Sağlık emekçileri Bakırköy'deki baskı ve engellemeleri protesto etti

  • 17:20 8 Kasım 2017
  • Sağlık/Spor
İSTANBUL - SES ve İTO,  Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde üyelerine dönük, sendikal faaliyetleri nedeniyle baskı ve engellemelere maruz bırakılmasını protesto etti. 
 
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası(SES) ve İstanbul Tabip Odası(İTO), Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde sendikal faaliyetleri dolayısıyla baskı ve engellemelerle karşılaşan üyelerine yönelik baskıları protesto etmek için basın açıklaması yaptı. Hastanenin başhekimlik binası önünde bir araya gelen sağlık emekçileri "Sendikal faaliyet engellenemez" pankartı açtı. 
 
Sendikal faaliyetlere engelleme ve ceza
 
Sağlık emekçileri adına açıklamayı SES Bakırköy Şube Eşbaşkanı Nuran Güngör yaptı. Uzun süredir farklı gerekçelerle hastanede SES ve İTO üyelerine yönelik çeşitli sendikal faaliyetlerin engellenmesine, istemsiz yer değiştirmelere, çeşitli baskılara tanıklık ettiklerini belirten Nuran, "Diğer sendikalar için her türlü örgütlenme fırsatı sağlanırken, SES'e ait takvimlerin keyfi bir şekilde hastane yönetimince toplanması daha önce kamuoyuna yansımıştı. En son olarak Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde çalışan 20'den fazla sendika ya da tabip odası üyesi katıldıkları sendikal bir etkinlik nedeniyle topluca uyarı cezasıyla cezalandırılmıştır" diye konuştu. 
 
'Hiçbir inceleme yapılmadı'
 
SES, TTB ve Dev-Sağlık İş'in 23 Aralık 2015'te ülke genelinde yaptıkları çağrıyı hatırlatan Nuran, bu çağrıya uyarak, kendilerinin de çatışmalı sürece dikkat çekmek ve barış talebiyle "Ruh Sağlığımızdan Olmadan Barış Hemen Şimdi" diyerek eylem yaptıklarını söyledi. Nuran, devamında şöyle konuştu: "Ülke genelinde gerçekleştirilen basın açıklamaları hakkında birçok hastanede hiçbir inceleme yapılmazken veya yapılan incelemeler sonucunda bu basın açıklamaları sendikal faaliyet ve ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilerek soruşturmaya gerek duyulmamıştır. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi yönetimi ise eşi benzeri görülmemiş bir inceleme süreci başlatmıştır." 
 
'Etkinlik suçmuş gibi sunuldu'
 
Hastane yönetiminin bu süreçte üyelerine öznel niyetlerini ve kişisel fikirlerini ifade etmeye zorlandığını kaydeden Nuran, "Sendikal çerçevede yapılan bir etkinlik zaman aşımı süreleri dikkate alınmadan bir suçmuş gibi sunulmaya çalışılmıştır. O dönemde bu hukuksuzluğa karşı duyulan kaygılar, meslek odası ve sendika yöneticilerinin hastane yönetimine yaptığı ziyarette dile getirilmiştir" dedi.
 
'Olay kriminalize edilmeye çalışılmıştır'
 
Aradan bir yılı aşkın bir zamanın geçmesine rağmen,  üyelerinin ifadelerine başvurulmadığını, neden şimdi savunma istendiğine işaret etti. Nuran, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Savunma talep yazısında, sendikal ve anayasal ifade ve düşünce özgürlüğü çerçevesinde bir etkinliğin gerçekleştirildiği belirtilmekte ise de, 'kasıtlı dahilleri olmamakla beraber illegal örgütlerin propagandasına dönüşme potansiyelinin zuhur ettiği, ayrıca gizlilik içinde yürütülen bir incelemenin basına sızdırıldığı tespit edildiği' ifade edilerek, olay tamamıyla soyut ve gerçeğe aykırı bir takım tespitlerle kriminalize edilmeye çalışılmıştır."
 
Savunma istenen yazıda suçlamalara dair ayrıntılara yer verilmediğin ifade eden Nuran, "Bu soruşturmanın 23 Aralık 2015 tarihinde yapılan basın açıklamasıyla ilişkili olduğu kanaati oluşmaktadır" diye belirtti. 
 
'Motivasyon cezası izlenimi'
 
Birçok üyelerinin haklarında soruşturma açıldığından haberdar olmadığını söyleyen Nuran, "Buna rağmen arkadaşlarımız soruşturmanın gizliliğini ihlal etmekle suçlanmaktadır" dedi. Nuran hastane arazisi üzerindeki plan değişikliğini anımsatarak, soruşturma ve cezaların idarenin planlı bir motivasyon cezası olduğu izlenimi yarattığını vurguladı. 
 
'Barış istemek suç değildir'
 
Sağlık emekçileri olarak sözlerini söylemeye devam edeceklerini dile getiren Nuran, "Anayasal bir hak olan sendikal faaliyetler ve ifade özgürlüğü engellenemez ve bunu engelleyenler bilsinler ki apaçık suç işlemektedirler. Düşünceleri ifade etmek suç değildir. Barış istemek suç değildir. Yıllar sonra biz barış istediğimiz için cezalandırılmış olmakla, siz barış isteyenleri, düşüncelerini ifade edenleri cezalandırmakla anılacaksınız" dedi.
 
Ardından söz alan İTO Yönetim Kurulu üyesi İncilay Erdoğan da, geçtiğimiz günlerde yaşamına son veren sağlık emekçilerini hatırlatarak ağır çalışma koşullarına değindi. 
  
Açıklama, konuşmaların ardından sona erdi.