İstanbul’da Narin için açıklama: Egemen düzene baş kaldırıyoruz

  • 21:02 13 Eylül 2024
  • Güncel
İSTANBUL  - Sultangazi Kadın Dayanışması, “Narin için adalet” şiarıyla gerçekleştirdikleri basın açıklamasında, “Her gün birden fazla kadının ve çocukların yaşamını yitirdiği erkek egemen düzene karşı ‘Jin jiyan azadi’  isyanıyla başkaldırıyoruz” mesajı verildi.
 
Sultangazi Kadın Dayanışması, “Narin için adalet” sloganıyla şüpheli çocuk ölümlerine dair Sultangazi İlçesi’nde bulunan Cemevi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ilçe örgütü temsilcileri,  Sultangazi Kent Meclisi Girişimcileri (SKMG), Sosyalist Kadın Meclisi (SKM) temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda kadın katıldı. Çocukların da eylemde yer alması dikkat çekti.
 
Eylemde, “Çocuklar için Güvenli Eşit, Özgür Bir Yaşam ve Adalet İstiyoruz” Pankartının açıldığı açıklamaya, “Narin’nin katili İstanbul Sözleşmesi’nden çıkaranlar”, “Narin için adalet”, “Katilleri tanıyoruz hesaplaşacağız” , “Kutsal aile dedikçe çocuklar ve kadınlar ölüyor” dövizleri ile Narin’in fotoğrafları taşındı. Sık sık “Jin jiyan azadi”, “Narin için adalet herkes için adalet”, “Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz”, “Halka değil katillere barikat”, “Kurtuluş yok ya hep beraber ya hiç birimiz” sloganlarının yankılandığı açıklamada basın metnini kitle adına Sucan Erkan okudu.
 
‘Gerçekler neden paylaşılmıyor?’
 
Amed'in Rezan (Bağlar) ilçesine bağlı Çûlî (Tavşantepe) kırsal mahallesinde 21 Ağustos'ta kaybedilen 8 yaşındaki Narin Güran'ın cenazesi, 8 Eylül tarihinde mahalleye yaklaşık 3 kilometre mesafedeki Eğertutmaz Deresi'nde bulunduğunu hatırlatan Sucan, yetkililerin Narin için “Titizlikle inceleniyor, sonuca çok yaklaştık” söylemlerine değindi.  “Yetkililerin Narinin 20 haneli ve birbirleriyle akrabalık ilişkileri olan küçük bir köyde 19 gün boyunca bulunamamasının açıklamasını yapmak zorunda.  19 gün boyunca tüm bulguların, delillerin kaybolması mı beklendi?” sözlerine  yer veren Sucan, Narin’in katledilmesinin  arkasındaki gerçekler kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini belirtti.
 
‘Narinin ölümü münferit değil’
 
Sucan, “Biliyoruz ki Narinin ölümü münferit değil. Bu organize cinayetin arkasındaki tüm kirli ittifakların ve bunun politik nedenlerini ahlaken ve vicdanen topluma dayatılmak istenen bu çürümüşlüğün ve tüm toplumu yozlaştırmaya çalışan bu karanlık, gerici erkek egemen zihniyetin sonucu olarak öldürüldü” dedi.  AKP Milletvekili Galip Ensarioğlu’nun yaptığı “Bizlerin bazen bilmediği, bazen de bilip söylemememiz gereken şeyler var, çünkü aile bizim dostlarımızdır” açıklamasına işaret eden Sucan, “Buradan da anlaşılıyor ki bu katliamı örtbas etmek için büyük bir çaba içerisinde oldukları ve bunu da açıktan kamuoyuyla paylaşmaktan çekinmediklerini görüyoruz. Özel savaş politikaları ile tüm toplumu hizaya getirmeye çalışan sistem, Aile-Köy-AKP-HÜDA-PAR ve tarikat işbirliği ile Narini hayattan kopardılar. Tıpkı isimlerini sayamadığımız diğer çocuklar gibi” diye belirtti. 
 
‘Kadın, çocuk, doğa ve hayvan katliamı politiktir’
 
Geçtiğimiz günlerde Tekirdağ’da şiddete ve cinsel saldırıya uğrayan  ve entübe edilen2 yaşındaki bebeğe dikkat çeken Sucan, “Rutinleşen bu cezasızlık politikalarıyla bir bebeğe bile bunu yapabilecek bir dünya yarattılar. Her türlü şiddette uğrayan, katledilen kadın ve çocuklar en fazla ‘kutsal aile’ diye tanımladığınız ailelerin içinde öldürülüyorlar” ifadelerini kullandı. Sucan,  son süreçlerde katledilen kadın ve çocuk verilerine değinerek sözlerini şöyle devam etti: “Son 17 günde 9 çocuk öldürüldü. Çocukları ve kadınları korumayan bu sistemde 2024 yılının ilk altı ayında en az 343 çocuk ‘önlenebilir sebeplerle’ yaşamını kaybetti. 2008 -2016 yılları arasında 104 bin 531 çocuğun kaybolduğu verisini paylaşan TÜİK son 8 yıldır ise veri paylaşmıyor. Türkiye’nin kayıp çocuklar, ülkesi olduğu gerçeği veriler açıklanmayarak gizlenmek isteniyor. Kadın, çocuk, doğa ve hayvan katliamı Politiktir.
 
‘'Jin jiyan azadi'  isyanıyla başkaldırıyoruz’
 
İktidar failleri koruyan cezasızlık politikaları ile her türlü şiddeti ve istismarı normalleştirmeye çalışıyor. Toplum olarak buna alıştırılmak isteniyoruz ancak bunu asla kabul etmeyeceğiz. Bur da en büyük sorumluluk İktidar bloğunun yarattığı ve cesaret verdiği cezasızlık politikalarıdır. Tekrar sözümüzü söylüyoruz. Çok açık, sorumlular bizim için can güvenliği olan İstanbul sözleşmesinden çıkanlar, 6284’ü  etkin uygulamayanlar ve bunun bedelini de en ağır şekilde kadınlar ve çocuklar yaşamlarıyla ödüyor. Her gün birden fazla kadının yaşamını yitirdiği erkek egemen düzene karşı ‘Jin jiyan azadi’  isyanıyla başkaldırıyoruz. Kadın ve çocuk düşmanı düzene karşı susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz.  Mücadeleyi, direnişi ve dayanışmayı daha da büyüteceğimizin sözünü veriyoruz.”
 
Açıklama “Jin Jiyan Azadi”  sloganlarıyla son buldu.