Özel savaş atölyeleri: İmralı’da sadece tecrit değil büyük bir direniş de var

  • 18:52 27 Eylül 2024
  • Güncel
DÎLOK - TJA ve DBP Kadın Meclisi tarafından düzenlenen özel savaş atölyesinde konuşan DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Kurdistan’da yaşanan çok boyutlu özel savaş politikalarına vurgu yaparak, “Devlet ne kadar uzaklaştırışa uzaklaştırsın İmralı’da yaşanan bir tecrittir; ama aynı zamanda yaşanan şey Sayın Öcalan şahsında gerçekleşen büyük bir direniştir” dedi.
 
Tevgera Jinên Azad (TJA) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Kadın Meclisi tarafından Dîlok'un Alêban (Şehitkamil) ilçesinde bulunan Gazikent ve Çıksorut mahallelerinde özel savaş politikalarına dair atölyeler gerçekleştirildi. Atölyeye DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar'ın yanı sıra DBP MYK üyeleri Berivan Helen Işık ve Narin Gezgör katıldı.
 
Yapılan atölyelerde özel savaşın yaygınlık alanlarının yanı sıra bu politikalara karşı nasıl mücadele edilmesi gerektiğinin vurgusu yapıldı.
 
‘Kürdistan nefessiz bırakılmak isteniyor’
 
Gazikent Mahallesi’nde kadınlar tarafından alkışlar ve zılgıtlarla karşılanan Çiğdem,  kadınların gençlerin özel savaş politikaları ile karşı karşıya olduklarını söyledi. Çiğdem, “Şuan tüm dünyaya hakim olan bir sistem var ve bu sistemin adı erkek egemen sistemdir. Erkeklerin bir bütünen kurduğu bir sistemden bahsediyoruz.  Normal bir düzlemde erkek egemen kadın köle olmak zorunda mıdır? Tabi ki hayır. Kürt halkının yıllardan beridir vermiş olduğu bir özgürlük mücadelesi var. Aynı zamanda Kürt kadınlarının vermiş olduğu kadın mücadelesi var.  Jin Jiyan Azadî  sloganın felesefeye dönüştüğü ve tüm dünyaya yayıldığını görüyoruz. Bu da dünya kadınlarının mücadelesine destek oluyor” dedi. Çiğdem Kurdîstan’da yürütülen doğa kırımın da özel savaş politikalarının bir parçası olduğunu belirterek, “Ormanlar yakılıyor, ağaçlar kesiliyor. Bu da ekositemi talan eden ve bunun üzerinden para kazanan bir durumdur. Kürdistan bu şekliyle nefessiz bırakılmak isteniyor” dedi. 
 
‘Kurdistan’da derin bir yoksulluk yaşanıyor’
 
İnşa edilen eşbaşkanlık sistemi kadınların demokratik sistemin en temeline girdiklerini söyleyen Çiğdem, kadınların her alanda sorumluk alarak kendilerine bir kimlik kazandıklarını söyledi. Çiğdem, konuşmasına şu şekilde devam etti: “Kürdistanda derin bir yoksulluk yaşanıyor. Bu mevcut iktidarın Kürdistanı yeniden dizayn politikasıdır. Kurdîstan’da uyuşturucu kullanımı 7 yaşın altına düşmüş. Sokak aralarında, okul önlerinde satılıyor. Şimdi denilebilir mi devletin güvenlik güçleri bunun farkında değil diye? Tam tersine güvenlik güçlerinin eliyle bu işler yapılıyor.”
 
