Diyabet riski büyüyor: 2040 yılında 642 milyon diyabetli olacak 2019-07-19 09:02:08   HABER MERKEZİ - Uluslararası Diyabet Federasyonu verilerine göre, global görülme sıklığı yüzde 9 olan diyabet, kontrol altında tutulmazsa erken yaşta ölüme yol açan, yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen önemli bir halk sağlığı sorunu. Yapılan çalışmalarda 2040 yılında dünya çapında 642 milyon insanın diyabet hastası olacağı öngörülüyor.   İnsülin eksikliği ya da insülin etkisindeki kusurlar nedeniyle organizmanın karbonhidrat, yağ ve proteinlerden yeterince yararlanamadığı, sürekli tıbbi bakım gerektiren, hiperglisemi ile karakterize kronik metabolik bir hastalık olan diyabet, günümüz dünyasında en önemli sağlık sorunlarından biri. Diyabetik ayak yaraları, gerek hasta gerekse sağlık bakım sistemi için ciddi sonuçlara sebep olabiliyor.   ‘Türkiye'de 7 milyon diyabet hastası var’   Diyabetli hasta sayısının her geçen gün arttığını belirten Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Şafak Özer Balın, hastalık hakkında bilgiler paylaştı. Uluslararası Diyabet Federasyonu'nun güncel verilerine göre, global diyabet görülme sıklığının yüzde 9 olduğunu ve 2040 yılında dünya çapında 642 milyon insanın diyabet hastası olacağının öngörüldüğünü aktaran Şafak, “Türkiye Diyabet Epidemiyolojisi’ne (TURDEP-2) göre 12 yılda ülkemizde diyabet görülme sıklığı yüzde 90 artarak yüzde 7,2' den yüzde 13,7' ye yükselmiştir. Ülkemizde yapılan görülme sıklığı çalışmasında diyabeti olan hasta sayısının ortalama 7 milyon olduğu belirlenmiştir. Bunun nedenleri arasında bedensel iş yükünün alınan kaloriye oranla daha az olması, hareketsiz yaşam tarzı, artmış yaşam süresi, özellikle kadınlarda giderek artan obezite sıklığı gibi durumlar bulunmaktadır” dedi.    Ayakta çıkan yaralara dikkat!   Ayakta çıkan yaralar konusunda uyarılarda bulanan Şafak, şunları belirtti: “Diyabetik ayak yarası riski, gelişmiş ülkelerde diyabeti olan her 6 hastadan birindeyken, gelişmekte olan ülkelerde bu oran çok daha fazladır. Bu yaralar sinir uçları hasarı, felç veya iskemik kökenli yani kan akışında bölgesel bir azalma veya kesilme yüzünden vücudun bir kısmının yeterince kan ve oksijen alamaması nedeniyle olabilir. Ayrıca hiperglisemi yani vücutta kan şekerinin yükselmesi, çeşitli yollarla enfeksiyona eğilimi artırmaktadır. İskemi, kontrolsüz hiperglisemi ve yineleyen travmalar sonucunda ortaya çıkan yüzeysel yaralar kısa zamanda derin yerleşimli apse ve kemik iltihabı dediğimiz osteomyeliteye kadar ilerler. Diyabetik hastalarda ayak ve bacak gibi bölgelerde ülser yatkınlığını artıran durumlar arasında bağışıklık sistemindeki bozukluklar, sinir uçlarında hasar, dolaşım yetmezliği (kan damarlarında), büyük ya da küçük travmaların varlığı, diyabetin süresi, glikoz kontrolünün bozuk olması, ayağa basıncın artması, Charcot eklemi deformitesinin gelişmesi, sigara kullanımı ya da hastanın aşırı kilolu olması gibi faktörler sayılabilir.”   ‘Hastaların yüzde 60'ı ağrı algısını yetiriyor’   Diyabeti olan hastaların yüzde 60'ında ağrı ve sıcaklık algısının bozulmasına yol açan periferik nöropati olduğunu kaydeden Şafak, hastaların ayaklarındaki yaraları fark edemeyebileceğini ifade etti.  Diyabetik ayak yarasının, hastanın ayak bakımının sağlanması ve diyabetinin kontrol altına alınmasıyla çoğu kez önlenebildiğini belirten Şafak, “Çoğu kez de oluşan bir yarayı erkenden saptayarak ve iyileştirerek ya da bir enfeksiyon varlığında erken ve uygun bir antibakteriyel tedavi yaklaşımında bulunarak, ciddi komplikasyonların ya da uzuv kayıpların önüne geçilebiliyor” diye belirtti.    ‘Tanı konulduktan sonra tedaviye çabuk başlanmalı’   Diyabetik ayak enfeksiyonu tedavisinin amacının enfeksiyonu durdurarak ilerleyici doku hasarını önlemek olduğunu ifade eden Şafak, antibiyotik tedavisinin tüm infekte yaralarda gerekli olduğunu aktardı. Klinik tanı konulduktan sonra tedaviye mümkün olduğunca çabuk başlanması gerektiğini belirten Şafak, şöyle devam etti: “Antibiyotik tedavisi tüm infekte yaralarda gerekli olsa da uygun yara bakımı ile birlikte yapılmalıdır. Böylece enfeksiyonla ilişkili hastalık oranı, hastanede kalış süresi ve büyük ayak ampütasyonları azalır. Tedavi süresi, yara tümüyle iyileşene kadar değil, hafif enfeksiyonlarda 7-10 gün, orta derece olanlarda 2-3 hafta, şiddetli enfeksiyonlarda 2-4 hafta arasında değişir. Akut kemik iltihabında tedavi süresi, en az iki haftası damar yolundan olmak üzere 4-6 hafta, kronik kemik iltihabında ise infekte kemik dokusu uzaklaştırılamadığı takdirde en az üç aylık bir tedavi süresi düşünülmelidir.”   Hasta ve yakınlarına tavsiyeler   Şafak, diyabet hastaları için sağlıklı yaşamanın dört altın kuralı olduğunu kaydederek, “Sağlıklı beslenme, yeterli fiziksel aktivite, tıbbi bakım ve kişisel kontrol, düzenli sosyal yaşam. Bununla birlikte diyabette kişisel ayak bakım uygulamalarını öğrenmek, bu davranışları günlük yaşamla bütünleştirmek gerekmektedir. Ayrıca meydana gelen yaraların hafife alınmaması, morluk, kızarıklık, siyahlık, şişlik, kanama, akıntı, kabarcık, gibi olağan dışı bir durumla karşılaşıldığında derhal bir hekime başvurmalıdır” dedi.    Diyabetik ayak konseyi Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde    Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, diyabetik ayak tedavisi için önemli kurumlardan biri ve hastaneye geniş bir bölgeden hasta kabulü mevcut. Bu hastalar ister ayakta hasta olsun ister yatan hasta olsun, mutlaka hastanenin diyabetik ayak ekibi tarafından değerlendiriliyor. Diyabetik hasta asla tek bir branşın hastası olmuyor. Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde de halihazırda enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji, endokrinoloji ve plastik cerrahi uzmanının olduğu ve gerekli olduğu takdirde kardiyoloji, kardiyovasküler cerrahi ve dermatoloji uzmanının dahil edildiği bir diyabetik ayak konsey ekibi bulunuyor. Bu ekip hastalar için en ideal çözümleri, en kısa sürede elde etmek üzere düzenli olarak bir araya geliyor. Böylece ilgili komplikasyonları azaltmak ve gereksiz ampütasyonları önlemek mümkün oluyor.