'Sayın Öcalan üzerindeki tecrit normalleştirilemez' 2019-01-23 11:29:33   DİYARBAKIR - DBP Genel Merkezi tarafından, Leyla Güven, Sebahat Tuncel ve 300'ü aşkın açlık grevindeki tutsakların durumuna dikkat çekmek amacıyla gerçekleştirilen açıklamada konuşan DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı  Halide Türkoğlu, Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin normalleştirilemeyeceğini vurguladı.   Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven öncülüğünde başlatılan açlık grevleri ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel'e ilişkin DBP Genel Merkez binasında basın toplantısı gerçekleştirildi. Açıklamaya DBP'liler katılırken basın metnini DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Halide Türkoğlu okudu.    'Toplum kaosa sürükleniyor'   Halide, Türkiye'de AKP-MHP iktidarının kurumsallaşmaya çalıştırdığını kaydederken faşizm politikalarının demokratik siyaseti hedef alarak gün be gün toplumu olmadığı bir şekilde kaosa sürüklediğini söyledi. Halide, "Gerek içerde başta Kürtlere ve halkların demokratik yaşamına özel savaş politikalarıyla müdahalede bulunan AKP-MHP faşist ittifakı, dışarıda Kürtlerin öncülüğünde gerçekleştirilen birçok demokratik kazanımı ve yeni yaşamı örme mücadelelerine karşı açık savaş politikalarını yürütmektedir. Bu tecrit sistemine karşı demokratik siyaset yapan kurumlar cezaevlerine kapatılarak ve özel savaş stratejileri ile toplumsal direnişi kırmaya dönük AKP Hükümetinin kurguları çeşitli biçimlerde kendisini göstermiştir" dedi.    Hükümete çağrıda bulunuldu   Leyla'nın açlık grevinin 77'nci gününde olduğuna dikkat çeken Halide, Hewler'de HDP üyesi Nasır Yağız'ın açlık grevinin 64'üncü gününde, cezaevlerindeki siyasi tutsakların 39'uncu gününde ve Strasburg'daki eylemcilerin 38'inci gününde olduğunun altını çizdi. Halide, son olarak 15 Ocak tarihinde greve başlayan DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ve HDP eski milletvekili Selma Irmak'ın da açlık grevinin 9'uncu gününde olduğunu hatırlattı. Halide, 300'e yakın siyasi tutsağın süresiz-dönüşümsüz açlık greviyle bedenlerini ortaya koyarak hükümeti sorumluluklarını yerine getirmeye çağırdıklarına vurgu yaptı.     'Açlık grevindekiler kritik aşamayı geçmiştir'   Halide son olarak, "Leyla Güven'in ve siyasi tutsakların direnişlerine cevap olmak için mücadeleyi yükseltmek başta demokratik siyaset yapan bizlerin ve demokrasi savunucularının temel gündemi ve mücadele alanıdır. Sayın Öcalan'ın ailesi ve avukatları ile görüş hakkı temel bir haktır. 20 yıldır Sayın Öcalan üzerinde uygulanan insanlık suçu olan tecrit normalleştirilemez, kabul edilemezdir. Başta DTK Eş Başkanı Leyla Güven ve Eş Genel Başkanımız Sebahat Tuncel'in ve yüzlerce Kürt siyasi tutsağın talebi tüm Kürt halkının, tüm Türkiye halklarının ve insan haklarını savunan tüm kesimlerin talebidir. Bu yönüyle açlık grevlerinin kritik aşamayı geçmiştir" diyerek kamuoyuna ve hükümete duyarlılık çağrısında bulundu.     'Boğulmak istenen Kürdün çığlığı olmaktır duruşunuz'   Yapılan açıklamanın ardından DBP'liler, PTT'ye giderek tutsaklara kartpostal gönderdi. Gönderilen kartpostallarda şunlar yazıldı: "Sessiz çığlık… Sözün anlamını yitirdiği zamanlarda duruştur, her şeyi anlatan! Her susuş korkaklıktan değil! Sözün anlamını yitirdiği zamanlar,  duruş ancak hakikati ifade eder. Kürde dayatılan zulme karşı gözlerin kör, kulakların sağır olduğu zamanlarda söz yetmez. Ancak sessiz çığlık ve direniş olmak gerekir yüreklerde. İnsanlığa yaşam sunmuş, Ülkemizin topraklarında boğulmak istenen Kürdün çığlığı olmaktır duruşunuz… Bu duruş Kürdün Hawarı, çığlığı ve isyanıdır."