Balıkesir adayı Yurdanur Güven: Engellere rağmen HDP kendini anlatıyor 2019-03-29 09:07:17   Melike Aydın   BALIKESİR - HDP Balıkesir Büyükşehir Belediye Eşbaşkan Adayı Yurdanur Güven, HDP’nin bütün dezenformasyon ve engellere rağmen Balıkesirliye ulaşmaya çalıştığını söyledi.    Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) yerel seçimlerdeki stratejisi bölgede kayyım atanan belediyeleri geri alma iken, metropollerde ise AKP-MHP ittifakına karşı yerel demokrasi cephesine destek olma şeklinde gelişiyor. HDP’den Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Balıkesir eski Eş Sözcüsü Yurdanur Güven ile 25 ve 27. Dönem HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu eşbaşkanlığa adaylıklarını koydu. HDP Balıkesir Büyükşehir Belediye Eşbaşkan Adayı Yurdanur Güven’le Balıkesir’de HDP’nin çalışmalarını,  Balıkesir’deki stratejilerini ve karşılaştığı sorunları konuştuk.   * Türkiye’de özellikle kıyı şehirlerinde bulunan kadınların daha özgür olduğu şeklinde bir kabul var. Bu durum gerçekten böyle midir?   Batıda daha iyi doğuda daha kötü gibi bakmamak gerekiyor. Dünyanın her yerinde eşitsizlik var. Bunu aşmanın yolunu HDP eşbaşkanlık sistemi ile çözdü. Kadınlar için ev işine yakın öğretmenlik, hemşirelik meslekler öne sürülür. Birçok siyasi partide hep kadınlar çalışıyor ama yönetim kademelerine bakınca yüzde 40 gibi bir oranla kadın temsili olan parti yok. Biz eşbaşkanlık sistemi ile eşit temsiliyeti hesaplıyoruz. Toplum eşitsizliğin farkında değil, doğduğumuz günden itibaren erkek yöneten kadın ise yönetilen olarak eğitiliyor. Böyle bir rol yok HDP de. Kadın doğulmuyor kadın olunuyor toplumda. Okulda bile kitaplarda kadın hamur yoğuran, bebek bakan, erkek işten gelen traktör kullanan oluyor. Kadın ve erkeği ayrıştırıyorlar. HDP’nin özgün kadın çalışmalarıyla kadının arkasında duran çalışmaları var.   * HDP’ye yönelik ‘terör’ suçlamalarını nasıl bertaraf ediyorsunuz?   HDP Türkiye partisi ve bunu anlatmaya çalışıyor. Ben Balıkesirliyim, Eşbaşkan Ali Kenanoğlu Alevi, farklı farklı kimlikten insanlarız. Mesela bana ‘hırsız’ deseniz ben size nasıl anlatayım hırsız olmadığımı? Çamur at izi kalsın yöntemi bir müddet söker. Burada parti çalışanlarından tutuklanmayan yok. Bu yüzden parti çalışması yapmakta zorlanıyoruz. Her kanal için bize iftira atmakta yolları açık, ‘bayrak sevmezler, dindar değiller’ gibi. Vatan sevmek hep bir kesimin elinde. Bize başka bir yeri gösteriyor gidin diyor. Oysaki bizim de başka yerde yaşamak gibi bir niyetimiz yok. Broşür dağıtmışlar bizim aleyhimize bizim sembollerimizi kullanarak. Oysa biz AKP-MHP bloğunu kaybettirmek için oy istiyoruz. Aday gösterdiğimiz yerlerde kendimize oy atacağız. Biz fırsat bulursak yapacaklarımızı anlatacak konumdayız.   * HDP’nin Kürt ve Alevi tabanının dışında ezilen ancak milliyetçi ve muhafazakar politikadan etkilenen kesimlere ulaşabilmesi mümkün mü?   HDP bütün demokratik kitle örgütlerinden oy alan bir parti. CHP’nin tabanından geçirgenlik var. Kürtler Türkiye’nin siyahileridir. Buradaki binaları onlar yapıyorlar, ama en lüks evlerde onların oturduğu söylenemez. Krizin, ekonomik kıyımın olduğu bir dönemde çoğu zor durumda ve işsiz. Balıkesir’de Kürtçe bilmeyen çocuklar var, Aleviler ibadetlerini gereğince yapamıyorlar. Biz ötekilerin partisiyiz ama devlet de bizi ötekileştiriyor söylemleriyle. Aslında sınıfsal yapısı bizi kabul edecek ve partimizin de kapsayabileceği bir yer Balıkesir. Ama onlara ulaşmakta zorlanıyoruz. Kişilerin kendi kimliğiyle, meslek kuruluşları, kitle örgütleri ile platformlarıyla kendi yaşamlarıyla ilgili kendilerinin karar vermesine dayalı yerel yönetim anlayışımız var.    ‘Yatay bir demokrasi anlayışımız var’   Belediyeler halklara eşit mesafede hizmet üretirler, yatay bir demokrasi anlayışı var. Örneğin Balıkesir’in sorunu varsa meslek örgütlerini ve komisyonları çağırırız. Mesela bir yere cem evi lazımsa bilirkişiler, alt komisyonlar, oradaki halk meclisleri ile birlikte saptarız. Diğer partiler ise merkezden emir alıyor. Oysa halkın ihtiyacını yerelde yaşayan bilir. Tutturmuşlar denizleri derin deşarj sistemi ile temizleyeceklermiş. Karşımızda Midilli Adası var bir yere gitmeyecek dibe çökecek atıklar ve bir süre sonra körfez kullanılamaz olacak. Ama bunu Ankara’dakiler öyle ferman eylemişler. Oysa halka veya bilirkişilere sorsalar bunun yapılmaması gerektiğini bilir. Eminim orda yapılanı halk ödeyecek.   * Bu durum sizde neden böyle yapılıyor?   Böylece ekonomik olarak daha çok kazanacaklar. Oysa HDP doğanın çocuklara bırakılacak en büyük miras olduğunu düşünüyor ve ona göre planlar yapıyor. En son boğazları kiralamaktan bahsediyorlardı. Bunun 50 sene sonrasında kendimizin de geçip geçemeyeceğimizi anlamakta zorlanıyorlar. Biz bu uygulamaları yapabilsek halk da sahip çıkar. Diyarbakır’da yapıldı sanırım ama kayyım atandı. Halk da bu belediyecilik anlayışı tuttuğu için sahip çıkacaktır. Biz de o belediyecilik anlayışını buralarda uygulayacağız.   * Balıkesir’deki doğa katliamı niteliğindeki faaliyetler için nasıl bir projeniz var?     Prof. Beyza Üstün’le sürekli görüşüyoruz. HDP bu konuyu önemsiyor. Madra Dağı, Kaz Dağı gibi adeta sırtına hançer vurulmuş dağları biliyoruz. Maden ocaklarını gördüğünüz zaman içiniz acıyor. Yok edildiğini fark ediyorsunuz. Bandırmaya giderken yol üzerinde bir tanesi 50 yıl önce terkedilmiş maden ocağına ait arıtma havuzlarında bir tek canlı bile yok. 150 yıl daha kalsa da gitmeyecek. Kaz Dağı’nda, Madra Dağı’nda maden ocakları, taş ocakları çok su harcıyor. Oysa içme suyu çok önemli. Yarın bizim siyaset yapmamıza bile gerek kalmayacak. İçecek su, yiyecek yemek bulamayacağız ve toptan öleceğiz. Bu sorunları sivil toplum kuruluşları, meslek odaları ve halkla çözeceğiz.