'Kelepçesiz muayene için hekimler inisiyatif almalı' 2018-03-03 09:01:00   Safiye Alagaş   DİYARBAKIR - Cezaevlerindeki doluluk ve birinci basamak sağlık hizmetinin çok sınırlı olmasından dolayı  hastalıkların ortaya çıktığını belirten İTO İnsan Hakları Komisyonu üyesi Gizem Akça, ikinci basamak sağlık hizmetinde de en önemli sorunlar arasında kelepçeli muayenenin geldiğini vurguladı. Gizem,  "Kelepçesiz muayene noktasında hekimlerin inisiyatif almaları gerekiyor" dedi.    İstanbul Tabip Odası (İTO) İnsan Hakları Komisyonu üyesi doktor Gizem Akça, en temel hak olan tedavi süreçlerinin nasıl olması gerektiğine dikkat çekti. Gizem, bir hekim olarak sağlık denildiğinde öncelikle koruyucu hekimlik ve toplumsallığı ele aldıklarını belirterek, cezaevlerinde korucuyu hekimliğin öğelerinin gerçekleştirilemediğinin altını çizdi. Koruyucu hekimliğin hastalığa sebep olan etmenlerin ortadan kaldırılması olduğunu dile getiren Gizem, "Hastalıklara ne sebep olur; kirlilik, sağlıksız ortamlarda yaşamak, hijyensizlik ve koruyucu hekimliğin getirdiği uygulamalardan mahrum olmak, aşılama programlarına katılmamak, düzenli rutin kontrollere tabi olmamak. Bu noktada karşımıza belli kesimler çıkıyor. Bunlar çocuklar, kadınlar ve özellikle gebe kadınlardır. Bu kesimlerin koruyucu hekimlik uygulamasından büyük orandan mahrum kaldığını görüyoruz" diye konuştu.    'Cezaevlerinde doluluk oranı hastalıklara yol açıyor'   Cezaevlerinin bugün doluluk kapasitesinin çok üstünde olduğunu söyleyen Gizem, cezaevinde olan insanların yerde, tek yatakta beraber dahi uyumak zorunda kaldığını kaydetti.  Cezaevlerinde hastalığı ortaya çıkaracak birçok sebep olduğuna dikkat çeken Gizem şöyle konuştu: "Bulaşıcı hastalıkları ortadan kaldırmak için önleyici tedavilerin uygulanması gerekir. Belli hastalıkların olduğunda belli korumaların yapılması gerekiyor. Herkesi bildiği verem hastalığının cezaevlerinde Türkiye ortalamasının üstünde olduğunu biliyoruz. Bunun sebeplerinden bir tanesi doluluktur. İnsanların mecburen bir arada yaşamasıdır. Rutin kontrol aşılamaların yapılması ile ilgili sıkıntı olmasıdır."    'Hastalara tutum oy potansiyelini yükseltme üzerinden gelişiyor'   Hasta tutsakların cezaevlerindeki durumuna değinen Gizem, hükümetin tavrının ve dışarıda var olan hastalara tutumun yalnızca belli göz boyamalar ile kendi oy potansiyelini var etme üzerinden uygulamalar olduğunu vurguladı. Gizem, insanların bir yerlere kapatılmasını bir ceza sistemi olarak görmediklerini kaydederek, "Cezalandırma sisteminin de ötesinde bir düşman görme ve onu bitirme, onun yaşamını sonlandırma politikasıdır. Direkt veya dolaylı olarak devlet politikasının hasta tutsaklara dair son derece ilgisiz bir tutum aldığını görüyoruz" diye belirtti.   'Hekimlerin inisiyatif almaları gerekiyor'   Cezaevlerinde birinci basamak sağlık hizmetine ulaşım noktasında sürelerinin kısa olduğunu ifade eden Gizem, bununla ilgili psikolojik baskıların yanı sıra kişinin ikinci basamak sağlık hizmetine gitmesi gerektiği halinde ise sevk zincirinde sıkıntıların yaşandığının altını çizdi. Gizem, cezaevindeki hekimin hastanın ikinci basamağa gitmesini uygun görmesine rağmen hastaneye götürülmede aksaklıklar yaşandığını, götürüldüğünde ise sıkıntıların söz konusu olduğunu kaydetti. Gizem, "Bizim gündemimizde olan kelepçeli ve güvenlik gücüyle muayene sıkıntısı gözüküyor. Bu çok yaygın bir sıkıntıdır. Biz hekimlerin bu konuda bilinçli olmasını sağlamak ve hekimlerin bu noktada bir inisiyatif alması gerekiyor. Aslında insanların en temel hakkı olan kelepçesiz muayeneyi yaygınlaştırmaya çalışmaları gerekiyor. Bunu bir kural haline getirmeyi sağlamaya çalışmak gerek. Çünkü kim olursa olsun herkesin mahrumiyetini koruyarak bedenini istediği şekilde ifade ederek özgürce muayene olma hakkı vardır" şeklinde konuştu.    'Tutsakların mektupları sayesinde bazı alanlara ulaşıyoruz'   Türkiye'de kaç hasta tutsağın olduğuna dair ellerinde net bir sayının olmadığına dikkat çeken Gizem, bakanlıktan buna dair istatistiğin yayınlanmadığını, bununla ilgili soru sorduklarında ise cevap alamadıklarını dile getirdi. Kendi inisiyatifleriyle belli cezaevlerinde araştırmalar yaptıklarını ifade eden Gizem, kendilerine gelen tutsak mektupları üzerinden ulaşabildikleri yerlere müdahale etmeye çalıştıklarının altını çizdi.