‘Türkiye’de sağlık sistemi çöktü’ 2020-09-04 09:02:03   ANKARA - SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden, koronavirüsle beraber sağlık emekçilerinin yaşadığı sorunların ağırlaştığını belirterek, “Filyasyon ekibinde olanlar günde 16 saat çalıştırılıyor. Bu bizler açısından korkunç bir tablo” dedi.   Türkiye’de koronavirüs (Covid-19) salgını normalleşme sürecinin başlatılması ve yaz ayları ile beraber tekrar yükselişe geçti. Sağlık Bakanlığı’nın resmi verilerine göre şimdiye kadar ülke genelinde 273 bin 301 kişide virüs tespit edildi, 6 bin 462 kişi ise yaşamını yitirdi. Şimdiye kadar binlerce sağlık çalışanına bulaşan virüs için Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) defalarca hükümete uyarıda bulunarak gerekli koşulların sağlanmasını ve hastanelerin doluluk oranına ulaştığını belirtti. SES Ankara Şubesi’nin açıklamasına göre kentte yalnızca bir günde tanı konulan vaka sayısı 2 binin üzerinde. Salgın sürecinde yaklaşık 500 sağlık emekçisinin istifa ettiğini belirten sendika,  sağlık çalışanlarının tükenme noktasına geldiği uyarısında bulunuyor.    SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden, salgının başından bu yana tüm tablo genel olarak değerlendirildiğinde hükümetin ve Sağlık Bakanlığı’nın salgın yönetimi stratejisinin olmadığını ve “sürü bağışıklığı” stratejisi izlendiğini vurguladı.   ‘Bütün tedbirler bireye yüklendi’   Hükümetin bütünüyle halk sağlığını koruyan ve düşünen bir noktadan uzak olduğunu ifade eden Gönül, tam aksine sermayenin çıkarını düşünen bir salgın yönetimi yürütüldüğünü belirtti. Normalleşme adımlarının atıldığı 1 Haziran itibarıyla Bakanlığın yerine getirmesi tedbirlerden vazgeçtiğini ve bütün sorumluluğu bireye yüklediğine dikkati çeken Gönül, “Bütün sonucu topluma yıkan, suçluyu toplum olarak gören bir anlayış var. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Böyle salgın yönetimi olmaz” diye konuştu.   ‘Ankara’da günlük vaka sayısı 2 bin üzerinde’   Yerel örgütlerinden ve işyerlerinden kendilerine gelen bilgilere göre hasta ve ölüm sayısının açıklanandan çok daha yüksek olduğunu söyleyen Gönül, “Bakanlığın yayınladığı verilerin gerçekle alakası olmadığını söyleyebilirim. Sağlık Bakanlığı’nın toplumdan bilgiyi sakladığını çok net söylüyoruz. Günlük verilen rakamların çok çok fazla olduğunu, bunu bir kaç il üzerinden bile değerlendirdiğimizde bu rakamları çok aşan bir yerde olduğunu biliyoruz. Sadece Ankara için günlük 2 bin vaka ve maalesef ki 20’nin üzerinde ölüm yaşanıyor” ifadelerini kullandı.   ‘Filyasyon ekibinde olanlar 16 saat çalıştırılıyor’   Bakanlığın bu süreçte iletişime tamamen kapalı olduğunu ve sağlık emekçilerinin sürece dahil edilmediğini ifade eden Gönül, bu süreçte sağlık çalışanlarının çok uzun saatlerde ve ağır koşullarda çalıştığını dile getirdi. Gönül, filyasyon ekibinde olanların günde 16 saat çalıştırıldığını aktararak, “Bu bizler açısından korkunç bir tablo. Bütün bu yoğun çalışma içerisinde hala çok ciddi kişisel ekipman koruyucu eksikliği var. Uygun nitelikte ekipmana ulaşmakta sorun yaşanıyor. Yine sağlık alanında kronik rahatsızlığı bulunanlar, engelliler ve hamileler maalesef idari izinli sayılmıyorlar. Sağlık Bakanlığı diğer kurumlar için idari izin hakkını tanırken, sağlık emekçilerine bu hakkı tanımadı. Sağlık emekçilerine test yapılmıyor, yapılsa bile pozitif çıktığında yalnızca bir hafta karantina uygulaması yapılıyor. Temaslı pek çok arkadaşımız ‘belirti yok’ diye çalıştırılmaya devam ediliyor.”   ‘10 hastadan biri sağlık emekçisi’   Gönül, her 10 hastadan birinin sağlık emekçisi olduğunun altını çizerek, “Dün 5 arkadaşımız Covid’den hayatını kaybetti.  