Meral Danış Beştaş: İçişleri Bakanlığı Türkiye ve dünyaya açıklama yapmak zorunda 2019-04-25 09:09:47   Hikmet Tunç-Zeynep Durgut   VAN - Gebze ve Kızıltepe’de annelere yönelik polis şiddetinin bardağı taşıran son damla olduğunu belirten HDP’li Meral Danış Beştaş, polislerin derhal görevden alınarak tutuklanması gerektiğini söyledi. Meral, “Valinin bir dakika daha o koltukta oturmaması gerekir. İçişleri Bakanlığı da, bütün Türkiye ve dünyaya açıklama yapmak zorundadır. Biz bunu acilen talep ediyoruz” dedi.    PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle başlatılan ve binlerce tutsağın dahil olduğu açlık grevi eylemleri, kritik aşamayı geçmiş durumda. Ancak hala Adalet Bakanlığı ve hükümet tarafından bir adım atılmazken, çocukları için cezaevi önünde direnen kadınlara ve yurttaşlara polis saldırıları gerçekleşiyor. Kocaeli Gebze M Tipi Cezaevi önünde çocuklarının taleplerinin karşılanması için nöbet eylemi başlatan kadınlara yönelik polis şiddeti ise dünya ve Türkiye kamuoyunda birçok tepki aldı.    Kocaeli Valiliği tepkiler üzerine açıklama yapmak zorunda kalırken, eş zamanlı tüm il ve ilçelerde çeşitli etkinliklerle kadınlara yönelim protesto edildi, elinde coplarla kadınlara şiddet uygulayan polisler hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Yine olayın ertesi günü Mardin’in Kızıltepe ilçesinde tecridi protesto etkinliklerinde polis aynı şekilde anneleri darp ederek, yerlerde sürükledi.    ‘Polis şiddeti artık sınır tanımıyor’   Artan şiddet politikalarını değerlendiren Halkların Demokratik Partisi (HDP) Siirt Milletvekilli Meral Danış Beştaş, polis şiddetinin artık sınır tanımadığını ve bu şiddet politikalarının iktidardan bağımsız ele alınmaması gerektiğine dikkat çekti. AKP ve MHP ittifakının seçim sürecinde devletin tüm olanaklarını kullanarak Türkiye’de “iktidar dışında kimse yokmuş” gibi bir politika izlediğini kaydeden Meral, Cumhur İttifakı’nın muhalefet yokmuş gibi davrandığını söyledi. Meral, “Halkın yoğun talepleri görünmez kılınsın diye çok büyük bir çaba içerisine girdiler. Özellikle medyanın yüzde 90’ınından fazlasını elinde bulunduran iktidar, o dönemde de şimdi de Türkiye’nin aslında temel gündemi olan, olması gereken tecride yönelik açlık grevlerini, bu konuya yönelik eylem, etkinlik ve direnişi görünmez kılmaya çalışıyor. Bir yandan bunu yaparken, bir yandan da kendisinin muhatap olduğunu ısrarla kabul etmeyen ve susmayı tercih eden bir yaklaşım söz konusudur” dedi.     ‘Tecrit siyasi bir kararla uygulanıyor’   “Tecrit siyasi bir kararla uygulanıyor” diyen Meral, “Tecridin sürdürülmesinin hukukla, cezaevi idaresiyle ya da Adalet Bakanlığı ile bir ilgisi yok. Tecrit siyasi kararla sürdürülüyor. Kürtlerin hak ve özgürlük taleplerine ve tecride karşı başlayan açlık grevlerine ‘duymadım, görmedim, bilmiyorum’ şeklinde yaklaşıldı. Açlık grevlerine yönelik şu ana kadar tek bir açıklama yapılmadı ne bakanlıklardan ne yürütmeden ne de Cumhurbaşkanı’ndan. Her konuda konuşan bu merciler, binlerce mahpusun açlık grevini, Leyla Güven’in açlık grevi direnişini, 3 milletvekilimizin Dersim Dağ, Murat Sarısaç ve Tayip Temel’in açlık grevlerini dillerine bile almıyorlar” diye belirtti.    Daha önceki süreçlerde de tecridin hukuka aykırılığı ve kaldırılması gerektiği konusunda sayısız şekilde açıklamalarda bulunduklarını söyleyen Meral, “Genel Kurul açıkken, bütün milletvekilleri ısrarla bu taleplerin kabul edilmesi gerektiğini, hukuka aykırı işkence olarak kabul edilen tecridin bitirilmesi konusunda sayısız defa açıklamalarda bulunduk. Çağrılarda bulunduk ve bu konuda Meclis İnsan Hakları Komisyonu başta olmak üzere meclis başkanlarına çok sayıda önergelerimiz var. Daha Leyla Güven açlık grevine başlamadan verdiğim bir önergeye 3 ay sonra cevap vererek, talebimin Cezaevi Alt Komisyonu’na gönderildiğini söylediler” hatırlatmasında bulundu.    ‘Annelere yaklaşım bardağı taşıran son damla oldu’   Bir önergenin dahi 3 ay sonra Cezaevi Alt Komisyonu’na ulaştığı bilgisinin verilmesini “ciddiyetsizlik” olarak nitelendiren Meral,  Gebze Cezaevi önünde kadınlara uygulanan şiddete ilişkin ise “Annelere yaklaşım bardağı taşırdı aslında, bıçak kemiğe dayandı” dedi. Sözlerinin devamında ise Meral, “Tecride karşı, açlık grevlerine karşı yapılan etkinliklere haksız ve hukuksuz en sert müdahaleyi gerçekleştiren AKP, annelere el uzattı. Gerçekten o görüntüleri izleyen düşünceleri ne olursa olsun, kimliği ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun, ‘insanım’ diyen hiç kimsenin kabul edemeyeceği, büyük bir tepki göstermesi gereken bir görüntüdür. Yüzleri açık, güneş gözlüğü takmış, elinde kamu gücünü bulunduran polisler tarafından annelere onur kırıcı bir davranış ortaya konuldu” ifadelerini kullandı.     ‘Valiliğin açıklaması yetersiz’   Kadınlara yönelik şiddetin sadece Türkiye’de değil dünya genelinde çok büyük tepkiye yol açtığını vurgulayan Meral, “Anneler bir haftayı aşkın Gebze Cezaevi önünde nöbet tutuyorlar ve çocuklarının taleplerine yanıt verilmesini istiyorlar. Bir annenin bundan daha doğal, bundan daha meşru bir talebi söz konusu dahi olamaz. Var olan tepkiler üzerine Kocaeli Valiliği gece saat 01.00 sıralarında bir açıklama yaparak söz konusu olay hakkında soruşturma başlattığını açıkladı. Ama asla yeterli değildir. Kocaeli Valiliği yaptığı açıklamada bir yandan kimlerin açlık grevine girdiğini, örgütleri sayarak aslında bu müdahalenin meşru olduğunu söyleyerek diğer yandan da maksadını aşan bir müdahalenin olduğunu nitelendiriyor. Annelere uzanan o eller, o sözler, milyonlarca Kürt’e uzanmıştır. Kendi vatandaşına gösterilen bu tutum tam olarak faşizmdir” dedi.    ‘Polisler derhal görevden alınıp tutuklanmalı’   Polislerin derhal açığa alındıktan sonra tutuklanması gerektiğinin altını çizen Meral, şöyle dedi: “Bu faşizmi dün de kabul etmedik, bugün de kabul etmiyoruz, yarın da etmeyeceğiz. Bu konuda kesinlikle AKP iktidarının iki yüzlülüğü, bu konudaki samimiyetsizliği, bir kere daha ortaya çıkmıştır. Kendisi her gün Kabataş’ta ‘başörtülü bacımıza el uzatıldı’ derken, ‘cennet annelerimizin ayakları altında’ derken, başka annelere bu müdahaleye karşı hala hükümetten tek bir açıklama gelmemiştir. Talebimiz nettir yüzleri görülen polislerin derhal görevden alınması ve tutuklanmaları gerekiyor. Ayrıca Kocaeli Valiliği yaptığı açıklamayla da bu meseleye ortak olduğunu ifade etmiştir. Valinin bir dakika daha o koltukta oturmaması gerekir. İçişleri Bakanlığı da bütün Türkiye ve dünyaya açıklama yapmak zorundadır. Biz bunu acilen talep ediyoruz.”    ‘Hiçbir iktidar zulümle ayakta kalmamıştır’   Hiçbir iktidarın zulümle ömrünü sürdüremediğini belirten Meral, “Haksızlıklarını örtmek için, var olan suçlarını örtbas etmek için buna karşı tepkiyi görünmez kılarak aklanacaklarını sanıyorlar. Asla aklanamayacaklar. Tecridin işkence olduğunu her zaman söylüyoruz. İşkencede Türk Ceza Kanunu’nda bile zaman aşımı yoktur. Onların iktidarı ilelebet devam etmeyecektir. Er ya da geç o iktidarı devredecekler. O iktidardan düşecekler. Hiçbir iktidar zulümle ayakta kalmamıştır. Erdoğan’ın çok sevdiği Yunus Emre’nin ‘zülüm ile abad olanın sonu berbat olur’ sözü gibi onların sonu da gerçekte berbat olacak” dedi.