Emek ve Demokrasi Güçleri: Kayyım atamalarına son verin!
- 17:36 9 Kasım 2024
- Güncel
HABER MERKEZİ - Emek ve Demokrasi Güçleri’nin kayyım atamalarına karşı gerçekleştirdiği eylemde, iktidarın kayyım atamalarını bir gelenek haline getirdiği ve iktidarın ülkeyi yönetemediği vurgulandı. Eylemde, yaratılan karanlıktan kurtulmanın dayanışma ile sağlanacağının altı çizildi.
Emek ve Demokrasi Güçleri, kayyım atamalara karşı İzmir ve Ankara’da yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi.
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yönetimindeki üç belediyeye kayyım atanmasını, gerçekleştirdikleri basın açıklamasıyla protesto etti. Cumhuriyet Meydanı’nda yapılan basın açıklamasında “İrademe dokunma kayyıma geçit yok” yazılı pankart ve “Kayyım halk iradesine darbedir”, “İrade gaspına karşı direnerek kazanacağız”, “Berxwedan de bi ser bikeve” yazılı dövizler taşınırken sık sık “Kurdîstan gorîstan ji bo faşîstan”, “Kayyım darbedir darbeye hayır” ve “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları atıldı. Eyleme DEM Parti İzmir Milletvekilleri İbrahim Akın ve Burcugül Çubuk, çok sayıda siyasi parti, sivil toplum kuruluşu ve yurttaş katıldı. Basın metnini kitle adına İzmir Barosu Başkan Yardımcısı Zöhre Dalkıran okudu.
İktidar kayyım atamalarını bir gelenek haline getirdi
İktidar kayyım atamalarını bir gelenek haline getirdiğini ifade eden Zöhre Dalkıran, “Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’in hiçbir temel hukuk kuralına uymaksızın gözaltına alınıp tutuklanarak cezaevine konulmasının ardından halkın oylarıyla seçilmiş olan belediye başkanının yerine kayyım atandı. Hemen akabinde Mardin Büyükşehir Belediyesi, Batman Belediyesi ve Halfeti Belediyelerinin seçilmiş başkanlarının yerine de kayyım atandı. Kayyım atanan bazı belediye önlerinde bu demokrasi karşıtı uygulamayı protesto eden insanlar ters kelepçe ile işkenceye maruz bırakıldı. Belediye önlerinde toplanan halk ve belediye meclis üyeleri belediyeye sokulmadı, arbedenin ortasında kaldı. Bunlar açıkça ülkede seçme ve seçilme özgürlüğü fiilen ortadan kaldırılmış olduğunu bize gösterdi” dedi.
‘İktidar ülkeyi yönetememektedir’
Kayyım atamalarının demokrasiye, insan hak ve özgürlüklerine büyük hasar verdiğini söyleyen Zöhre Dalkıran, özellikle Kürdistan’daki belediyelere karşı girişilen kayyım atamalarının, demokraside açtığı gedikler kapatılmadan bu eylemlere yenilerinin eklendiğini sözlerine ekledi. Zöhre Dalkıran, “Sadece iç hukukta değil, uluslararası hukuk alanında da karşılığı olan kayyım atamalarına karşı Avrupa Konseyi bu atamaların Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na aykırı olduğu noktasında Türkiye’yi uyardığı gibi AİHM de kayyım atamalarının demokratik temsil hakkına zarar verdiği yönünde görüş bildirmiştir. İktidar ülkeyi yönetememektedir. Yoksulluğu, açlığı, geleceksizliği, eğitimsizliği, çaresizliği halka bir erdem olarak dayatmaya çalışsa da halkın kaynamayan tenceresi, okuyamayan çocuğu, tedavi olamayan annesi-babası bu yarı mistik propagandaları tersyüz etmekte, hayat kendi gerçekliğini yönetenlerin halka fısıldadığı masalların önüne çok sert bir şekilde koymaktadır” ifadelerini kullandı.
