‘Çocuklar ölüyor, birilerinin akrabası diye üstü kapatılıyor’

  • 09:06 14 Eylül 2024
  • Güncel
Pelşin Çetinkaya
 
AMED – Narin Güran’ın katledilmesinin ardından konuşan kadınlar, cezasızlık ve gerçeklerin gizlenmeye çalışılması ile suçların arttığına dikkat çekerken, “Çocuklar ölüyor. Birilerinin akrabası diye üstü kapatılıyor. Bu nasıl bir sistem, güç?” diye sordu.
 
Amed'in Rezan (Bağlar) ilçesine bağlı Çûlî (Tavşantepe) Mahallesi’nde 21 Ağustos'ta kaybedilen 8 yaşındaki Narin Güran'ın cenazesi, 8 Eylül tarihinde mahalleye yaklaşık 2 kilometre mesafedeki Eğertutmaz Deresi'nde bulunmuştu. Diyarbakır Adli Tıp Kurumu’nda yapılan otopsinin ardından Narin’in cenazesi 9 Eylül günü köy mezarlığında defnedildi.
 
Narin’in katledilmesine dönük soruşturma kapsamında amca Salim Güran 2 Eylül günü tutuklanırken, cenazenin bulunması sonrası gözaltına alınan 24 kişiden Narin’i gömdüğünü itiraf eden Nevzat Bahtiyar 10 Eylül’de, Narin’in annesi Yüksel Güran ve abisi Enser Güran’ın da aralarında olduğu 8 kişi ise 13 Eylül’de tutuklandı. Dosya kapsamında toplam 10 kişi tutuklanırken, dosya hala şaibelerle ve soru işaretleriyle tartışılıyor.
 
Narin’in katledilmesine karşı tüm kesimlerden tepkiler sürerken, mikrofonumuzu kadınlara uzatarak değerlendirmelerini aldık.
 
‘Türkiye yönetenler tarafından geriliyor’
 
Devletin uyguladığı cezasızlık politikalarından ötürü Narin’in bu kadar rahat katledildiğini ifade eden Birsen Kurtdoğdu, “Bunların yaşanmasının sebebi hepimizin de bildiği gibi devletin kadınlara karşı uyguladığı bakış açısı. Failler cezasız kaldığı için başka katliamların oluşmasına da sebep oluyor. Hatırlarsanız Ağrı’da Leyla, amcası tarafından katledildi ve faili cezasız kaldı. Narin’in de başına aynı şey geldi. Ceza verilseydi Narin böyle olmayacaktı. Söyleyecek söz bulamıyorum. Kadınların yanı sıra şimdi de küçük çocuklar katlediliyor. Türkiye, yönetimde olan kişiler yüzünden geriliyor. Hem maddi hem de manevi anlamda millet çökmüş durumda. Bunlar iktidarın yapamadığı siyaset yüzündendir” sözlerine yer verdi.
 
‘Narin’in katledilmesinin altında daha kirli şeyler var’
 
Bu tür olayların yaşanmaması için ilk etapta mevcut zihniyetlerin temizlenmesi gerektiğini kaydeden Sûr Belediye Meclis üyesi Meliha Cömert, “Bu coğrafya da belki onlarca, yüzlerce çocuk katlediliyor, istismara uğruyor ve lanetliyorum. Bunun altında kesinlikle Narin’in katledilmesi değil çok kirli şeyler var. Bunlar korkunç şeyler. Bunlar insanın, toplumun akıl sağlığını bozuyor. Etrafta çevrelenmiş o kadar güçler var ki bir şeyler öğrenemiyorsun. Çocuklar ölüyor. Birilerinin akrabası diye üstü kapatılıyor. Bu nasıl bir sistem, güç? Toplum çok rahatsız. Narinlerin hakkı sorulsun. Lütfen temiz bir adalet gelsin. Kurs ve kurumlarda taciz ve tecavüzler yaşanıyor. Biz bunları duyuyoruz. Çocuklarımıza yapılan şeyleri asla kabul etmiyoruz” dedi.
 
