12 bin kadın 31 Mart’ta da oy kullanamayacak 2019-03-16 09:21:21   Safiye Alağaş   İSTANBUL - Sığınmaevlerinde kalan 12 binden fazla kadın, 31 Mart seçimlerinde de oy kullanamayacak. Mor Çatı Sığınmaevi Vakfı gönüllüsü Hazal Günel, sistemdeki eksikler nedeniyle kadınların oy kullanamadığını belirterek, “24 Haziran 2018 seçimlerinde bilgi edinmek için İçişleri Bakanlığı’na başvuru yaptık, alt yapı çalışmalarının olduğuna yönelik bir cevap verildi. Ancak geçen sürede herhangi bir çalışma yapılmadı” dedi.    Türkiye’de sığınmaevinde kalan kadınlar, sistemdeki boşluktan dolayı oy kullanamıyor. 140 kadın sığınmaevinde kalan 12 binden fazla kadın, 31 Mart yerel seçimlerinde de oy kullanamayacak. Mor Çatı Gönüllüsü Hazal Günel, sığınmaevinde kalan bütün kadınlar hakkında gizlilik kararı olmadığını hatırlatarak, “Buradaki temel mesele olan gizlilik kararı, kadınların oy kullanıp kullanamamasıyla ilgili. Çünkü gizlilik kararı olan kadınların kayıtta oldukları adres, bu kararla birlikte değişiyor. Adresi başka bir yer gözüktüğü için kendi mahallesinde güvenlik tehlikesi de varsa oy kullanamayacak vaziyete geliyor. Sığınakta kalan her kadının can güvenliği riski olmayabilir ama sığınakların adresi gizli olduğu için burada oy kullanamıyor ya da kayıtta olduğu adrese gidip oy kullandığında geri döndüğünde başka bir tehlikeyle karşılaşabileceği riski bulunduğu için yine oy kullanamıyor. Şu anda oy kullanmayı kolaylaştıracak başka bir sistem de yok” dedi.    ‘YSK’deki açık ciddi bir mağduriyet yaratıyor’   24 Haziran 2018 genel seçimlerinde bilgi edinmek için İçişleri Bakanlığı’na başvuru yaptıklarını dile getiren Hazal, alt yapı çalışmalarının olduğuna yönelik bir cevap verildiğini aktardı. Fakat geçen sürede herhangi bir sistem çalışmasının yapılmadığının altını çizen Hazal, şunları dile getirdi: “Buradaki temel sorun eğer bir kadının kimlik numarası biliniyorsa, işlem yaptığı kurum üzerinden adresi tespit edilebiliyor. Aslında kurumlar, hakkında gizlilik kararı olan kadınlarla ilgili birçok çalışma yaptığını söylüyor fakat gizlilik kararının uygulanması noktasında Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üzerinden doğrudan bir çalışma yapılmadığını görebiliyoruz. Dolayısıyla kadınların adresini teşhir eden başka bir tarafı var. İşin bu tehlikesinin yanı sıra kadınlar için oy kullanmak her vatandaşın olduğu gibi temel haklarından bir tanesidir. Fakat esas olarak kadınlar, acil olan ve günlük hayatını sürdürmek için birçok temel haklarına erişmekte zorlanıyorlar. O yüzden bütün bu sorunları ortadan kaldırabilecek henüz bir çalışma yok. Sığınakta kalan kaç tane kadın oy kullanmak istiyor, oy kullanmayı önceliyor, sığınaktan çıkıp sandıklara gidebiliyor? Buna dair herhangi bir çalışma yok. Uzun vadeli bir çalışmayı gerektiriyor. Ama bir yandan oy kullanmak isteyen kadınlar için YSK’deki bu açık ciddi bir mağduriyet yaratıyor.”    “Oy kullanmak isteyen bir kadın gizlilik kararı alacaksa YSK henüz sandıkları belirlemeden önce gizlilik kararı alması gerekiyor” diyen Hazal, “Dolayısıyla bir adres ataması olacak ve daha sonrasında gizlilik adresi üzerinden ancak oy kullanabilir. Fakat bunun planlamasını kadın yapmak mecburiyetinde değil. Buna dair bir alt yapının düzenlenmiş olması gerekiyor. Sığınakta kalan bütün kadınlar hakkında gizlilik kararı yok. Oy kullanmakla ilgili problem sığınaktaki kadınlar için değil gizlilik kararı olan kadınlar için geçerli. Gizlilik kararıyla ilgili çeşitli sistemlerde birçok açık bulunuyor. Okul üzerinden bulmak, hastane kayıtları üzerinden bulmak gibi açıklar var. YSK de bu kurumlardan biri” ifadelerini kullandı.    ‘Düzgün bir alt yapısının oluşturulması gerekiyor’   Gizlilik kararı olan bir kadının oy kullanmak için YSK’ye başvurabileceğini, bu noktada oy kullanmak için bir çalışma yapılabileceğini fakat bunu öncelemediklerini söyleyen Hazal, “Bununla ilgili özel bir çalışma yapmak mümkün olmuyor. Çünkü seçim aralıkları çok uzun aralıklar. Bu aralıklar içerisinde bunu yapmaya istekli kadınların olması gerekiyor. Çünkü bu bizzat başvurularla yapılabilecek bir şey. Gizlilik kararı oy kullanmayı etkileyen bir şey fakat bir kadının hastaneye gitmesini de engelleyen bir durum olabiliyor. Çocuğunu okula yazdırmayı da engelleyen bir durum olabiliyor. Bu saydıklarım tıpkı oy kullanmak gibi temel haklardır. Dolayısıyla kadının burada neyi öncelediği ve ihtiyaçları neler buna göre bir hazırlık ve çalışma yapılması önemli. Doğrudan sığınakta oy kullanmak üzerine değil gizlilik kararı uygulatılacaksa bunun düzgün bir şekilde alt yapısının oluşturulması, tüm kurumlar açısından bilinerek uygulanması gerekli. Şuan bizim önerdiğimiz şu sistemdir diyemeyiz. Tek bir kayıt sistemi üzerinden diğer bütün kurumlardaki bilgilerin de gizlenebildiği uygulamalara sahip ülkeler var. Tabi ki bu örnekler üzerinden buradaki sistemlerde genişletilerek uygulanabilir” dedi.    ‘Gizlilik kararını nasıl uygulatacağından haberi olmayan görevliler var’    6284 sayılı kanunda şiddetin önlenmesine dair tedbirlerden bir tanesinin de gizlilik kararı olduğunu vurgulayan Hazal, uygulamadaki sorunlara ilişkin şunları dile getirdi:  “Bir kadın kendisi için gizlilik kararı alırken, eğer çocukları için çıkartamıyorsa, çocuklar okula yazıldığı zaman şiddet uygulayıcı adresi bulamıyor ancak kadın farklı bir adreste gözüktüğü için adrese dayalı kayıt sistemine göre okula kayıt ettiremeyebiliyor. Yine ALO 182 hastane randevu sistemin üzerinden kadınlara ulaşan erkekler olduğunu duyuyoruz. Kadın kaydını gizlemek istiyorsa aynı zamanda varsa çocukları için de eksiksiz bir şekilde uygulanabilmesi gerekiyor. Bunun için de tüm kurumların, yetkililerin gizlilik kararını nasıl uygulanacağına ilişkin bilgi sahibi olması gerekiyor. Fakat bırakın okulları, hastane görevlilerini çoğu zaman yargı görevlileri dahi bu gizlilik kararını nasıl uygulatacağından haberi dahi olmayabiliyor.”