‘Anahtar Abdullah Öcalan’ın elinde’

  • 09:02 9 Temmuz 2024
  • Güncel
 
Nazlıcan Nujin Yıldız
 
İZMİR - PKK Lideri Abdullah Öcalan’a ve siyasi tutsaklara yönelik ağırlaştırılarak devam eden tecride ilişkin konuşan tutsak yakını Fatma Sürme, “Anahtar Abdullah Öcalan’ın elindedir” diyerek, tecride karşı mücadele etmeye devam edeceklerini vurguladı.
 
Uluslararası komplo ile Türkiye'ye getirilen ve İmralı’da tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 40 aydır haber alınamıyor. Bunun tecrit olmadığını iddia eden Adalet Bakanlığı ise Kürt halkının ve siyasi tutsakların taleplerine kulak vermiyor. Öte yandan tecride karşı Kurdistan ve Türkiye cezaevlerinde bulunan siyasi tutsakların “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa siyasi çözüm” talebiyle 27 Kasım 2023 tarihinden bu yana sürdürdükleri eylemler devam ediyor. Tutsak yakınları da aynı taleplerle cezaevleri önündeki “Özgürlüğe ses ver” eylemlerini kararlı bir şekilde yürütüyor. Tecride ve tutsakların taleplerine ilişkin ajansımıza konuşan iki tutsak yakını Fatma Sürme, çözümün PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşülmesiyle mümkün olacağını ifade ederek tecride karşı mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi.  
 
Devlet sessiz
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride dikkat çeken Fatma, bu sebeple cezaevlerindeki tutsakların da tecride karşı eyleme başladıklarını hatırlattı. Tutsakların ilk olarak açlık grevi eylemini başlattıklarını söyleyen Fatma, açlık grevine rağmen bir çözüm sağlanmadığını ifade etti. Fatma, “Çözüm sağlanmadığı için tutsaklar da 3 ay boyunca görüşlere ve telefonlara çıkmama kararı aldı. Bu durum tutsakların aileleri için çok zor bir durum. Bu nedenle bizler de eylemler yapmaya karar verdik. Cezaevlerinin önüne gidiyoruz, sesimiz yükseltiyoruz, çağrıda bulunuyoruz ama Türk devleti sesimize karşılık vermiyor. Tutsakların tecride karşı talepleri yerine getirilmezse bence yine açlık grevine başlayabilirler. Tüm tutsakların üzerinde bir tecrit var, baskı var, zulüm var” dedi.
 
Tecrit tüm halkların üzerinde
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan ve tutsakların üzerindeki tecridin tüm halkların üzerinde de olduğunu vurgulayan Fatma, “Dışarıda olan genç kadınların, gençlerin, öğrencilerin rahat bir yaşamı yok” diyerek tecridin insanlar üzerindeki etkisine dikkat çekti. Hasta tutsaklara da değinen Fatma, hasta tutsakların tek kişilik hücreye konulduğunu ve gerekli tedaviyi göremediklerini dile getirdi. “Hasta tutsaklar serbest bırakılsın” diye konuştu. Fatma, “70-80 yaşındaki insanlar cezaevinde. Bunun sebebi nedir? İnsanlık kaybolmuş. Şu an biz neysek oyuz, kimliğimizi inkâr edemeyiz. Biz Kürt’üz, kendimizi kaybedemeyiz. Kim Ben Kürdüm dese insanlıktan, haktan bahsetse cezaevine koyuyorlar” diye ifade etti.
 
