Gazeteci Rabia Önver için açıklama: Gerçekleri halka ulaştırmak suç değil

  • 17:51 21 Eylül 2024
  • Güncel
WAN – Gazeteci Rabia Önver’in uyuşturucu ve fuhuş çetelerine ilişkin yaptığı haber nedeniyle hedef gösterilmesi Wan’da MKG ve DFG öncülüğünde yapılan açıklamayla kınandı. Açıklamada konuşan DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Rabia çok önemli bir iş yaptı. Rabia’ya yakalama kararı çıkaranlara şu sözü söyleyelim, Rabia, bu devleti çeteleri ile birlikte suçüstü yakalamıştır” dedi.
 
Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) ve Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Colemêrg’in (Hakkari) Gever (Yüksekova) ilçesinde yaşayan muhabirimiz Rabia Önver’in fuhuş ve uyuşturucu çetelerine ilişkin yaptığı haberin ardından evine düzenlenen polis baskını ve hakkında yakalama kararı çıkarılmasını yaptığı açıklama ile kınadı. Wan'da Sanat Sokağı’nda düzenlenen basın açıklamasına, özgür basın çalışanlarının yanı sıra Tevgera Jinên Azad (TJA), Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybedenlere Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MEBYA-DER), Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) il ve ilçe yönetimleri, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) il ve ilçe yönetimleri, DEM Parti Gençlik Meclisi, Barış Anneleri Meclisi, DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, DEM Parti bölge milletvekilleri Gülcan Kaçmaz Sayyiğit ve Sümeyye Boz ile çok sayıda yurttaş katıldı. Açıklamada “Özel savaş politikalarına karşı yaşasın kadın mücadelesi, Jin Jîyan Azadî” ve “Özgür Basın Susturulamaz” pankartları açılırken, sık sık “Özgür Basın Susturulamaz”, “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganları atıldı.
 
Açıklamayı MKG üyesi Hülya Baytur okudu.
 
‘Rabia’nın evi hukuksuzca basıldı’
 
Özgür basına yönelik saldırıların her geçen gün artarak devam ettiğini vurgulayan Hülya, bugün, basın özgürlüğüne ve halkın doğru bilgiye ulaşma hakkına yönelik bir saldırıyla daha karşı karşıya olduklarını belirtti. Rabia’nın Kurdistan’da yürütülen özel savaş politikalarını, fuhuş ve uyuşturucu çetelerini teşhir eden haberi yaptığı için hedef alındığını dile getiren Hülya, “Gazeteci, kamuoyunu bilgilendirme sorumluluğunu yerine getirirken, evi hukuksuz bir şekilde basılmış ve hakkında gözaltı kararı çıkarılmıştır. Rabia hakkında Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından çıkarılan yakalama kararı, uyuşturucu ve fuhşun toplum içinde yaygınlaşmasını sağlayan güçlerin kim olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. Kadınları ve gençleri hedef alan bu politika, aynı zamanda bu gerçekleri halka ulaştıran gazetecileri de baskı altına almaya çalışmaktadır” dedi.
 
‘Gazetecilerin hedef gösterilmesi kabul edilemez’
 
Özgür basın emekçilerinin devletin ve yargı mekanizmasının el birliği ile Kurdistan’a işlediği suçları açığa çıkarmaya çalıştığını kaydeden Hülya, bu nedenle sistematik bir şekilde hedef alındıklarını, bu nedenle baskılara maruz kaldıklarını söyledi. Hülya, “Basın özgürlüğü ve halkın gerçekleri öğrenme hakkı, iktidarın politikaları tarafından sürekli olarak engellenmeye çalışılmaktadır. Birçok kadına şiddet uygulayan Ayşegül Akdoğan adlı şahıs hakkında yapılan tüm şikayetlere rağmen hiçbir hukuki işlem başlatmayan yargı mekanizmaları, bu durumu haber yaparak hakikatleri kamuoyuna sunan gazeteci Rabia Önver hakkında gözaltı kararı çıkarmıştır. Bu gelişme, yargının, devlet eliyle işlenen suçları nasıl örtbas ettiğini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Bu tür saldırılar, halkın gerçekleri öğrenmesini engellemek ve gazetecilerin susturulması amacı taşımaktadır. Basın özgürlüğüne yönelik baskılar, toplumun bilinçlenmesini ve adaletin sağlanmasını engellemeye yönelik stratejik özel savaş politikasıdır. Gazetecilerin tehdit edilmesi, evlerine baskın yapılması ve hedef gösterilmesi asla kabul edilemez” ifadelerini kullandı.
 