‘Dört parça Kurdistan’da İHA ve SİHA’larla saldırı yapılıyor’
 
Çiğdem, Hakkari’de JINNEWS’ten Rabia Önver’in yapmış olduğu özel savaş haberini hatırlatarak, “Gençlerimiz yaşam alanı bulamıyorlar kendilerine. Gençler neden göç ediyor? İş bulamıyor, keyfi tutuklanmalara maruz kalıyorlar. Tüm bunlara karşı önemli olan hepimizin yan yana durmasıdır. En derin yoksulluğu kadınlar yaşıyor. Bu savaşın en büyük eziyetini biz kadınlar yaşıyoruz. Bu durum birinci ve ikinci dünya savaşında da yaşandı. Ulus devlettin kendisi Kürtleri, Alevileri tanımadığı gibi kadınları ve gençleri de tanımıyor. Kurulan sistem AKP-MHP iktidarını ayakta tutmaya çalışıyor. Kürt gençleri ölürken, bir avuç insan zengin oluyor özel savaş politikaları yüzünden. Dört parça Kurdîstan’da İHA ve SİHA’larla saldırı yapılıyor” ifadelerini kullandı. 
 
‘Sayın Öcalan şahsında gelişen büyük bir direniştir’
 
“Kürt sorunun barışı konusunda onurlu bir barışın perspektifini yaratan Sayın Öcalan’a tecrit uygulayarak da hem Türk toplumunu hem Kürt toplumunu hem de Türkiye toplumunu bir barıştan, demokratik çözümden uzaklaştırmaya çalışıyor” diyen Çiğdem, İmralı’da yaşanan tecridin tüm topluma yayıldığını ve bunun da özel savaşla bağlantısın olduğunu söyledi.  Çiğdem, “Devlet ne kadar uzaklaştırışa uzaklaştırsın İmralı’da yaşanan bir tecrit ama aynı zamanda yaşanan şey Sayın Öcalan şahsında gerçekleşen büyük bir direniştir. Baskı artsa bile barıştan vazgeçmek yok. İmralı’daki direniş devam ettikçe; iktidarda bütün mekanizmaları ile tecrit derinleştirilmeye çalışılıyor. Tecritle beraber yeni bir rejim inşa edilmeye çalışılıyor. İmralı’da ki hukuksuzluk bugün Türkiye’de bir rejime dönüşmüş durumda. Ülke nefes alamıyor, kimse demokratik hakkını kullanamıyor. Kimse hak talebinde bulunamaz hale geldi. Ama tüm bunların yanı sıra Kürt Özgürlük Mücadelesinin sesi tüm dünya da yankılanmaya devam ediyor” diye konuştu.
 
Özel savaşa karşı mücadele vurgusu
 
Ardından Narin Gezgör, devletin baskısından kaynaklı Şirnex, Riha, Sêrt ve Kürdistan'ın diğer kentlerinden Dîlok'a göç etmek zorunda kaldıklarını altını çizerek, asimilasyon politikaların özel savaşın bir aracı olduğunu söyledi. Narin, "Kürt diline yönelik saldırıları görüyoruz. Ancak birçok aile çocuklarına Türkçe öğretiyor, çünkü eğitim kurumları Türkçe eğitim veriyor. Bu da ailelerin çocuklarına Türkçe öğretmeyi öncelik olarak kabul ediyor" dedi. Öte yandan Narin, devletin kadınlar ve çocuklar üzerinde daha farklı politikalarla özel savaş yürüttüğünü ifade ederek, TJA ve DBP olarak mücadeleyi yükselteceklerini söyledi.  
 
Ardından kadınlar, maruz kaldıkları özel savaş politikalarını dile getirerek, çözüm olunması konusunda fikir alışverişinde bulunuldu. Öte yandan daha sonra Çıksorut Mahallesi’nde düzenlenen atölyede konuşan, Narin Gezgör, “Neden özel savaş politikası uygulanıyor?” soruları ile karşılıklı bilgi alışverişinde bulunuldu.
 
Çiğdem, özel savaş politikasına karşı her yerde mücadeleyi büyütülmesi gerektiğinin altını çizdi. Çiğdem, Türkiye’de yaşanan ekonomik krizin, sistem krizinin İmralı tecridinden kaynaklandığını söyleyerek, 13 Ekim’de Amed’te yapılacak olan “Özgürlük Mitingi”ne katılım çağrısı yaptı.
 
Atölyeler zılgıt ve “jin jiyan azadi” sloganlarıyla son buldu.