Kanserden anne sütü yetersizliğine kadar: Alternatif tıp tedavisi 2020-01-18 09:05:27   Beritan Canözer - Medya Üren   DİYARBAKIR - Modern tıbbın gelişimine karşı hala güncelliğini ve etkisini devam ettiren alternatif tıpta birçok hastalığın tedavisi mümkün. Kanserden diş ağrısına, Alzheimer’dan uykusuzluğa, diyabetten anne sütü yetersizliğine kadar birçok hastalıkta alternatif tıp tedavisi uygulanabiliyor.   Toplum tarafından “alternatif tıp” olarak bilinen ve geçmişi binlerce yıl öncesine dayanan geleneksel yöntemler birçok hastalığa şifa oluyor. Modern tıpta yaşanan ve hala süren gelişmelere rağmen, özellikle kadınlar bitkiler ile birçok hastalığı iyileştirmenin yolunu buluyor. Alternatif tıp, doğal çaylar ve bitkilerle tedavi etme yöntemidir. Modern tıp, ilaç bilimini geliştirip hastalıklar için daha çok ilaç bilimini kullansa da alternatif tıp doğada bulunan binlerce çeşit bitki ile hastalıkları tedavi ediyor. Örneğin en çok bildiğimiz ve duyduğumuz ıhlamur ve nane-limon çayının soğuk algınlığına iyi gelmesi, bir alternatif tıp yöntemi. Masaj, çeşitli maddelerin buharları, sıcak su terapileri, spa gibi uygulamalarla vücudun dinlendirildiği, kireçlenme bölgelerini hareketlendirdiği bilinen alternatif tıp kanser, tümör, iltihaplanma gibi hastalıklar için de birden fazla tedavi yöntemi sunuyor.   Mucizevi bitkiler   Nar, keten tohumu, tarçın, pırasa, çörek otu, kuru soğan, badem ve daha birçok bitki, kanserden kalp-damar sağlığına, Alzheimer’dan uykusuzluğa, diyabetten anne sütü yetersizliğine kadar onlarca hastalığın tedavisinde rol oynuyor. Brokolinin kalın bağırsak ve meme kanserini; çörek otunun karaciğer, karın zarı, lösemi, lenfoma, meme, pankreas, prostat ve yumuşak doku kanserlerini önlemekte faydalı olduğu söylenirken, narın da kanser hücrelerinin çoğalmasını önlediği biliniyor. Tarçın, zerdeçal ve badem Alzheimer’a karşı tüketilmesi gereken besinler arasında sıralanıyor. Bağışıklık sistemi zayıflığına karşı ise sarımsak, zencefil ve kivi tüketilmesi öneriliyor. Uykusuzluk sorunu çekenler için papatya ve çarkıfelek çayı tavsiye edilirken, boğaz enfeksiyonu içinse adaçayı ve kekik kullanımının faydasına dikkat çekiliyor. Öte yandan anne sütü yetersizliğinde rezene, kimyon ve çörek otu tüketilmesi de uzmanlar tarafından sıkça yapılan önerilerden.   Kuru soğan, ceviz ve zencefilin faydaları   En çok tükettiğimiz ve kolay ulaşabildiğimiz sebzelerden biri de kuru soğan. Kuru soğanı fazla tüketen bir toplum olarak bakterileri önlediğini ve kanı temizlediğini biliyoruz. Bunun yanında, kanseri önlemekte de önemli bir rolü var. Kan şekerini dengeliyor, hafızayı ve sinir sistemini, kemikleri güçlendiriyor, gribi önlüyor ve kadınlarda regl döneminde mikroplardan korunmayı sağlıyor.   ‘İlaç bağımlısı bir toplumuz’   Kurutulmuş çeşitli bitkiler, çiçekler-buna benzer ev ilacı gereçleri ve baharat satan bir dükkanda çalışan Berivan Karakaş, bitkilerle bir arada olmaktan mutlu olduğunu söylüyor. Bitkilerin her gün yeni bir özelliğini ve faydasını öğrendiğini kaydeden Berivan, özellikle kadınların bu konuda daha bilgili olduğunu belirtiyor. Berivan, hastalıklara karşı her zaman modern tıbba başvurulmaması gerektiğinin altını çizerek, hastanelerin ticarethanelere dönüştürülmüş durumda olduğunu kaydediyor. Berivan, “Fiş kesecek paranız yoksa muayene bile olamıyorsunuz. Bunun yanında gittikçe hastalık hastası bir topluma dönüşmeye başladık. En ufak bir baş ağrısında bile tedirgin oluyoruz ve hemen ilaç almaya kalkıyoruz. Hastalıklarla mücadele etmenin yolu sadece ilaç değildir. Bitkisel çözümler çok daha faydalı olabiliyor. İlaç bağımlısı gibiyiz” diye aktardı.   ‘Bu bize kalan bir miras’   Toplumun en büyük sorunlarından birinin diş ağrısı olduğunu söyleyen Berivan, “Diş ağrısı için gün içinde beş çeşit ağrı kesici içen insanlar biliyorum. Ben bile öyleydim ama bitkilerle tanışınca hayatımdan ilaçları çıkardım. Elbette kullanmam gereken yerde kullanırım ama bir ilaç bağımlısı değilim. Diş ağrısına karanfil, sarımsak, buz uygulaması, zerdeçal, karabiber, çörek otu gibi bitkiler iyi gelebiliyor. Karanfili ağrıyan dişe bıraktığınızda saniyeler içinde uyuşma etkisi yaratıyor, dişi rahatlatıyor. İshal sorununa muz, havuç ve limon, kabızlığa da bamya, kuru kayısı ve Trabzon hurması iyi gelir. Boğaz enfeksiyonu için adaçayı içebilirsiniz. Bunları elbette biz söylemiyoruz. Bu annelerimizden, annelerimizin annelerinden, onların da annelerinden derken, bin yıllardan bize kalan bir miras aslında” ifadelerine yer verdi.   ‘Doğadan ve doğal çözümlerden uzaklaşmayalım’   Alternatif tıbbın bir gelenek olduğuna işaret eden Berivan, bu geleneği devam ettirmek gerektiğini ifade etti. Berivan, şunları belirtti: “Bin yıllar önce hastalıklar için bitki karışımlarından ilaç üretilirmiş. Bunu devam ettirmek önemlidir. Doktora elbette gidelim ama sadece doktor tedavisine bağlı kalınmamalı. Kansere iyi gelen bitkiler var. Araştırmak gerekiyor. Hangi bitki neye iyi geliyor diye bakmak gerek. Bizim ismini duymadığımız ve faydası çok olan daha birçok bitki çeşidi var. İnsanlar hala soğuk algınlığı için ıhlamur ve nane, limon çayı içiyor. Çünkü ilaçtan daha çabuk etki gösteriyor. Soğuk almadan önce içmeye başlandığında da mikropların vücuda erişmesini de engelliyor. Doğadan ve doğal çözümlerden uzaklaşmayalım.”