‘Kayyım atamalarına derhal son verin’
“Bu karanlık elbet bir gün dağılacaktır” diyen Zöhre Dalkıran, bu karanlıktan çıkmanın dayanışma ile mümkün olacağını vurgulayarak “Her yerde demokrasi, insan hakları ve özgürlük diye haykıracağız. Ve inanın bunu elde edeceğiz. Buradan bir kez daha sesleniyoruz; kayyım atamalarına derhal son verin. Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’i derhal serbest bırakın ve görevine iade edin. Mardin, Batman, Halfeti Belediyelerine yapılan kayyım atamalarını iptal edin, seçilmiş başkanları demokrasiye uygun bir şekilde görevlerine iade edin. Demokrasiyi ayaklar altında çiğnemekten derhal vazgeçin” diye belirtti.
Açıklama sloganlarla sona erdi.
Ankara
Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri “Kayyım değil, demokrasi” şiarıyla basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Mertcan Titiz, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak ve İnsan Hakları Derneği (İHD) MYK Üyesi Nuray Çevirmen ve cok sayıda yurttaş katıldı. Sakarya Meydanı’nda gerçekleşen açıklamada, “İrade gaspına karşı direnerek kazanacağız” pankartı açılarak, “Dîsa dîsa serhildan, dîsa dîsa berxwedan”, “Faşizme karşı omu omuza”, “Jin, jiyan, azadî” sloganları atıldı. Açıklamanın Kürtçesini DEM Parti Ankara Kadın Sözcüsü Nebahat Çalpan, Türkçesini ise DEM Parti Ankara İl Örgütü yönetiminden Umutcan Kocabıyık okudu.
‘Zor kullanılarak iktidarlarını korumaya çalışıyor’
Gelinen aşamanın AKP-MHP iktidarının yıllardır sürdürdüğü faşist politikaların sonucu olduğunu söylenen Açıklamada, “4 Kasım sabahı Batman, Mardin ve Halfeti belediyelerine, daha öncesinde ise Esenyurt ve Hakkari belediyelerine, yani toplam 5 belediyeye kayyım atanmıştır. Aylar öncesinde ise, Van’da denenmiş fakat kararlı bir direniş sonrası kayyım geri çektirilmek zorunda kalmıştır. Başta Kürt halkı olmak üzere bütün halkların seçme ve seçilme hakkını yok sayarak getirilen bu kayyım düzeni halkların iradesine vurulmuş siyasi bir darbedir. Bütün olanak ve imkanlarını kendi iktidarını korumak için kullanan AKP-MHP ittifakı buna rağmen seçimlerde kaybetmiş, bunun sonucunda siyasi darbeyle zor kullanarak iktidarlarını devam ettirmeye çalışmaktadır. Ancak bilinmelidir ki zor ile, baskı ve sindirme politikaları ile bir ilçeyi, bir şehri ve bir halkı yönetmek mümkün değildir” denildi.
‘Görevlerine derhal iade edilsinler’
Tutuklu bulunan belediye başkanlarının derhal bırakılması istenilen açıklamada, “Görevlerinden uzaklaştırılan Viyan Tekçe, Gülistan Sönük, Devrim Demir, Saniye Demir, Ahmet Türk ve Mehmet Karayılan görevlerine iade edilmelidir. Eğer iktidar iflas etmiş bu yöntemlerle başarılı olacağını düşünüyorsa çok büyük yanılacaktır. Halklarımız bu hukuksuzluk karşısında demokratik zeminde hak, hukuk ve adalet arayışına devam edecek, kendi iradesine sahip çıkacaktır” diye belirtildi.
