‘Kayyımla yeni bir aşamaya geçildi, aynı cephede durmak gerekiyor’ 2019-08-23 09:02:56   Habibe Eren    ANKARA - HDP’li büyükşehir belediyelerine kayyım atanması ile iktidarın yeni bir aşamaya geçtiğini ve zorun her yere sirayet edebileceğini belirten Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Candan Karakuş, “Aynı cephede durmak gerekiyor” dedi.     İçişleri Bakanlığı kararıyla HDP’li Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediyelerine kayyım atanması üzerine toplumun birçok farklı kesiminden seçmen iradesinin yok sayılmasına yönelik tepkiler gelmeye devam ediyor. Önceki gün Ankara’da 44 kurumun ortak imzasıyla kamuoyuna deklere edilen basın metni ile hükümete kararından vazgeçme çağrısı yapıldı.    44 kurum arasında yer alanlardan biri de Mimarlar Odası Ankara Şubesi idi. Şube Başkanı Tezcan Candan Karakuş, kayyım atanmasına tepki gösterirken, demokrasi güçlerinin bir arada durması gerektiğini belirtti.    ‘Halk iradesi üstünde başka irade olamaz’   Üç büyükşehir belediyesine kayyım atanması ve eşbaşkanların görevden alınmasının evrensel hukuk kuralları ile bağdaşmadığını kaydeden Tezcan, seçmenin tavrını gösterdiğini ve halk iradesinin defalarca sandığa yansıdığını hatırlattı.  Halk iradesi üzerinde herhangi bir iradenin olamayacağına dikkat çeken Tezcan, “Belediye eşbaşkanları hakkında soruşturma olduğu gerekçesiyle görevlerinden el çektirildiği söyleniyor. Yargı süreci tamamlana kadar herkes masumiyet karinesindedir. Dolayısıyla soruşturma tamamlanmadan yargı kararı verilmeden bunun yapılması doğru değildir” dedi.    ‘Tekil bir olay olarak ele alınmamalı’   Kayyım politikasının sadece Mardin, Diyarbakır ve Van’ı kapsamadığına da dikkat çeken Tezcan, “Tekil bir olay olarak ele alınmaması gerekiyor. Eğer bir hukuk devleti olacaksak, demokrasi içerisinde yaşayacaksak en temel insan hakları ve hukuk kuralları olarak görüp sürece müdahale etmek gerekir. Bundan dolayı kayyım atanmasını kınıyor ve doğru bulmuyoruz” diye konuştu.    ‘Son dönemlerini yaşıyorlar’   Türkiye’deki otoriter rejimin son dönemini yaşadığını ve bu son dönemini yaşadığı süreçte sistemin daha sertleşeceğini söyleyen Tezcan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İsraf çoğalacak. Yandaşları ya da çevresini koruyarak bizim var olan bütün değerlerimizi yok etmeye çalışacaklar. Tarih de bunu gösteriyor. Ama tarih ve kanıtlar, bunların son dönemi olduğunu da gösteriyor. Tabi ki bunların hesabının sorulması gerekiyor. Diyarbakır’da kayyumun yaptığı banyoyu hiç kimsenin unutmaması gerekiyor. Bu sadece buz dağının görünen yüzüdür. Onun altını ve daha büyük talanları ortaya çıkarmak Türkiye’de yaşayan herkesin görevi.”    ‘Aynı cephede durmak gerekiyor’   Tezcan, evrensel insan hakları mücadelesinin ırka, görüşe ya da etnik kökene bağlı olmadığını dolayısıyla demokrasi ve hukuk mücadelesi verilecekse herkesin aynı cephede durması gerektiğine işaret etti. Tezcan, “Tabi ki bu cepheyi parçalamak istiyorlar. Bu cepheyi ötekileştirerek insanları farklı bir noktaya itmeye çalışıyorlar. Bu nedenle baskıyı yoğunlaştırıyorlar. Ama bugün masada ki örgütlerin varlığı ve çeşitliliği bunun evrensel bir göstergesi ve böyle devam etmesi gerekiyor. Zira karşımızda çok ciddi otokratik bir rejim var” ifadelerini kullandı.    ‘İktidar kayyımla yeni bir aşamaya geçti’   “Kayyım politikası HDP ile sınırlı kalmayabilir. Herkese gelebilir” uyarısında bulunan Tezcan, “Hukuk denen şeye hepimizin ihtiyacı var. Dolayısıyla iktidar yeni bir aşamaya geçmiştir. Geçmişteki kayyımlardan farklı olarak yerel seçimler sürecinin hemen arkasından yeni bir aşamaya geçmiştir. Bu da zorun her yere sirayet edeceğinin göstergesidir. Sadece partiler, belediye üyeleri değil meslek örgütleri de bu süreç içerisinden payını alabilir” dedi.