Sağlık meslekleri: Aşı hayat kurtarır 2019-02-27 14:44:59   DİYARBAKIR - Sağlık meslekleri, son dönemlerde artan aşı reddine karşı başlatılan “Aşı candır, hayat kurtarır” kampanyasına ilişkin düzenledikleri basın açıklamasında, aşının sağlıktaki önemine dikkat çekerek, aşılanma konusunda bilinçlenme çağrısında bulundular.   Sağlık meslekleri, son dönemlerde artan aşı reddine karşı başlatılan “Aşı candır, hayat kurtarır” kampanyasına ilişkin basın açıklaması düzenledi. Türk Tabipler Odası (TTO) Diyarbakır Şubesi’nde yapılan açıklamaya Diyarbakır Tabip Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçiler Sendikası (SES), Aile Hekimliği Komisyonu ile Halk Sağlığı Komisyonu yöneticileri katıldı. Açıklamanın Kürtçe metnini Tabipler Odası Diyarbakır Şubesi yönetim kurulu üyesi Elif Turan, Türkçe metnini ise Doktor Kasım Kanan okudu.   Açıklama öncesi kısa bir konuşma yapan SES Eşbaşkanı Recep Oruç, aşı yapmanın yalnızca kişinin kendisini ilgilendirmediğini belirterek, aşı yapmanın toplumsal bir gereklilik olduğunu ifade etti. Recep, aşı yapmanın sağlık açısından büyük önem taşıdığını dile getirerek, aşı konusunda bilinçlenme çağrısında bulundu.   ‘Aşı bireysel değil, toplumsal gerekliliktir’   Ardından söz alan Elif Turan ise, aşı yapmanın önemine dikkat çekerek, aşının tıp alanının kullanılan en güvenli, en etkili tıbbi uygulaması olduğunu ifade etti. Aşılamanın bireysel korumayı amaçladığı gibi toplumsal korunmayı da hedeflediğini ve amaçladığını belirten Elif, sağlık konusunda duyarlı olunmasını istedi. Aşılama oranlarının belli düzeylere çıkarılması ile çiçek hastalığının yeryüzünden silindiğini belirten Elif, çocuk felci hastalığında da sona yaklaşıldığını dile getrdi. Ayşe, “Aşı bu nedenle artık günümüzde aşılamayı hem bireysel hem de toplumsal bir uygulama olarak ele almak gerekmektedir. Bu durumda hem çocuğun en yüksek yararı, hem toplumsal yarar hem de anne-babaların hak ve sorumlulukları bütüncül olarak değerlendirilmelidir” dedi.   ‘Türkiye’yi ciddi tehlikeler beklemektedir’   Son yıllarda aşı reddinin toplumda hızla yayıldığına dikkat çeken Elif, 2011 yılında çocuğuna aşı yaptırmayı reddeden aile sayısı 183 iken bu sayının 2017 yılında 23 bine çıktığını söyledi. Aşı reddinin çocuk sağlığını önemli ölçüde etkilediğini kaydeden Elif, ülkedeki kızamık olgularının 2 binli yılların başında neredeyse birkaç vakaya düşmüş olmasına karşın, hastalığın 2017'de dünya genelindeki artışı Türkiye’de de gözlendiğini dile getirdi. Elif, “Türkiye'de 2014'te 572, 2015'te 342, 2016'da 9 vaka görülürken, 2017'de 69 olgu görüldü. 2018'in ilk 9 ayında vaka sayısı 500'ü aşmıştır. En son Antalya’da 9 üniversite öğrencisinin Kızamık hastalığına yakalandığı açıklandı. Tüm bu gerçekler karşısında aşılanmaktan korkmayıp, kızamıktan korkmamız gerektiği gerçeğini unutmamamız gerekiyor. Oldukça etkili olan kızamık aşısı hayat kurtarmaktadır. Bir kişinin aşılanması yaklaşık 9-10 kişiye koruma sağlayabilmektedir. Aşılanma oranlarının yüzde 95 ve üzerinde gerçekleşmesi önem taşımaktadır. Aksi halde virüsün yaygınlaşması hızlanmaktadır, öksürme ve aksırmayla yayılan kızamık virüsünün yaklaşık 2 saat ortamda canlı kaldığı ve aşılanmayan bireylerin yüzde 90'ını etkilediği bilinmektedir. Aşılama karşıtlarının ikna edilememesi durumunda Türkiye'yi önümüzdeki yıllarda ciddi tehlikeler beklemektedir” diye konuştu.   ‘Basına büyük rol düşüyor’   Aşı konusunda basının hassas davranmasının kritik önemde olduğunu vurgulayan Elif, konuya ilişkin  yazılı ve görsel basının etik kurallar çerçevesinde haber yapmasını istedi. Elif, aşı reddi ile ilgili bilimsel olmayan ve temel sağlık hizmetlerinin sunulmasına engel oluşturabilecek haberlerin toplumda bağışıklama başta olmak üzere diğer temel sağlık hizmetlerinin yapılmasını olumsuz yönde etkileyeceğine dikkat çekti.   ‘Sağlık Bakanı’nı görevine davet ediyoruz’   Halkın sağlığını koruyucu aşı politikaları geliştirmenin Sağlık Bakanlığı’nın görevi olduğunu hatırlatan Elif, Genişletişmiş Bağışıklama Programı hedeflerine ulaşabilmek için Sağlık Bakanlığı’nın harekete geçmesi gerektiğini ifade etti.    Elif, Sağlık Bakanlığı’nı göreve davet ederek, yerine getirilmesini istediği talepleri şöyle sıraladı:    “*Sağlık Bakanlığı ve ilgili mercilerin koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında aşılama hizmetlerine talep yaratma, bu talebi karşılama ve sürdürülebilirliği sağlama sorumluluğu vardır. Sağlık Bakanlığı’nın sessizliği, toplumda olumsuz yargıların güçlenmesine neden olmaktadır.   *Sağlık Bakanlığı bilimsel veriler ışığında aşılar ile ilgili toplumu bilgilendirmeli, insanların kuşkularını gideren doyurucu açıklamalar yapmalıdır. Sağlık Bakanlığı, aşı ile ilgili hukuksal süreçlerin çözümü için toplum (kamu) adına taraf olmalı, sorumluluk almalıdır.”   Açıklama, konuşmaların ardından sona erdi.