‘Abdullah Öcalan’ın gösterdiği yolu anlayanlar onun tarafındadır’
 
“Türkiye’de adalet yok” diyen Fatma, Kürt halkının yıllardır barış, eşitlik istediğinin altını çizerek Kürt halkının çok fazla haksızlığa uğradığını söyledi. Fatma, “Bu tecrit kalksın artık. Sayın Öcalan üzerindeki tecrit kalksın. Avukatlarını görebilsin, ailesiyle görüşebilsin. O Kürt halkının iradesidir. Abdullah Öcalan’ın gösterdiği yolu bilenler, anlayanlar onun tarafındadır. Sadece Kürtler değil, tüm halklardan insanlar Sayın Öcalan’ın arkasındadır. Hakikati, insanlığın varlığını ortaya koymuş. Toprağa dikilmiş, yeşermiş bir ağaç gibi, tükenmez bu. Dünya var oldukça, bu mücadele bitmeyecek. Devlet bunu bilsin. Benim devlet yetkililerine de çağrım var, dünya devletlerine de çağrım var. Kürtlerin haklarını yiyorlar. Bir oturup sorsunlar Kürtlere, derdiniz nedir diye” şeklinde konuştu.
 
‘Anahtar Abdullah Öcalan’ın elinde’
 
“Anahtar Abdullah Öcalan’ın elindedir” diyen Fatma, yetkililerin Kürt halkı temsilcileriyle bir masaya oturup taleplerini dinlemeleri gerektiğini belirtti. Fatma şu ifadelere yer verdi: “Kan dökülmesin, bu kan artık dursun. Bir sorsunlar, derdiniz nedir desinler. Biz bunu istiyoruz. Dünya devletleri de baksın, Kürtlerin kanı onların da elinde. Bize ne istediğimizi sorsalar, biz de derdimizi anlatırız. Ama zaten derdimizin ne olduğunu biliyorlar. Bizim derdimiz şu; kan dökülmesin, kimse ölmesin, anneler, babalar ağlamasın, insanların evleri talan edilmesin. İnsanları katlediyorlar, evlerini yıkıyorlar, evlerini yakıyorlar. Kadınları katlediyorlar. Ama devlet hiçbir şey söylemiyor. Örneğin Deniz Poyraz katledildi. Suçsuz, sebepsiz yere katledildi. Nerede bunun sorumlusu?”
 
‘Kürt halkı mücadelecidir’
 
Barış, eşitlik ve insanlık istediklerini tekrarlayan Fatma, “Devletten hiçbir şey istemiyoruz. Kimseye muhtaç değiliz, emeğimizle kendimizi savunuyoruz, mücadele ediyoruz. Kürtlerin hepsi öyle. Kürt halkı gayretlidir. Ekmeğini taştan çıkarır. Çünkü Kürt halkı mücadelecidir. Biz tecride karşı mücadele ediyoruz, cezaevleri önüne gidiyoruz, kimse bizim sesimizi duymuyor. Bu kadar kan döküldü, yetmez mi artık? Kürtlerin de Türklerin de kanı dökülüyor. Sadece Kürtlerin değil, diğer tüm insanların kanı dökülüyor bu savaşta. Bu savaş artık dursun, yeter!” diye ifade etti.
 
‘65 yıllık hayatımda ben bu devletten iyi bir şey görmedim’
 
Cezaevlerindeki tutsaklara rahat verilmediğini kaydeden Fatma, tutsakların odalarının arandığını, eşyalarının dağıtıldığını ve bunun büyük bir utanç olduğunu ifade etti. Fatma, “Sizin karşınızdakiler de insan. Dört duvar arasına koymuşsunuz tamam ama onlar da insan, ne diye eşyalarını dağıtıyorsunuz, yıkıyorsunuz? Bu da bir işkencedir. Ne diyeyim ki? Türk devletinin bizim başımıza getirdikleri bitmiyor. Ne insanlık ne hayâ ne de hürmet yok onlarda. 65 yıllık hayatımda ben bu devletten iyi bir şey görmedim, anlamadım.  Ben ne diyeyim?” dedi.
 
‘İhtiyacımız olan şey yürüdüğümüz hakikat yoludur’
 
Tek ihtiyaçları olan şeyin yürüdükleri hakikat yolu olduğunu vurgulayan Fatma, son olarak şunları söyledi: “Bizim insanlığa ihtiyacımız var. Çocuklarımızı rahat bıraksınlar. Cezaevlerindeki tecridi kaldırsınlar. Bu kan artık dursun, yeter. Biz kan dökülsün istemiyoruz, barış ve eşitlik istiyoruz. Bu devletten insanlık beklentimiz var”