‘Bu hukuksuzluğa derhal son verilsin’
 
Haber yapmanın ve gerçekleri halka ulaştırmanın bir suç olmadığını dile getiren Hülya, “Devletin baskı politikası, hukukun ve insan haklarının çiğnendiği bir noktaya gelmiştir. Biz özgür basın emekçileri olarak, halka doğru ve gerçek bilgiyi ulaştırma amacımızı; gözaltı, tutuklama ve baskı tehditlerine rağmen sürdürmeye kararlıyız. Bizler, bu baskıları ve sindirme çabalarını şiddetle kınıyoruz! Bu hukuksuzluğa derhal son verilmesini ve gazetecilerin özgürce görevlerini yapmalarına engel olan mekanizmaları teşhir etmeye devam edeceğimizi bir kez daha vurgulamak istiyoruz”  sözlerini kullandı. 
 
‘Savaş politikalarıyla karşı karşıyayız’
 
Açıklamanın ardından konuşan DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Özel savaş politikaları yeni karşılaştığımız bir durum değil. Kürdistan’da uzunca bir süredir iktidarın bütün mekanizmaları ile yürütülen, Kürt halkının kimliğine, değerlerine, Kürt kadınların ve gençlerin mücadelesine yönelik savaş politikaları ile karşı karşıyayız. En son Hakkari’de özgür basın emekçisi Rabia Önver’in açığa çıkarmış olduğu fuhuş ve uyuşturucu çetesiyle karşımıza başka bir tablo çıktı. Özel savaş politikalarında silah yok, İHA’lar, SİHA’lar yok, bombalar yok ama çok şey var. Wan’da da tanıklık ettik. Bu ülkenin güvenlik güçleri Wan’daki kadınlara sarkıntılık etti. Kürt gençleri, üniversitelerde ‘ajanlık’ dayatması ile karşı karşıya kalıyorlar.  Fuhşun ve uyuşturucunun normalleştirilmeye çalışıldığı bir süreçte devletin güvenlik güçleri eliyle yapılıyor. Kürdistan’a atanan imamlar başta olmak üzere bütün memurlar inkarı ve asimilasyonu derinleştirmek için buraya atanıyorlar” diye belirtti. 
 
‘Rabia topluma nefes aldırdı’
 
Colemêrg’de devlet mekanizmalarına başvuran bir anne ve bir genç kadının olduğunu hatırlatan  Çiğdem, “Ayşegül Akdoğan isimli kişi, şu cümleyi kuruyor, ‘arkam sağlam bana bir şey olmaz’. Arkasının sağlam dediği kişiler, bu devletin korucusu, güvenlik güçleri ve AKP’lilerdir. Anne defalarca emniyete suç duyurusunda bulunuyor. Emniyet altı defa anneyi şikayetinden vazgeçirmek için tehdit ediyor. Yetmiyor savcı, ‘aile yakın bir tanıdığımdır seni cezaevine atarım’ diyor. Rabia çok önemli bir iş yaptı. Rabia’ya yakalama kararı çıkaranlara şu sözü söyleyelim; Rabia bu devleti çeteleri ile birlikte suçüstü yakalamıştır. Rabia’nın yaptığı sadece basın çalışması değil, bu çalışmasıyla bütün topluma nefes aldırmıştır” ifadelerine yer verdi. 
 
Açıklama, “Özgür basın susturulamaz” ve “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganları ile sona erdi.