakımızı güçlendirip zafere ulaşacağız. Ya bizler bir statü elde edeceğiz ya da bizler yüzyıllık bir mücadeleyi kaybedeceğiz. Yüzyıllık bir mücadeleyi kaybetmeye hazır değiliz ama zafere ulaşmak için bizler her daim direnmeye ve mücadele etmeye hazırız. Bizler birlik olmalı bu parçalama siyasetine karşı direnmeliyiz. Bizler inançlıyız, umutluyuz zafer şüphesiz bizimdir."