DTK: Sayın Öcalan’ın özgür olması ertelenemez mücadele nedenimizdir 2019-02-14 11:09:56   DİYARBAKIR - PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye teslim edilişinin yıldönümüne ilişkin açıklama yapan DTK, “Sayın Öcalan'ın özgür olması ve özgür koşullarda halkımıza önderlik yapması, halkımızın özgürlüğü ile eş anlamlı, vazgeçilmez ve ertelenmez mücadele nedenimizdir” dedi.    Demokratik Toplum Kongresi (DTK), PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye teslim edilişinin 20’nci yılına ilişkin açıklama yayınladı. Uluslararası emperyal güçlerle, bölgenin gerici ve sömürgeci güçlerinin işbirliği ve ittifakıyla 15 Şubat 1999 tarihinde gerçekleştirilen “uluslararası komplonun”,  Kürt halkının özgürlük mücadelesini nefessiz ve öncüsüz bırakarak tümden tasfiye etmeyi amaçladığı vurgulanan açıklamada, bunun Abdullah Öcalan öncülüğünde halkın tarihi direnişi ve mücadelesiyle boşa çıkartıldığı kaydedildi.   ‘Kürt halkı komployu yerle bir etmiştir’   Açıklamada, “15 Şubat uluslararası komployu planlayanlar ve gerçekleştirenler, komplonun 20’nci yılında Ortadoğu bataklığında bitişi ve çöküşü yaşarlarken, Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan'ın önderlik ettiği Kürdistan özgürlük mücadelesi, özgürlük felsefesini ve ortak yaşam ideallerini tüm Ortadoğu coğrafyasında görünür ve yaşanır kılmış, tüm Ortadoğu halklarının kurtuluş umudu haline gelmiştir. Rojava devrimi, Kobanê, Şengal ve Kuzey Kürdistan'daki özyönetim direnişleri ve diasporadaki halkımızın kahramanca mücadelesiyle halkımız bir bütün olarak Önderliğine sahip çıkmış, komployu yerle bir etmiştir. Uluslararası toplum halkımıza karşı gerçekleştirilen bu alçakça komployu görmüş ve halkımızın yanında saf tutmaya başlamıştır” denildi.    'Açlık grevleri tasfiye politikalarına karşı direniştir’    İmralı’da uygulanan mutlak tecrit uygulamasının, uluslararası alanda geliştirilen kirli ittifakın Abdullah Öcalan şahsında özgürlük mücadelesine karşı geliştirilen tasfiye politikasının en stratejik parçası olduğu vurgulanan açıklamada, açlık grevlerine ilişkin şu ifadeler yer aldı: “Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanı Sayın Leyla Güven, zindanlardaki siyasi tutsaklar ve diasporadaki Kürdistanlı siyasetçiler, bu kirli ittifakı ve mutlak tecrit uygulamasını boşa çıkartmak amacıyla tarihi bir görev ve sorumluluk bilinci ile süresiz ve dönüşümsüz açlık grevi eylemi başlatmışlardır. Leyla Güven’in öncülük ettiği süresiz ve dönüşümsüz açlık grevi eylemi aslında Türkiye ve Kürdistan’da tüm topluma karşı uygulanan tecrit, susturma ve anti demokratik uygulamalarla demokratik muhalefeti tamamıyla tasfiye etme politikasına karşı da geliştirilen bir direniştir. Bu sese ve direnişe destek vermek, yanında olmak tüm insanlığın, ulusal ve uluslar arası demokrasi güçlerinin ertelenmez görevi ve sorumluluğudur. Açlık grevi eyleminin hayati risk sınırlarını aşan bir aşamaya gelmiş olması gerçekliği de, tüm toplumsal kesimlerin, insan hakları, hukuk ve diğer bütün sivil toplum kurumlarının acil olarak harekete geçmesini zorunlu kılmaktadır.”   'Komplo boşa çıkartılmıştır’    Tüm Ortadoğu'nun, büyük bir değişime gebe olduğu tarihi bir süreçten geçtiğine dikkat çekilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “Büyük özgürlük ve kurtuluş fırsatlarının ortaya çıktığı böylesine tarihi geçiş sürecinde tüm Kürdistan parçalarındaki halkımızın ve ona öncülük eden bütün siyasi partiler ve kurumların, kanaat önderlerinin,  bu sömürgeci kirli ittifaka ve mutlak tecrit uygulamasına karşı, bir araya gelerek, açlık grevi direnişçilerine destek vermeleri, taleplerini sahiplenmeleri halkımıza karşı ertelenmez tarihi bir görev ve sorumluluktur. Tüm halkımız bilmektedir ki, uluslararası 15 Şubat komplosu boşa çıkartılmıştır, ancak bu komployu tezgahlayanlar ve uygulayanlar, hala boş durmamakta, komplo girişimlerini sürekli güncelleyerek özgürlük mücadelemizi tasfiye etmeye çalışmaktadırlar. Bu lanetli komploya karşı, bütün Kürdistan ve Türkiye halkları, demokrasi güçleri ve uluslararası toplum seferber olmalı, faşist- gerici AKP-MHP ittifakına karşı, halkların demokratik ittifakını kurarak, birlik ve beraberlik ruhuyla mücadeleyi yükseltmelidirler. 15 Şubat uluslararası komplosunun artçı komplolarına karşı direnmenin ve bütün demokratik kazanımlarımızı koruyup geliştirmenin başka da yolu yoktur.   Çok iyi bilmekte ve inanmaktayız ki, 15 Şubat uluslararası komplo, halkımıza karşı Sayın Öcalan'ın şahsında gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla Sayın Öcalan özgür olmadan komplonun gerçek manada boşa çıkartıldığını düşünmek mümkün değildir. Sayın Öcalan'ın özgür olması ve özgür koşullarda halkımıza önderlik yapması, halkımızın özgürlüğü ile eş anlamlı, vazgeçilmez ve ertelenmez mücadele nedenimizdir.  Barışın da, çözümün de anahtarı budur. Açlık Grevi direnişçilerinin talebi de budur.”     Açılamada, açlık grevi direnişçilerine destek vermek için halka, demokrasi güçlerine ve uluslararası topluma çağrı yapıldı.