'AKP-MHP ittifakı meşruiyet sorununu aşmak için her yolu deniyor' 2019-02-25 09:03:40   Melike Aydın    İZMİR - AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın temel ihtiyaçlarla mermi fiyatını kıyaslamasının iktidarın meşruiyet sorunu yaşadığını ortaya koyduğunu belirten HDP'li Serpil Kemalbay, "Cumhurbaşkanı en sonunda halkı aç bırakarak İHA ve SİHA'ların alındığını itiraf etti. Patlıcan ve soğanı 31 Mart'a kadar satarak, asıl gerçekleri bir avuç tezgahla örtbas etmeye çalışıyor" dedi.    Türkiye'nin içine girdiği ekonomik kriz giderek derinleşirken, iktidarın "çözümü" ise tanzim satış noktaları oldu. 9 Şubat günü partisinin Aydın mitinginde konuşan AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Patlıcancılara, bibercilere, domatesçilere sesleniyorum; Bir merminin fiyatı ne kadar biliyor musunuz?" diyerek aslında krizin nedeninin savaş politikaları olduğu da itiraf etmiş oldu.    'İç düşman algısı yaratılmaya çalışılıyor'    Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, Cumhurbaşkanı’nın damadı Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın akrabalarının silah tekelleri ile organik bir sermaye ilişkisi varken Türkiye'nin savaş politikaları izlemesinin olağan olduğunu dile getirdi. Önünde uzun kuyruklar oluşan tanzim satış tezgahlarının ekonomik krizin boyutlarını gösterdiğine vurgu yapan Serpil, yaşanan bu krizin örtbas edilmesi için “iç düşman” algısının yaratılmaya çalışıldığını aktardı.    'Savaşa değil barışa ve temel ihtiyaçlara bütçe ayrılmalı'   Serpil, tanzim satışların halka ucuz gıda sağlamak için özellikle sosyalistlerin desteklediği kooperatif tarzındaki yöntemlerden biri olduğunu ancak AKP'nin krizi örtbas etmek için kullandığını ifade etti. Serpil, "Bir kurşunla patlıcanı karşılaştırmak, yaşamsal ihtiyaçlarla karşılaştırmak doğru bir değerlendirme aslında. Bir kurşunla ne kadar gıda maddesi alabiliriz? Bizim için hangisi yapılmalıdır? Bizim savaşa, tanka, topa, silahlı silahsız hava araçlarına bütçe ayırmak değil de halkın ihtiyaçlarına bütçe ayırmak gibi bir sorumluluğumuz var. HDP olarak barış politikası savunuyorsak bunun için de savunuyoruz" dedi.   ‘Asıl gerçekleri bir avuç tezgahla örtbas etmeye çalışıyor’   En doğru politikanın halkın kaynaklarının savaşa, uluslararası güçlerin silah tekellerinin kasasına gitmemesi, onun yerine halkın yararına harcanması olduğunu belirten Serpil, Cumhurbaşkanı’nın en sonunda halkı aç bırakarak İHA ve SİHA'ların alındığını itiraf ettiğini söyledi. Serpil, "Kimden alıyoruz İHA ve SİHA'ları? Damadın akrabalarından, silah tekellerinden. Dolayısıyla silah üreticileriyle bağının olması, tercihini de yaparken savaştan yana, bu silah üreticilerinden yana olması olağan bir durum. Bu kadar kişiselleşmiş, savaştan kar etmiş bir iktidara dönüşmüş olan AKP-Erdoğan iktidarı kazanamayacağı çatışmaya ve savaşa halkı mahkum ediyor. Patlıcan ve soğanı 31 Mart'a kadar satarak, asıl gerçekleri bir avuç tezgahla örtbas etmeye çalışıyor. Bu fotoğraf da halk tarafından görülüyor" ifadelerini kullandı.    ‘Halkta olup bitenlerin farkında’   Tanzim satış noktalarının seçim yatırımı olduğunu, seçimlerden sonra halkı daha büyük bir ekonomik kriz ve altüst oluşların beklediğini söyleyen Serpil, "Biz de halka diyoruz ki; toplu bir direnişi demokratik bir Türkiye'ye taşımak için her çabayı harcamaya, halkla birlikte demokratik mücadeleyi sürdürmeye devam ediyoruz" dedi.    Tanzim satış kuyruklarında bekleyenlerin çok az bir kısmının AKP'ye bağımlı, eleştirel gözle bakamayan bir kesim olduğunu ve halkın durumun farkında olduğunu dile getiren Serpil, şöyle devam etti: "Kürt illerinde kayyım politikalarının ve halkın iradesini yok saymanın ağır bir bedeli olacağını biliyor. Batıda da özellikle metropollerde kaybetme korkusu var. Biliyor ki kaybederse iktidarının meşruiyeti sorgulanır konuma gelecek. Bize göre Cumhur ittifakının ve AKP-Erdoğan iktidarının zaten meşruiyeti yoktur. Hem seçimlere giderken seçim güvenliğinin sağlanmamasından hem de devletin bütün imkanlarının kullanılmasından, sandıkların silahların gölgesinde kurulmasından kaynaklı olarak zaten bir meşruiyet sorunu vardı. Şimdi bu meşruiyet meselesi 31 Mart'ta tüm bunlara rağmen daha da apaçık ortaya çıkacaktır. O yüzden de her yolu deneyerek halkta büyük bir algı operasyonu gerçekleştirmeye çalışıyor."