ESP’li Deniz Aktaş: Bu çığlığı görelim, bir kişi daha eksilmek istemiyoruz 2019-04-13 09:06:20   Dilan Babat    ANKARA - Tecridin sadece Kürt halkının sorunu olmadığını ve açlık grevlerine daha fazla duyarlı olunması gerektiğini belirten ESP’li Deniz Aktaş, “Bu direnişi ve çığlığı görmek, tecridi kırmak gerekiyor. Bir kişi daha eksilmek istemiyoruz” dedi.    Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkâri Milletvekili Leyla Güven’in PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle başlattığı süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemi 157’nci gününde devam ediyor. Aynı taleple Federe Kürdistan Bölgesi'nin Hewlêr kentinde açlık grevine başlayan HDP üyesi Nasır Yağız 144, Strasburg'da 14 kişi ve Galler'de İmam Şiş 118, cezaevlerinde 16 Aralık'ta başlayan tutsaklar 119, Mexmur'da İştar Meclisi Üyesi Fadile Tok 84 ve Kanada'nın Toronto kentinde Yusuf İba 92’nci gününde eylemlerine devam ediyor. 1 Mart itibariyle süresiz-dönüşümsüz açlık grevleri tüm cezaevlerine yayılırken, HDP’li 3 milletvekili ise Diyarbakır’da açlık grevine devam ediyor.    Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) ve Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) üyesi Deniz Aktaş, tecride karşı herkesin ses çıkarması gerektiğini vurguladı.    ‘Kadınlar ve halklar tecrit altında’    Açlık grevlerinin kritik aşamayı da geçtiğini belirten Deniz, “Sadece Kürt halkı değil, kadınlar ve halklar bakımından bir tecrit söz konusu. Biz de bu tecridin bir an önce kırılmasını istiyoruz. Bugün sosyalistler de insan hakları savunucuları da açlık grevindeler. Bu sürecin böyle devam etmeyeceğini görmek gerekiyor. İktidar tarafından hiçbir yerde gösterilmeyen ve üstü kapatılmaya çalışılan bir direniş aynı zamanda.  Açlık grevlerinin kritik aşamayı geçtiğini acil görmek gerekiyor” dedi.    ‘Bir kişi daha eksilmek istemiyoruz’   Cezaevlerinde 7 kişinin tecride karşı yaşamına son verdiğini anımsatan Deniz, bu eylemlerin amacının ise direnişi görünür kılmak olduğunu söyledi. Deniz, “Ölümlerin devam etmemesini ve bu süreç içerisinde tek bir kişinin daha eksilmesini istemiyoruz. Yetkililerin de bu dönemde bunları görmesi ve talepleri kulak ardı etmemesi gerekiyor artık. Açlık grevleri ve ölümler geri dönülemez bir süreç halini almıştır. Hükümetin ölümlerden sorumlu olduğunu artık görmesi gerekiyor” diye konuştu.    ‘Yetkililer görevini yerine getirmeli’   Açlık grevlerini görünür kılmak için çalıştıklarını aktaran Deniz, “Bu sadece Kürt halkının sorunu değil. Bütün toplumun, haklarımız ve hayatlarımız için bir tepkisi söz konusu. Fedai eylemler açlık grevlerini görünür kılmaya çalışıldığı için yapılıyor. Endişeliyiz, yetkililer görevlerini yerine getirmelidir” ifadelerini kullandı.       ‘Kadınlar erkek egemen topluma karşı başkaldırmıştır’   Leyla Güven öncülüğünde başlayan açlık grevi eylemlerinin çok önemli ve değerli olduğuna dikkat çeken Deniz, şöyle dedi: “Böyle süreçlerin önünü açan hep kadınlar olmuştur. Kadınlar da geleneğin devamı olarak bu sürecin öncüsü. Bugün sosyalist kadınlar, Avrupa’da insan hakları temsilcileri, avukatlar açlık grevine başladı. Böylesi süreçlerde toplumun dinamiği olan kadınlar bu sürece karşı el ele vermiştir. Kadınlar artık böyle yaşmak istemiyor. Hayatlarındaki baskı, erkek egemen topluma karşı kadınların başkaldırışıdır. Kadınların adalet ve özgürlük özleminin bu süreçle birleştiğini görmek gerekiyor. Kadınlar kendi üzerlerindeki tecridi kaldırmak için bu sürece öncülük ediyor.”    ‘Direnişi ve çığlığı görmek gerekiyor’   Açlık grevi eylemlerinin insanca yaşama meselesi olduğunu vurgulayan Deniz, “Bunu böyle görmek gerekiyor” dedi. Artık herkesin daha fazla duyarlı olması gerektiği çağrısı yapan Deniz, “Bu sessizliğe bir direniş çığlığı olalım. Bu direnişi ve çığlığı görmek, tecridi kırmak gerekiyor. Bir kişi daha eksilmeyelim” diye belirtti.