Anti-personel mayınları Milli Savunma Bakanı’na soruldu 2019-07-24 17:10:46   ANKARA - HDP’li Serpil Kemalbay, anti-personel mayınları kullanımını Meclis’e taşıyarak Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a, “Askeri bölgeye ve karakola yakın bir alanda 10 yaşındaki Ayaz ile 4 yaşındaki Nupelda Güloğlu kardeşler neden yaşamlarını yitirmiştir?” diye sordu.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir milletvekili Serpil Kemalbay, anti-personel mayınları Meclis’e taşıdı. Serpil, Türkiye’de mayın kullanımı nedeniyle yaşamlarını kaybeden ya da sakat kalan insanları Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a sormak için Meclis Başkanlığı’na soru önergesi verdi.    Önergede, anti-personel mayınlarının ulusal ve uluslararası yasalar ve sözleşmelerle kullanımının yasaklandığı belirtildi. Önergede, “Ottawa Sözleşmesi olarak da bilinen "Anti-Personel Mayınların Kullanımının, Depolanmasının, Üretiminin ve Devredilmesinin Yasaklanması ve Bunların İmhası ile İlgili Sözleşme’ye Türkiye 2003 yılında taraf olmuş, Sözleşme 1 Mart 2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir.  Sözleşme; taraf devletlere, stoklarındaki mayınların dört yıl, döşenmiş mayınların da en geç on yıl içerisinde sökülerek imha edilmesi yükümlülüğünü getirmektedir” denildi.   Türkiye’nin, sözleşme kapsamında 2014 yılına kadar toprağa döşeli 1 milyondan fazla sayıdaki mayını çıkarma konusunda taahhütte bulunduğu hatırlatılan önergede, şunlar kaydedildi:    “Ne yazık ki; AKP iktidarının mayın ve savaş atığı sorununa bir insan hakları meselesi olarak değil de bir güvenlik meselesi olarak bakması onlarca çocuk ve yurttaşın vahim bir şekilde yaşamını yitirmesine, yaralanmasına veya uzuvlarını kaybetmelerine neden olmaya devam etmektedir.    ‘Çocukların yararı her şeyden üstündür’   Ayaz ile Nupelda’nın ve diğer birçok çocuk ve yetişkin yurttaşın yaşamlarını yitirmeleri ya da sakat kalmaları 40 yılı aşkın bir süredir devam eden çatışma ve savaş siyasetinin bir sonucudur. Çocukların yararının her şeyden üstün tutulması,   devlet tarafından çocukları korumak ve onlara değer vermek Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin gereğidir. Oynarken, hayvan otlatırken mayın, savaş mühimmatı ve ortalığa saçılmış patlayıcılar sonucu yaşamını yitiren çocukların yaşam hakkını korumaktan sorumlu olması gereken devlet pek çok çocuk gibi Ayaz ve Nupelda’yı da yaşatamamıştır.”   Önergede, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’dan şu sorular yöneltildi:   “*Özel güvenlik bölgesi ilan edilmemiş, halkın kullanımına açık, askeri bölgeye ve karakola yakın bir alanda 10 yaşındaki Ayaz ile 4 yaşındaki Nupelda Güloğlu kardeşler neden yaşamlarını yitirmiştir?    *Ayaz ve Nupelda Güloğlu kardeşlerin korkunç bir şekilde yaşamını yitirmelerine sebep olan patlama ile ilgili sorumlular hakkında bir soruşturma açılmış mıdır?    *Bölge halkının ifadeleri doğrultusunda patlamadan iki hafta önce yaylaya çıkan yurttaşların karakola çağırılarak ”gece dışarı çıkmayacaksınız. Burayı boşaltacaksınız, başınıza bir şey gelirse sorumlusu biz değiliz” şeklinde uyarıldıkları, daha sonra Bilgeç Köyü Muhtarı ile yaylacı yurttaşların kaymakam ve karakol komutanları ile yapılan görüşmeleri sonucunda ailelerin yaylada kalabileceklerine yönelik ifadeleri çocukların ölümünde bir ihmal veya kasıt olduğu şüphesini düşündürmektedir.  Bu şüphelerin giderilmesine yönelik araştırma yapılacak mıdır?    *Ottawa Sözleşmesi uyarınca; mayınlı alanlara sivillerin girişinin engellenmesi, yörede yaşayan yurttaşlara farkındalık kazandırmak amacıyla risk ve patlayıcı eğitimleri vererek bilinçlendirmeye yönelik çalışmalar yapılmakta mıdır?   *Tunceli Barosu’nca; sınır illeri hariç en fazla mayının Dersim’de olduğu ve patlayıcıların bir an önce temizlenmesi çağrısının yapıldığı yazılı açıklamayı dikkate almak ve bir çalışma yapmak yönünde bir girişiminiz bulunmakta mıdır?     *Temizlenmeyen mayınlar, askeri mühimmatlar nedeniyle uzuvlarını kaybeden yurttaşlara yönelik sosyal ve ekonomik bakımlardan yeniden uyum sağlamaları dahil, bakım ve tedavilerinin yapılması yükümlülüğünün yerine getirilmesine yönelik bir çalışmanız var mıdır? Var ise bu sorumluluk ne şekilde olmaktadır?    *İktidarınız döneminde güvenlik nedeniyle boşaltılan ve girilmemesi için mayın döşenen bölgelerde şimdiye kadar temizlenen mayınlı alan ne kadardır?   *2015 yılının Şubat ayında Bakanlığınız içerisinde kurulan ve yönetmeliği oluşturulan Mayın Eylem Merkezi’nde ne tür çalışmalar yapılmaktadır?    *Basında yer alan Genelkurmay’ın mayın haritasını kaybettiği, 2006 yılında ise bu haritaların bulunduğu haberleri, Türkiye’de devletin bolca mayın döşediği ancak bunların kaydını bile tutmamış olduğunu göstermektedir. Bu durumda Doğu ve Güneydoğu illeri ve sınırları bölgelerinde yaşayan yurttaşların yaşam hakları nasıl korunacaktır?    *Tunceli Valisi’nin somut bilgi ve belgeye dayanmadan açıklama yapmış olması katliamın sorumlularının örtbas edilmesine hizmet etmeyecek midir?”