‘Özel savaş politikaları toplumu çürüten bir noktaya getirdi’
 
Sistemin olayın üstünü kapatacak bir tarz ile yaklaştığına dikkat çeken Demokratik Bölgeler Partisi Kadın Meclisi üyesi Ayşe Çelikbilek, iktidarın Narin’in kayboluş sürecine öncelikle ağır aksak, aileyi ve fail olabilecek kişileri koruyan bir yöntemle yaklaştığını dile getirdi. Yayın yasağı kararının alındığını hatırlatan Ayşe, “Bu olayda küçük bir kızın köyde kaybolmasından öte Kurdistan ve Türkiye’de yaşanan özel savaş politikalarının yansımalarını görüyoruz. Özel savaş politikalarını çocuğa, kadına, gence, topluma, yaşama ve ahlaki değerlere vurduğumuzda aslında hep çürüten, yok eden, imha eden ve katliamdan geçiren bir duruma getirdi ve şu an yansıması olarak Narin üzerinden gidiyoruz ama Narin bir örnektir. Yani bu sadece bir örnektir. Ağrı Dağı eteklerinde Leyla da aynı şeyi yaşadı. Munzur’da Gülistan da bulunmadı. Deprem sürecinde kaybolan çocukların da bu şekilde kaybedilmesi veya bulunmamasına neden olan bir etki oldu” ifadelerini kullandı.
 
‘Failler ya gizleniyor ya da cezasızlıkla ödüllendiriliyor’
 
Ayşe, yaşananların sistem politikalarının sonucu olduğuna dikkat çekerken, “Özel savaş politikaları kutsal aileyi ön plana çıkararak aslında toplumun gerçekliğini, toplumsal-komünal yaşamı kapatan ve onun yerine kendilerinin belirlediği bir aile tipi inşa etmeye çalışan bir zemin oluştu. Köyden ve milletvekillerinin yansımalarından biliyoruz ki bunun alt zemini HÜDA PAR ve AKP’nin ortak bir anlayışının olduğu ortaya çıkıyor. Onların sahiplenmeleriyle ya da onların bunun üstünü örtmek istemeleriyle aslında kendine bu kadar rahat güvenen bir amca, aile, koca bir köy. Bunları rahat bir şekilde kapatan, görmeyen, görmezlikten gelen, örtbas edebilen bir anlayış çıktı. Son olarak buna karşı kadınlar olarak güçlü tepkimizi, çığlığımızı, sesimizi, Jin jiyan azadî felsefemizi tüm topluma ve halklara yansıtacağımızı ifade etmek istiyorum” şeklinde konuştu.
 
Yaptırım rahatlığıyla suçlar artıyor
 
Faillerin işledikleri suç karşısında bir yaptırıma tabi tutulmadığının ve bundan dolayı suçların daha fazla arttığını dile getiren Mezopotamya Göç İzleme ve Araştırma Derneği (GÖÇİZ-DER) Eşbaşkanı Medya Alkan ise şöyle konuştu: “19 gün boyunca Narin kayıptı. 19 gün boyunca tüm çalışmaların yapılmasına rağmen Narin’in cenazesinin bir çuvalda bulunmasının çok gerçekçi olmadığı hepimizin idrak edebileceği bir şeydir. Bu kadar rahat bir şekilde bunu yapabilmeleri bu insanların sonucunda bir yaptırımla karşılaşamayacağının verdiği bir rahatlıktır aslında. Buna benzer birçok örnek var. Çok uzağa gitmeye gerek yok. Bundan birkaç yıl önceki Leyla’yı örnek verebiliriz. Leyla da aynı şekilde oldu. Çok benzer hikayeler ve bu suçu işleyenler sonunda hiçbir cezaya tabi tutulmadılar. Bu rahatlık birçok yere sirayet etmiş durumda. Çocuk psikolojisiyle baktığımızda çocuklarda bir korku ortamı yaratıldı. Çocuklar gece uyuyamaz oldu. İnsanlar güven problemi yaşıyor. Bu konuda adaletin yerini bulması için faillerin bulunması gerekiyor. Suçluların yaptığı suçun karşılığında yaptırımların uygulanması, insanların bu şekilde rahatça kadını, çocuğu katlederek bir ya da iki ay sonra hatta bazıları hiç içeri girmiyor. Bu suç bazı noktalarda tam tersine katledilen ailenin üstüne yükleniyor. Bunlar aslında suçluların ellerine rahatça suç işleme rahatlığını veriyor.”