‘AKP seçimlerde büyük hezimet yaşadı’
Açıklamanın ardından söz alan Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Alanlardayız, çünkü bu ülke ilk kurulduğu günden bugüne kadar toplumu, hakları, demokrasiyi, hukuku gözetmedi. AKP’nin kendisi demokrasiyi gasp eden iktidarın kendisidir. T. Kendi bekaları için hukuku, demokrasiyi rafa kaldırmış durumdalar. Bugün Türkiye halkalarının, demokrasisinin elindeki her imkanı yok etmeye yeminli bir iktidar gerçeğiyle karşı karşıyayız. Yerel seçimlerde AKP büyük bir hezimet yaşadı, Türkiye halkaları AKP’ye kırmızı kart gösterdi ama dönüp dediler ki biz mesajı aldık biz de herhalde demokrasiye dönecek AKP dedik ama çok kısa süre sonra anlaşıldı ki hiçbir şey anlamamışlar” dedi.
‘Türkiye yüz yıldır zulüm yapıyor’
Kayyımın halktan olanı çalmak, demokrasiye olan bir darbe olarak değerlendiren Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Çok açık ve net söylüyoruz ki, kayyım hukuksuzluktur, iradeye kast etmekte sistematik olarak Kürt halkına zulüm etmenin yeni bir aracıdır. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti 100 yıldır zulümden başka bir şey vermedi. Bugün güncellenmiş bir şark ıslahat planıyla karşı karşıyayız. Kayyım OHAL rejiminin devamıdır. 2016’da belediyelerimize kayyum atandığında şunu söyledik, bugün Diyarbakır’a, Mardin’e, Van’a kayyım atanması yarın İstanbul’a atanması demektir. Ne yazık ki haklı çıktık. Esenyurt belediyesine de kayyım atadılar. Kent uzlaşısıyla kazanılmış belediyeyi de gasp ettiler. Ülkenin bir bölgesinde Kürdistan’da yaşanan haksızlıklar, zulüm işkenceler irade gaspları asla orayla sınırlı kalmıyor ve kalmayacak. Zulüm bir yerde varsa ülkenin dört bir yanında o zulme, hukuksuzluğa birlikte karşı çıkarsak yeni zulümlerin hukuksuzlukların önüne geçebiliriz” ifadelerini kullandı.
‘Tek yol yan yana olmaktır’
Gülistan Kılıç Koçyiğit, her koşulda ve şartta AKP’nin asıl yapmak istediği parçalayarak halkı zayıflatmak olduğunu belirterek, “Gelecek seçim için yol yürüyüşünü sağlamlaştırmak adına toplumu zayıflatmaya çalışıyor. İşçilerin, Kürt halkının, kadınların, emek demokrasi güçlerinin mücadelesini engellemeye çalışıyor. Toplumsal barışı inşa edeceksek, kayyım rejimini def edeceksek, kadın özgürlük mücadelesini ilerleteceksek bunun yolu yan yana olmaktan, faşizme karşı direnmekten geçiyor. Bunun başka yolu yok” sözlerine yer verdi.
‘Bu yoldan dönün’
Gülistan Kılıç Koçyiğit, direnen halkı selamlayarak şunları kaydetti: “Günlerdir alanlarda olan Batman, Mardin, Halfeti, Esenyurt’ta ülkenin dört bir yanında kayyıma karşı anayasal demokratik protesto halkını kullanan bütün halklarımızı selamlıyoruz. Yolumuzu açacak bu mücadele hattıdır. Biz mücadele edersek toplumsal barış inşa edilir, Kürt sorunu demokratik yollardan çözülür ve bu köhnemiş zihniyeti gömebiliriz. Nerede olursa olsun haksızlığa karşı bizler tek yürek olacağız, bize bu kazandıracak. Kayyıma, hukuksuzluklara karşı direneceğiz. Bu süreci bir taraftan var ol deyip bir taraftan kayyım atayanlara kayyımla gidilecek bir var ol yolu yoktur diyeceğiz. Çözüm isteyenlere çağrımız nettir; bu yoldan dönün, hukuksuzlukta ısrar etmeyin.”
Basın açıklaması sloganlar eşliğinde sona erdi.
