Hüda Kaya: DAİŞ dünya için büyük bir risk 2019-07-11 10:16:43   ANKARA - NRLS tarafından düzenlenen DAİŞ forumuna katılan HDP’li Hüda Kaya, DAİŞ çetelerine yönelik uluslararası bir yargılama yapılması gerektiğini belirterek, “Hâla örgütlenmeleri devam ediyor bu sadece Suriye için değil tüm dünya için risk” uyarısında bulundu.    Rojava Stratejik Araştırma Merkezi (NRLS) tarafından düzenlenen "DAİŞ: Engel ve yüzleşme boyutu" forumu 6-7-8 Temmuz’da Amûdê’deki Beylesan salonunda gerçekleşti.  DAİŞ'le mücadele forumunda, DAİŞ saldırılarının tanıkları ve mağdurları dinlenirken uluslararası alanda DAİŞ saldırılarının bitirilmesi ve yargılamaların yapılması amacıyla mahkemelerin kurulması gerektiği belirtildi. Üç günlük forumun ardından 9 Temmuz’da 11 maddelik sonuç bildirgesi açıklandı.    Forumun katılımcılarından olan Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Hüda Kaya forumun içeriğini ve sonuç bildirgesini ajansımıza değerlendirdi.    ‘DAİŞ birçok yerde başarısızlığa mahkum edildi’   DAİŞ’in birçok yerde başarısızlığa mahkum edilip dağıldığını söyleyen Hüda,  DAİŞ’in hakim olduğu bölge kalmadığını ve Kuzey ve Doğu Suriye’nin yeniden kendi küllerinden var olmaya çalıştığını dile getirdi. DAİŞ tehlikesinin bittiğine dair gözlemlerin olduğunu ancak durumun böyle olmadığını dile getiren Hüda, “Bu konferans sebebiyle oraya gittiğimizde olayın hiçte öyle uzaktan görüldüğü gibi olmadığını gördük.  Evet, IŞİD korkunç bir dram yaşattı bölge halkına. Başta Êzidî kadınlar olmak üzere kadınlar katliam ve tecavüzlere maruz bırakıldı. Bunlar karşısında da büyük bir direniş gerçekleştirildi” dedi.    ‘Rojava’nın elinde ateş topu ve ciddi bir risk var’   Suriye’de olayın daha vahim boyutlarından bir tanesinin esir ve kamplarda kalan kadın ve çocukların durumu olduğunu kaydeden Hüda, var olan sorunlara ilişkin şu bilgileri aktardı: “Teslim olurken dahi kendilerine telkin edilen ‘işte Kürtler size bir şey yapmayacaklar’ gibi bunu bilerek teslim oluyorlar ve kamp yaşamını tercih ediyorlar. Hala doğumlar devam ediyor ve binlerce çocuk ellerinde. Kamp içinde bile hem çocuklarını vahşi ve insanlık dışı zihniyetle bu dinci perspektifle yetiştirmeye devam ediyorlar ve aynı zamanda örgütlenmeleri de devam ediyor. Rojava’da büyük bir zafer kazanıldı diye dünya kamuoyu bir rehavete asla düşmemeli. Rojava’nın elinde büyük bir ateş topu ve risk var avuçlarının içinde ve binlerce kadını, erkeği çoluk çocuğuyla kamp ve tutuklamalarıyla aynı zamanda ciddi bir tehlike ile karşı karşıyalar.”   ‘Küresel aktörlerin etkisini göz ardı edemeyiz’   Hüda devamında tecavüze maruz bırakılan kadınlar olduğunu ve bu kadınların arasında çocuklarının ellerinden alınmaması için kimliklerini gizleyenler olduğuna dikkat çekti. Hüda, “Tecavüz sonucu doğan çok sayıda çocuk var. O kadar çok büyük problemler var ki, bu sorun dünya üzerinde 100’e yakın ülkede insan transferleri yapılarak pek çok ülkenin pek çok küresel aktörlerin de istihbaratların da göz yumularak IŞİD varlığını ortaya çıkardıklarını biliyoruz. Ortadoğu ve Rojava’da eğer korkunç bir dram ve insanlık suçu yaşanmışsa küresel aktörlerin etkisini veya lakaytlığını göz ardı edemeyiz” ifadelerini kullandı.    ‘Herkes üzerine düşen görevi yapmalı’   Kuzey ve Doğu Suriye’deki halkların son derece insanlık üstü tarihsel bir direniş ortaya koyarak bir halk dayanışması gerçekleştirdiğini vurgulayan Hüda, sözlerine şöyle devam etti: “Suriye’de halklar ülkelerin baş etmeye imtina ettikleri bir yapı ile baş ederek bir sonuca ulaştı. Kendi öz savunmasını gerçekleştirdi ve kendi yönetimini küllerinden yeniden doğarak yapılandırmanın derdine düştü. Fakat ellerindeki binlerce IŞİD esiri, kadın ve çocuklar var.  Ve hala bu örgütlenmenin devam ediyor olması sadece Rojava için değil dünya içinde bir risk. Bu riskin bugünlere gelmesine sebep olan küresel aktörler bugün geç de olsa ellerini taşın altına koymak zorundalar. O yüzden Rojava’daki bu forum son derece önemliydi. Bu mesajın bu gerçekliğin ulaşması noktasında oraya katılım gösteren herkes üzerine düşen görevi yapmalı.”   ‘Uluslararası mahkemelerde yargılamaların yapılması gerekiyor’   “Rojava halkı kendi yaşamlarını sürdürüyordu. Herhangi bir ülkenin mahallesine gidip saldırıp bir haneye tecavüz etmediler” diyen Hüda,  Suriye halklarının kendi mahallesinde saldırıya uğradığını ve kendi savunmasını gerçekleştirerek bugün bir dizi sorunla baş etmeye çalıştığına işaret etti. Hüda, “İnsanlık düşmanı olan bu yapılanma sadece Kürtlerin ya da Rojava halkının problemi değildir.  Küresel bir problemdir. Uluslararası mahkemelerde suçluların yargılanması gerekiyor. Bununla birlikte kampta kalan ve esir olanlarda şöyle bir sorun var; çocuklarını şu an aynı zihniyetle yetiştiriyorlar. Dolayısıyla hem maddi hem manevi olarak Rojava’nın altından kalkamayacağı devasa bir problem var. Uluslararası anlamda buna muhakkak el atılması gerekiyor” diye konuştu.    ‘Suç işleyenler hak ettiği cezayı almalıdır’   Tecavüze maruz bırakılan ve DAİŞ saldırılarından bir şekilde etkilenen tüm kadınların hem ruhsal hem psikolojik hem de gelecekleri adına bir güvence oluşturulması gerektiğine işaret eden Hüda, şunları söyledi: “Tecavüz sonucu doğan ve kamplarda hâla doğmaya devam eden çocukların geleceği ile sağlıklı insan toplumuna yararlı bireyler olarak yetiştirilmesi noktasında irade ortaya konulması gerekiyor. Bu suç örgütlerinin elinde yeni suç makinalarının yetişmemesi açısından daha büyük adımlar atılması gerekiyor. Uluslararası mahkemelerde yargılamaların devam etmesi gerekiyor. Kadınları köleleştiren, kadın pazarları kuran, yakan, yıkan kesen her anlamda suç işleyenler içinde bulunan kişiler muhakkak hak ettiği cezayı almalıdır.”   ‘Çözüm bulunmalı her geçen saat kronikleşiyor’   Forumda Avrupa’dan gelen konuşmacıların aktarımlarına da değinen Hüda, yabancı katılımcıların kendi ülkelerinden DAİŞ’e katılanların ülkelerine iade edilip orada mahkum edilmelerine yönelik ifadelerinin olduğunu belirtti.  