'Devlet politikaları nefret söylemini artırıyor' 2019-07-31 12:17:43   ANKARA - HDP Milletvekili Meral Danış Beştaş, mültecilerin sınır dışı edilmesine dair Meclis’e araştırma önergesi sundu. Mültecilerin yaşadığı hak ihlallerinin toplumda da etki yarattığını dile getiren Meral, “Bu tür yöntemler nefret söylemlerinin odağında olan sığınmacıların durumunu daha da vahim hale getirmekte ve olası linç olayları için adeta işaret fişeği niteliğinde olmaktadır” dedi.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, Suriyeli mültecilere yönelik nefret dili ve geçici koruma statüsündeki mültecilerin sınır dışı edilmesine dair Meclis’e araştırma önergesi sundu. Suriye’deki iç savaşın ardından Suriyelileri ülkeye kabul eden iktidarın, bunun gereklerini yerine getirmediğine işaret eden Meral, “Son dönemlerde Suriyeli sığınmacılara yönelik ayrımcı dil yerini nefret söylemlerine ve linç girişimlerine bırakmış; sığınmacılar yerel yöneticiler tarafından dışlanmakta sosyal alanlara girişleri dahi engellenmektedir” dedi.   Mültecilere şimdilerde zorla “gönüllü geri dönüş” belgesi imzalatılmak suretiyle toplu halde sınır dışı edilmelerine dikkat çeken Meral, şunları kaydetti: “22 Temmuz’da İstanbul Valiliği tarafından yapılan açıklamada ise ‘düzensiz göçle mücadele çalışmalarının’ başlatılacağı ifade edilmiştir. Ayrıca İçişleri Bakanı tarafından yapılan açıklamada 2019 yılının başından 20 Temmuz’a dek 43 bin kişinin sınır dışı edildiği ve yılsonuna dek ortalama 80 bin göçmenin sınır dışı edilmiş olacağı belirtilmiştir. Ancak Bakanlık, Ahmad Kanj, Mazın Fayad ve Mueyyed Mıhrat’ın geçici koruma belgeleri olmasına rağmen, zorla geri gönderme belgeleri imzalatılarak sınır dışı edildiği olaydan sonra yapmış olduğu açıklamada kimsenin sınır dışı edilmediğini dile getirmiştir. Bu ifadeler arasındaki çelişki başta olmak üzere, sınır dışı edilen sığınmacı sayısındaki artış kaygı vericidir.”   ‘Kişinin hayatı tehdit altındaysa geri gönderilemez’   Meral, mültecilerin başta yaşam hakkı olmak üzere birçok hakkının uluslararası düzeyde garanti altına alındığını söylerken, Türkiye’nin de tarafı olduğu iltica hakkını koruyan sözleşme ve protokollerde yer alan “Mültecilerin ırk, din, sosyal gruba tabiiyeti, siyasi fikirleri nedeniyle ülkesine döndüğünde hayatı ya da özgürlüğü tehdit altında olacaksa, sözleşmeye taraf devletler hiçbir suretle mültecileri geri gönderemez veya iade edemez” ibaresine vurgu yaptı.    ‘Linç girişimlerinin artmasına neden oluyor’   Sınır dışı işlemlerinde ağır hak ihlallerinin yaşanmasının birçok görüntüye de yansıdığını dile getiren Meral, şunlara vurgu yaptı: “Sınır dışı edilen sığınmacılara kelepçe takıldığı, otobüslerde yerlere oturtularak seyahate zorlandıkları, darp ve kaba dayağın söz konusu olduğu yanıysan görüntüler arasındadır. Bu durum ise göçmenlerin/sığınmacıların toplu şekilde sınır dışı edilmelerinin dışında onur kırıcı muameleler ve ağır hak ihlallerinin de söz konusu olduğu anlamına gelmektedir. Üstelik bu tür yöntemler nefret söylemlerinin odağında olan sığınmacıların durumunu daha da vahim hale getirmekte ve olası linç olayları için adeta işaret fişeği niteliğinde olmaktadır. Devletin bu konuda sorumluluklarını yerine getirmesi ve mültecileri/sığınmacıların, yasaların gerekli kıldığı şartlarda yaşayabilme olanaklarını geliştirmelidir. Bu bahisle, hukuka aykırı uygulamaların sonlandırılması, sığınmacıların/göçmenlerin ulusal ve uluslararası hukuktan gelen haklarını kullanabilmeleri için gerekli tedbirlerin alınması için meclis araştırması açılmalıdır.”