Wan
KESK Wan Şubeler Platformu, irade gaspına karşı şube binası önünde açıklama yaptı. Açıklamaya çok sayıda kişi katıldı. Burada konuşan KESK Wan Şubeleri Platformu Dönem Sözcüsü Nihat Tunç, Kürtlerin seçme ve seçilme hakkının ellerinden alındığını söyledi. Kayyım atamasındaki hedefin tüm toplumun iradesinin gasp edilmesine alıştırılmak olduğunu ifade eden Tunç, “Kayyımla darbeler olağan hale getirilmek istenmektedir. Kayyım halk iradesine ve emeğe darbedir. Kayyım; yerel yönetim emekçilerini işinden, ekmeğinden eden, toplu sözleşmelerini iptal eden, sürgünü, sendikal ayrımcılığı ve angarya çalıştırmayı rutin hale getiren bir emek düşmanlığının adıdır” dedi.
Demokrasinin varlığının temel koşulunun halk iradesine saygı duymak olduğunu ifade eden Nihat Tunç, “Aksi her türlü karar veya müdahale halkın demokratik iradesinin gasp edilmesi anlamına gelmektedir. Seçilmiş milletvekillerinin Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarına rağmen hala cezaevinde tutulduğu, belediye başkanlarının tutuklandığı yerlerine kayyum atandığı bir ülkede demokrasiden, adaletten, hukuktan bahsetmek mümkün değildir. Herkes bilmelidir ki; yaşanan bu hukuksuzluklara karşı parti, siyasi görüş ayrımı yapmadan ülke genelinde yeterli düzeyde tepki yaratılmaması halinde kayyım darbesi yeni belediyeler ile sürecektir. Halk iradesine vurulan bu darbeden derhal vazgeçilmelidir. Hukuk dışı yollarla baskı ve zor yöntemleriyle halkın iradesinin gasp edilmesine son verilmelidir” diye belirtti.
Şirnex
Şirnex Emek ve Demokrasi Platformu, Silopiya (Silopî) ilçesinde KESK binası önünde kayyım atamalarını protesto etmek amacıyla açıklama yaptı. "Toplumsal barış için halk iradesine saygı duy" pankartının açıldığı açıklamada kitle sık sık, "Kayyımlar gidecek biz kalacağız", "Direne direne kazanacağız", "Baskılar bizi yıldıramaz" sloganları atıldı.
Ortak basın metni KESK Silopiya Temsilcisi Yaşar Taşdemir okudu. Yaşar Taşdemir, kayyım atamalarıyla seçme ve seçilme hakkının gasp edildiğini belirterek, iktidarın Kürt halkının iradesine ipotek koyarak kayyım uygulamalarını olağan hale getirmeyi amaçladığını söyledi.
DEM Parti Şirnex Milletvekili Mehmet Zeki İrmez de kayyım uygulamalarının halkın iradesini çalmak anlamına geldiğini belirterek, mücadele etmekten vazgeçmeyeceklerini ifade etti.
Yapılan konuşmalar ardından kitle 5 dakikalık oturma eylemi yaptı.
Amed/Bismil
Amed’in Bismil ilçesinde aralarında DEM Parti, DBP, DEVA Partisi, Saadet Partisi'nden isimlerin de olduğu çok sayıda kişi DBP binası önünde bir araya geldi. Kent Meydanı’na kadar yapılan yürüyüşün ardından açıklama yapıldı. Yürüyüşte, “Kayyım halk iradesine darbedir, kayyım iradesi değil halk iradesi” pankartı açıldı.
DEM Parti Bismil İlçe Eşbaşkanı Mustafa Kurt, kayyım atamalarını kınayarak, hukuksuz karardan vazgeçilmesi gerektiğini belirtti.
DBP Amed İl Eşbaşkanı Mehmet Şirin Gürbüz, halkların iradesine ipotek koyan hiçbir siyasi iktidarı tanımadıklarını belirterek, “Kürt halkı olarak tecridi kıracağız, kayyımları buradan göndereceğiz. Faşizme Kürdistan’da geçit vermeyeceğiz” dedi.
Açıklama sonrası oturma eylemi yapıldı.