Kuzey ve Doğu Suriye’de işlenen suçlara göre yargılama yapılması gerektiğine dair beyanların da olduğunu aktaran Hüda, şu sözleri kullandı: “Suriye Irak noktasında idam yasası olduğundan dolayı bazı noktalarda çekinceleri olanlar düşüncelerini ifade ettiler. Bir kısımda Rojava içerisinde yargılamaların devam ederse’ hem suç mahallinde bu yargılamalar devam eder hem de Rojava’nın uluslararası statüsü noktasında tanınması ve meşruiyeti noktasında adıma atılır’ denildi. Fakat her halükarda Suriye genelinde düşünürsek sanırım uluslararası akredite noktasında ortak bir çözüm bulunmalı. Hukuksal anlamda bir çözüme bağlanmalı. Her geçen saat olayı kronikleştiriyor. Politik ve sosyolojik anlamda içinden çıkılmamasına neden oluyor.”    ‘Yüzleşme ve özeleştiri gerekiyor’   DAİŞ’in bitirilmesi noktasında ise çok daha karmaşık devletlerarası ilişkilerden küresel ilişkilere kadar irdelenmesi gereken birçok konu olduğuna dikkat çeken Hüda, “Ortadoğu ve İslam dünyasındaki Hazreti Muhammed sonrası var edilen oluşturulan saltanatçı devletçi, egemenci ve erkekçi dinciliğin hala toplumda din olarak kabul görüyor olması bizim kendi iç ve inançsal olarak kendi içimizde bir yüzleşme ve özeleştiri gerekiyor. Küresel güçler bu zafiyetlerden yola çıkarak bunları destekleyerek IŞİD’li yapıların ortaya çıkmasını sağladılar. Çünkü zemin buna müsait. Küresel güçlerin taşın altına eline koyması ile birlikte bölge güçlerinin ‘Müslümanım’ diyen halkların da neye inandıklarını, inandıklarının Emevici, eril kadın düşmanı, özgürlük düşmanı, irade ve akıl düşmanı barış düşmanı ve nefretten beslenen dinci zihniyete karşı neler yapabiliriz’ demesi gerekiyor” diye belirtti.    ‘Emevilerden bugüne ihanet gerçekleştirildi’    Sonuç bildirgesinde eril egemenci saltanatçı, tekçi baskıcı dinciliğe karşı gerçek anlamda inancın asli unsurlarının öne çıkarılması gerektiği maddesinin en önemli vurgulardan biri olduğunun altını çizen Hüda, “Bir toplumsal uzlaşı çıkarabilmenin formüllerini hayatı boyunca ortaya koymuş elçiler, önderler var. Bu peygamberler aynı zamanda halk önderleri. Dolayısıyla bu perspektifleri temel ilkeleri göz ardı ederek sadece şekilcilikle başörtüden, hacdan, zekattan ibaret zannetmek bu dine en büyük ihanettir. Bunu özellikle ifade ediyorum. Emevilerden bugüne bu ihanet gerçekleştirildi” dedi.    ‘Sorumluluk alan bireyler yetiştirmek istiyoruz’   DAİŞ’in küresel çapta örgütlenmesine karşı ciddi bir seferberlik yaratılması gerektiğini kaydeden Hüda, insanlara sorgulamayı analitik düşünmeyi suçmuş gibi öğrettiklerini ve egemenlerin, devlet yöneticileri ne derse ayet gibi algıladıklarını ifade etti. Bu durumun sorgusuz, sualsiz teslim olmayı öğrettiğini söyleyen Hüda,  “İradesiz olmayı öğrettiler Allah’ın kitabında böyle bir Müslümanlık yok, böyle bir inanç olamaz. Neyi niçin yaptığının farkında olmalısın. Soru sormalısın,  itiraz etmelisin. Eğitim sistemi zaten düşünen insanları makineleştirip robotlaştırarak aklı öldürüyor. Düşünemeyen sorgulamayan bir insan nesli ortaya çıkıyor. Dolayıyla biz her açıdan itiraz edemeyen bireyler değil, düşünen soran ayakları üzerinde insan olduğunun farkında olan barış, güven ve sevgi içinde yaşamanın farkında olan, sorumluluk alan bireyler yetiştirmek istiyoruz” diye konuştu.