‘Şehir hastaneleri emeği ve insanı metalaştırıyor’

  • 09:07 8 Aralık 2019
  • Sağlık/Spor
Filiz Zeyrek
 
ADANA - SES Adana Şubesi Kadın Sekreteri Sibel Yıldız, şehir hastanelerinin sadece toplumsal bir dizayn yaratma amacı taşıdığını, ekonomik olarak da hiçbir getirisi olmadığını belirterek, “İktidarın hedefi küresel sermayeye hizmet fakat amacına ulaşamadı. Devlet sermayedara ‘ben beceriksizim, kullanamıyorum bu parayı, gel kullan ondan sonra bana hizmet ver ben sana tekrar para vereceğim’ diyor” dedi.
 
Kamu-Özel Ortaklığı ile hayata geçirilen “Şehir Hastaneleri”, sağlıkçılar tarafından eleştirilirken, kent merkezlerine uzaklığı ve hizmetlere erişememe nedeniyle halkı da etkiliyor. Hasta doluluk garantisi verilerek yaptırılan devasa büyüklükteki şehir hastaneleri, Rönesans, CCN, YDA, Türkerler, Astaldi başta olmak üzere AKP’ye yakınlığıyla bilinen firmaları zengin etmesiyle de ayrı bir tartışma konusu. 2017 yılında Adana, Mersin, Isparta, Yozgat, 2018 yılında Kayseri, Manisa, Elazığ, Eskişehir ve 2019 yılında Ankara’da olmak üzere dokuz şehir hastanesi açıldı. 11 şehir hastanesi de açılmak için gün sayıyor.
 
'Sadece sağlık alanında bir dizayn değil’ 
 
Şehir hastanelerini ‘sağlıkta dönüşüm programı’nın son virajı olarak değerlendiren Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Adana Şubesi Kadın Sekreteri Sibel Yıldız, bunun sağlıkta dönüşüm değil tam tersi sağlıkta yıkım olduğunu dile getirdi. Bu durumu sadece sağlık alanında yaratılmak istenen bir dönüşüm olarak ele almamak gerektiğini ifade eden Sibel, "Sadece sağlığın dönüşümü değil aslında bir toplumun, bir kentin dönüşümünü de barındırıyor. Yeni bir kent yaratmak, yeni bir toplum, yeni bir kamuoyu ile halk ilişkisini dizayn etmeyi de barındırıyor. Tabi iktidar ve daha doğrusu küresel sermaye lehine dizayn ediyor. Halkın yararına ya da sağlık çalışanının yararına değil devletin bekası ile uzaktan yakından ilgisi olmayan bir yapıdır" dedi. 
 
'İktidar eline yüzüne bulaştırdı' 
 
İktidarın hedefinin küresel sermayeye hizmet olduğunu fakat amacına ulaşamadığını aktaran Sibel, şöyle devam etti: “Devlet sermayedara diyor ki ‘ben beceriksizim, kullanamıyorum bu parayı, gel kullan ondan sonra bana hizmet ver ben sana tekrar para vereceğim.’ Aslında bu hizmeti devlet çok daha uyguna yapabilecekken bir aracı koymanın akla mantığa sığar hiçbir tarafı yok. Fakat hedefledikleri amaca ulaşamadılar, devlet üzerine düşen yükümlülüğü kaldıramadı ve çark etmeye başladı.”
 
'Amaç kitleye hakim olma'
 
Şehir hastanelerinin yeni bir toplum oluşturma amacı güttüğünü, bütün hastaneleri bir yere toplamak, bunun üzerinden kontrolü kolay bir kitleyi daha derli toplu tutma hedefi barındırdığını söyleyen Sibel, “Devletin kasasından sanki birilerine para aktarmak için oluşturulmuş bir yapı. Şehir hastaneleri emeği ve insanı metalaştırıyor bu sebepten dolayı bir kayıptır. Devasa bir bina ancak çalışanın kullandığı alan o kadar küçük ki ortak alan gereksizliği, birimler arası genişlik ve hasta odaları devasa. Hükümetin buradaki amacı ‘sen benim koyduğum koşullarda çalışmak zorundasın’ diye bir dayatma. Hastanedeki boş alanların hiç kimseye faydası yok, bunların hepsi ekonomiye fazlasıyla zarardır” diye konuştu. 
 
'Çevre ve trafik açısından da büyük bir sorun’  
 
Şehir hastanelerinin şehircilik ve çevre temizliği açısından yeni bir sorun açtığını dile getiren Sibel, "Bölge adliye mahkemesi açıldığında orada trafik kitlenecek. Bunların altyapısı düşünülmemiş, planlaması yapılmamış. Hem kent açısından bir sorun hem de halk açısından. Biz SES olarak bunu en başta söyledik; şehir hastaneleri sivil toplum örgütlerinin sorunudur çevrecilerin sorunudur. Kenti ilgilendirdiği için belediyenin sorunudur İnşaat Mühendisleri Odası'nın sorunudur "dedi.