Bedia Özgökçe: Halkımızın emanetine sahip çıkmaya devam edeceğiz 2019-08-24 09:03:54   Hikmet Tunç   VAN - Yerine kayyım atanan Van Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Bedia Özgökçe, halkın tüm engellemelere rağmen tepkisini ortaya koyduğunu belirterek, “Kendi oyu ve iradesi için gösterdiği hassasiyet ve direnişini selamlıyorum. Van halkının bize teslim ettiği iradeye asla hıyanet etmedik. Bu iradenin arkasında duracağımızın sözünü yeniliyoruz. Bu oya layık olmaya çalışıyoruz. Ben inanıyorum ki halkımız kazanacak” dedi.   İçişleri Bakanlığı tarafından görevinden uzaklaştırılarak yerine kayyım atanan Van Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Bedia Özgökçe Ertan, kayyım atamalarını ve günlerdir süren halkın tepkisini ajansımıza değerlendirdi.     İktidarın önceki dönem siyasi koşulları kendi lehlerine çevirerek Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile kayyım atadığını ve eşbaşkanları tutukladığını belirten Bedia, “O dönem beklentilerini sağlayamadılar. Çünkü 31 Mart seçiminde halk sandıkta kayyıma ‘hayır’ dedi ve tekrar bizleri seçti” diye vurguladı.    ‘Halk kayyımın ne olduğunu gördü ve bizi tercih etti’    “Eğer halk kayyımlardan memnun kalsaydı halk bizi seçmezdi” diyen Bedia şöyle devam etti: “Yine söylemeye başladılar ‘halkımız kayyımla birlikte hizmetle tanıştı’ diye. Hayır! Halkın vergileriyle toplanan bütçe kayımlar arasında pay edildi. Kayyımların çıkar gruplarına aktarıldı. Çok ciddi talan ve yolsuzluk baş gösterdi. Halkın evi olan belediyeler halka kapatıldı. Ayrıca belediye personeli üzerinde çok ciddi olumsuz etkiler yaratıldı. Sadece belediye personeli üzerinde değil bütün memurlar ve çalışanlar arasında çok ciddi bir güvencesiz ortam yaratıldı. Halk her şeye rağmen ‘bir daha kayyım gelmesin, kayyım istemiyoruz’ diye seslenerek, sandıklara giderek oyunu kullandı. Ve tercihini bizden yana yaptı” ifadelerini kullandı.   ‘Mazbatalarımız AKP’ye verildiğinde de halk tepkilendi’    Kayyım benzeri uygulamayla yerel seçimlerin hemen ardından karşılaştıklarını aktaran Bedia, “Kazandığımız belediyelerde, KHK’li oldukları gerekçesiyle seçilenlerin hakkı gasp edildi. Belediye eşbaşkanlarımızın mazbatalarının verilmemesinde halk büyük bir rahatsızlık duymuştu. Ama her şeye rağmen, ‘bir daha kayyım gelmeyecek’ havası vardı” dedi.    ‘Hakkımda açılan soruşturmalar kürsü konuşmalarıyla ilgilidir’   Halkın yerel yönetimlerden beklentileri olduğunu ancak kayyım atayarak, halkın beklentilerinin tersyüz edildiğini ifade eden Bedia, “19 Ağustos atamaları tamamen darbedir. Kendileri de bunu açıkça dile getiriyorlar. Bizler kayyım atamasını yapılan hazırlıklar itibariyle biliyorduk. Çünkü ülkede ciddi bir güvensiz ortam var zaten. Seçme seçilme iradesine saygı duymayan, millet iradesine saygı duymayan bir hükümetin yine aynı yola başvuracağını biliyorduk. Ancak siyaseten hiçbir kazançları yok. Zaten ellerinde patladığını düşünüyorum. Çünkü gerekçeleri hukuki gerekçeler değil, tamamen siyasi gerekçelerdir. Örneğin benim hakkımda açılan soruşturmalar TMK kapsamında, ben milletvekiliyken, dokunulmazlığımın olduğu dönemde kürsüde yaptığım konuşmalardan oluşuyor. Yaptığım her konuşmaya, yaptığım her şeye dava açılmış. Örneğin genel başkanımı tepki göstermeden dinlediğim için hakkımda propagandadan soruşturma başlatılmış ve fezleke hazırlanmış” şeklinde konuştu.     ‘Darbe bütün Türkiye’ye yapıldı’    Böylesi bir uygulamanın dünyanın hiçbir yerinde olmadığını kaydeden Bedia, “Ama burada yaptılar işte. Televizyon televizyon gezip gerekçelerini haklı çıkarmaya çalışanların yanında, bizim de öyle bir imkanımız olsa bizler de halka anlatabileceğiz. Elimizdeki imkanlarla ne kadar haklı olduğumuzu anlatmaya çalışıyoruz. Hiç kimse onlara inanmıyor. Kimse bu gerekçelere inanmıyor. Kayyım bir darbedir. Halk iradesine saygısızlıktır. Bu anlamda yapılan darbe sadece Diyarbakır, Mardin, Van halkına değil bütün Türkiye’ye yapılmıştır” diye belirtti.   ‘Bir sabah uyandığınızda TBMM de feshedilmiş olabilir’   Kayyımın atanır atanmaz, Van’da yaptığı ilk icraatın meclisi feshetmek olduğuna dikkat çeken Bedia, “Bir sabah uyandığımızda TBMM’nin de feshedildiğini, böyle bir sebeple kapatılabileceğini herkesin düşünmesi gerekir. Çünkü rejim artık buna evrilmiş durumda. Bu güvencesiz ortamdan çıkmanın tek yolu dayanışma, birlikte sesimizi yükseltme, bu hukuksuzluğa dur demektir. Bu sadece HDP’nin değil Mecliste olan olmayan bütün siyasi partilerin, bu partilere oy vermiş halkın da gündemine alması gereken, düşünmesi gereken bir durumdur” dedi.   ‘Halk iradesiyle onaylanan eşbaşkanlık sistemi yargılanıyor’   Kayyım atamalarına gerekçe olarak sunulan eşbaşkanlık sistemine dair konuşan Bedia, “Eşbaşkanlık sistemi belediye mevzuatında yok. Sadece siyasi parti kanununda ve bizim partimizin programında, tüzüğünde var. Siyasi partiler açısında önü açık ama sadece bizim partimiz tarafından uygulanıyor. Eşbaşkanlık sistemi özellikle kadının siyasette önünü açan ve güçlendiren bir yöntem ve bugün bütün dünyada tartışılan ilerici partiler ve sol partiler tarafından gündeme alınan bir anlayış. Doğrusu bir katkı, yerel hizmetleri güçlendiren bir anlayıştır. Zaten bizler topluma bir vaat olarak sunmuş ve programımıza almış, halka anlatmış durumdayız. Halk da bunu onaylamıştır. 31 Mart seçimlerinde halk eşbaşkanlık sistemini de onaylamıştır. Geriye kalan şey TBMM’nin yasal düzenleme yapması gerekirken,  bugün eşbaşkanlık sistemi yargılanıyor. Yasalar da böyle çıkar. Halk kendisine uygun olan bir şeyi onaylar. Ona karşı fikrini beyan eder, talebini dile getirir ondan sonra yasa çıkar” ifadelerini kullandı.   ‘Kadın politikalar müdürlüklerinin kapatılması kadın düşmanlığıdır’   Diyarbakır ve Mardin büyükşehir belediyelerine atanan kayyımların yine ilk icraatlarının Kadın Politikalar Müdürlüklerini kapatmak olduğuna yönelik de değerlendirme yapan Bedia, şunları dile getirdi: “Kadın düşmanı politikalardır. HDP bir kadın partisidir. Toplumsal değişimin, dönüşümün kadınların hayata katılmasıyla sağlanabileceğini söylüyoruz. Bunun hizmetlerini veriyoruz. Önceki dönemde Kadın Politikalar Müdürlüklerimizi açmıştık. Kayyımlar atanır atanmaz ilk iş olarak daire başkanlıklarını, müdürlüklerini kapattı, kadın sığınaklarını kapattı, kadına yönelik şiddetle mücadele birimlerini kapattı. Kreşleri kapattı. Kayyım kadınların hayatını kolaylaştıracak her ne varsa yok ederek,  kadınları eve kapatarak, kendi çizdiği çerçevede kalmasını istemişti.”    ‘Hayatlara dokunmayacaksak neden varız’    Göreve geldiklerinde kadın alanında iki müdür ataması yaptıklarını dile getiren Bedia, “Kayyım döneminde hiç belediyeye gelmemiş kadınlardan çok ciddi başvurular alıyorduk. Yerel hizmetler işte bunun içindir. Hayatlara dokunamayacaksak, hayatlara dokunmanın formüllerini, yollarını aramayacaksak, neden belediye görevini yürüteceğiz ki? Bunların önünü açmak gerekiyor. Daha dün bir kadın hunharca çocuğunun gözü önünde katledildi. Bu cinayetleri önlemeyen, önlemek istemeyen, bütün mekanizmalarıyla kadın düşmanlığı politikalarını ne yazık ki sürdürüyor. Halbuki kadın sorunu toplumun kanayan sorunudur. Toplumsal yozlaşmaya engel olmak varken, göz yummak,  kadın cinayetlerinin artışına vesile olmak gerçek anlamda bir sorundur. Kadın düşmanı politikalar kazandırmaz. Ciddi anlamda kaybettirir. Kayyımların bugün aynı şeyi yaptıklarını görmek, yine aynı düşmanlıklarını sürdürecekleri anlamına gelir” dedi.   ‘Hakkımda açılan davaların hukuki bir dayanağı yoktur’   Hakkında açılan soruşturmaların da milletvekili olarak yaptığı konuşmalardan kaynaklandığını, oysa ki halkın taleplerinin dile getirmenin kendi görevleri olduğunu hatırlatan Bedia, “Hakkımdaki soruşturmalar tamamen siyasi rakiplerimin hazırladıkları adeta hukuk komisyonu gibi çalışan kolluk, savcılık, mahkeme tarafından devreye konulmuş haksız yere açılmış davalardan ibaret. Hiçbir geçerliliği yok. Hukuki bir dayanağı yok ama bugün kendi gerekçelerinin zeminini oluşturmak için, toplumu manipüle etmek için bir araç halinde kullanıyorlar. Benim hakkımdaki soruşturmalar bunlardan ibaret, belediye görevindeyken, TMK tarafından hakkımda açılan herhangi bir dava yoktur. Hizmetlerimizi şeffaf bir şekilde yürüttük. Bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından yargılansam beraat edeceğim ama bu ülkede maalesef siyasi kararlar hukukun önüne geçiyor. Halk buna alıştırılmaya çalışılıyor. Ama alışmayacağız” sözlerini kullandı.   ‘Ben inanıyorum ki halkımız kazanacak’   Kayyım atamalarının ardından halkın belediyeleri sahiplenmesine ilişkin de konuşan Bedia, son olarak şunları söyledi: “Şuan hali hazırda röportaj yaparken dahi etrafımız çevrelenmiş. Helikopter kentin üzerinde geçiş yapıyor. Yıllardır partimizin önünde güvenlik güçleri bekletiliyor. Halkın gidiş gelişi engellenmekte. Partimiz sürekli olarak kriminalize edilmektedir. Bu halkın iradesi karşısında hiç kimse duramaz. Farklı çevrelerden de destekler sürüyor. Çünkü herkes ne kadar haksız bir karar olduğunu da biliyor. Bunu darbe olarak yorumluyor. Dünyada asgari adalet çerçevesinde toplanan herkes bizim yanımızda olduğunu söylüyor. Ben inanıyorum bu siyasi karar nasıl alındıysa geri çekilecektir. Bunu halk iradesi başaracaktır. Ben bir kez daha halkın sağduyusu karşısında saygıyla eğiliyorum. Kendi oyu ve iradesi için gösterdiği hassasiyet ve direnişi selamlıyorum. Van halkının bize teslim ettiği iradeye biz asla hıyanet etmedik. Bu iradenin arkasında duracağımızın sözünü yeniliyoruz. Bu oya layık olmaya çalışıyoruz. Ben inanıyorum ki halkımız kazanacak.”