HDP’den ‘kreş hakkı’ için kanun teklifi 2019-07-19 16:02:41   ANKARA - HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, çalışanların “kreş hakkı” için Meclis’e kanun teklifi sundu. Kanun teklifinde kapatılan kreş ve bakım evlerinin yeniden açılması, doğum izninin 32 haftaya çıkarılması gerekliliğine işaret edildi.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) Muş Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personelin elinden alınan “kreş hakkına” dair Meclis’e, “Devlet Memurları Kanunu Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair” kanun teklifi sundu. Sunduğu kanun teklifinin gerekçelerini de açıklayan Gülistan, erkek çocukluk döneminde çocuklara sunulan eğitim ve bakım hizmetlerinin, çocuğun ileriki yaşlarda kazanacağı davranışsal ve bilişsel gelişimine temel oluşturduğuna işaret etti.  Türkiye’deki hanelerin çoğunda, çocuğun gelişimini destekleyecek bir ortam ve imkân bulunmadığına dikkat çeken Gülistan, “Erken çocukluk gelişimini destekleyecek program ve hizmetler kamusal bir hak olarak anadilinde ve ücretsiz olarak sunulduğu zaman, hem sağlıklı nesiller yetişmesi hem de fırsat eşitliği yaratılması mümkün olur” dedi.   Var olan kreşler de kapatıldı   Çocuk gelişiminin ebeveynlerin ve kamunun ortak sorumluluğunda olduğuna değinen Gülistan, Türkiye’de kreş ve diğer çocuk bakım-eğitim imkânları son derece sınırlı olmasına rağmen, hâlihazırdaki kamu kurumları ve yerel yönetimlere ait kreşlerin de kapatıldığının altını çizdi. Gülistan, kanun teklifinin gerekçelerinde şunları sıraladı: “Örneğin; Van, Mardin, Batman gibi il ve ilçe belediyelerinde anadilde hizmet veren birçok kreş ve eğitim destek evi,  kayyımların keyfi kararlarıyla kapatılmış ya da içeriği değiştirilmiştir.  Yine İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 2005 yılında 0-66 ay arasında çocuğu bulunan belediye çalışanına yönelik başlattığı çalışma sayesinde 458 belediye personelinin çocuklarını gönderdiği kreş ve anaokulu, Sayıştay’ın 2017 yılında büyükşehir belediyelerinin kreş hizmetini ‘kamu zararı’ olarak nitelendirmesi sonucu kapatılmıştır. 21.01.2013 tarihinde Maliye Bakanlığı’nın yayınladığı “Kamu Sosyal Tesislerine İlişkin Tebliğ” ile kreşlere kamu bütçesinden harcama yapılması yasaklanmış, bu tebliğe dayanılarak birçok kamu kurumundaki kreş kapatılmıştır.”   9 bin kurumun sadece 300’ü denetlendi   Kamu kurumlarında kreş sayısı giderek düştüğünü, özel kurum ve işletmelerde ise denetimin olmadığını söyleyen Gülistan, “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın Türkiye’deki kreşlerle ilgili paylaştığı bilgiye göre; kadın işçilere kreş hizmeti sunmakla yükümlü 150 ve üstü kadın çalışanı bulunan kurumların sayısı 9 bin. Ancak 2013 verilerine göre bu kurumlardan sadece 300’ü denetlenmiş durumda. Denetlenen yerlerin de yüzde 65’inde emzirme odası, yüzde 45’inde ise kreş bulunmamaktadır” ifadelerine yer verdi.  Çalışma saatleri değişen ebeveynlerin, çocuklarının bakımı konusunda ciddi sorunlar yaşadığını belirten Gülistan, ifadelerine şöyle devam etti: “Kamu emekçilerinin ortak talebi olan hizmet kolunda farkı statülerde çalışan tüm emekçiler için Kreş Hakkı’nın kamusal bir hak olarak kabul edilmesi, tüm işyerlerinde güvenilir, ücretsiz, ulaşılabilir, anadilde ve denetlenebilir kreşlerin ve anaokulların açılması, kadın çalışanlar için doğum ve süt izin sürelerin uzatılması için yasal düzenlemelerin iyileştirilmesine ihtiyaç vardır.”   Kanun teklifinde şu taleplere yer verildi:   * Kapatılan tüm kamu kreşleri açılmalıdır.   * Kadın/erkek olmasına bakılmaksızın, en az 50 işçi çalıştıran kamu/özel tüm işyerlerinde ücretsiz (vardiya koşulları dikkate alınarak gerektiğinde 24 saat açık) bakım evleri ve kreşlerin açılması zorunlu olmalıdır.   * 50’den az çalışanı olan işyerlerindeki çocuklu bireyler için ise her mahalleye ihtiyacı karşılayacak kadar kreş açılması amacıyla devlet bizzat girişimde bulunmalı, belediyelere yasal zorunluluk getirilmeli, işverenler de bu mahalle kreşlerine destek olmakla yükümlü olmalıdır.   * Çalışmayan ebeveynlerin çocuklarının da mahalle kreşlerinden faydalanması sağlanmalıdır.   * Kreşin bir çocuk hakkı olduğu gerçeğinden hareket edilerek politika geliştirilmelidir.   * İşyerlerindeki çalışma düzeni, kadınların ve erkeklerin çocuklarına bakma yükümlülüğüne uygun şekilde düzenlenmelidir.   * Doğum izinleri yeniden düzenlenmelidir. Kadınlar için doğumdan önce 8 hafta, doğumdan sonra 24 olmak üzere en az 32 hafta doğum izni sağlanmalıdır.