Bunları rakamlarla ifade etmek kolay gelebilir ama bunlar yalnızca rakam değil. Bir can, bir yaşam, bir insan…Ve  salgının başından bu yana 72 can hayatını kaybetti. Israrla söylüyoruz virüsten değil,  alınmayan tedbirlerden dolayı ölüyoruz. Bütün bu umutsuzluk ve yorgunluğun içerisinde sağlık emekçileri tükenme noktasında. Bundan dolayı emekli olabilenler emekliye ayrılıyor, ücretsiz izne ayrılabilenler ücretsiz izne ayrılıyor. Ve maalesef pek çok arkadaşımız istifa etmek zorunda kalıyor. Şu an Türkiye’de bir sağlık krizi yaşanıyor” diye belirtti.    ‘Hastane merkezli bir salgın yönetimi olmaz’   Hastanelerde yoğun bakım odalarının dolu olduğunu ve hastalarda solunum yetmezliği olmadıkça, yer olmadığı için yatış yapılamadığını vurgulayan Gönül, hastane merkezli salgın yönetiminin olamayacağını kaydetti. “Salgın yönetimi çok nettir. Erken tespittir, tespit edileni izole etmektir ve bunu yapmak için de hastaneleri değil birinci basamağı güçlendirmek gerekiyor” diyen Gönül, yerel dinamiklerin, sivil toplum örgütlerinin, kadın örgütleri ve toplumun tamamının sürece dahil edilmesi gerektiğini dile getirdi.     Gönül, “Türkiye’de sağlık sistemin çöktüğü çok net ortada. Küçük bir başarı varsa, canları pahasına bu salgın karşısında çalışan mücadele eden sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin başarısıdır. Bu sağlık sisteminin başarısı falan değil. Bakan her gün bu sistemi övüyor ama bu sağlık sisteminin başarısı değil sağlık hizmet emekçilerinin başarısıdır” diye ekledi.    ‘Tüm yurttaşlara grip aşısı ücretsiz yapılmalı’   Gönül, sonbaharın grip mevsimi olduğunu  ve grip salgının yayılması ile birlikte hastanelerdeki yoğunluğun artacağını da söyledi. Bu yüzden salgınla başa çıkmanın mümkün olmayacağına dikkat çeken Gönül, risk gruplarına ve 65 yaş üstü bireylere öncelik verilmek üzere tüm yurttaşlara yeni grip aşısının ücretsiz yapılması gerektiğini tavsiye etti.   ‘Pandemiyi bu sayı ile götürme şansımız yok’   Pandemi devam ederken esnek ve güvencesiz çalıştırmanın yaygınlaştırıldığına da dikkati çeken Gönül,  pandemide hizmet veren sağlık personeli sayısının çok az olduğunu ve pandemiyi bu sayıyla götürme şanslarının olmadığını ifade etti. Gönül sağlık emekçisi sayısının artırılması gerektiğini ve Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen sağlık emekçilerinin göreve iade edilmesi gerektiğine işaret etti.    Şiddete karşı siyah kurdele kampanyası   SES’in sağlık emekçisi kadınlara yönelik son günlerde artan tehditlere ve şiddet eylemlerine karşı tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine yönelik başlattıkları ve bugün sona erecek olan “siyah kurdele” eylemine de değinen Gönül,  kadınlara yönelik saldırıların patriyarkal kapitalist sistemden bağımsız olmadığına dikkati çekti.   ‘Kadın emekçilere dönük ciddi saldırılar var’   Kadına yönelik suçlardan tutuklu ve hükümlü bulunan faillerin birkaç ay önce hayata geçirilen ayrımcı infaz yasası ile salıverildiğini anımsatan Gönül,  başlattıkları kampanyaya dair şöyle konuştu: “Bugün de fail  tecavüz ediyor, kadın intihar ediyor ve maalesef hayatını kaybediyor ama tecavüzcü sadece gözaltına alınıp serbest bırakılıyor. Yargı da devlet de el birliği ile bu katilleri tecavüzcüleri koruyor. Bizim alanımızda da son dönemde kadın sağlık emekçilerine dönük ciddi bir saldırı var. Her gün sosyal medya aracılığı ile çığlık atıyor kadın sağlık emekçileri. Şiddete, tacize, tehdide uğradıklarını ifade ediyorlar. Biz kadın sağlık emekçilerine dönük artan şiddet taciz tehdit katledilme girişimlerine karşı bugün itibariyle 3 gün boyunca siyah kurdele takarak çalışacağız. Kadının bu süreçte mücadele etmesi örgütlenmesi dayanışmasından başka şansı yok. Kadınlar direniyor mücadele ediyor ve direnmeye de devam edecek.”