Kayıp yakınları bu hafta da yakınlarının akıbetini sordu

  • 11:01 6 Temmuz 2024
  • Güncel
HABER MERKEZİ - Kayıp yakınları ve İHD bu haftada gözaltında kaybedilenlerin akibetini  sordu.
 
Birçok kentte gerçekleştirilen kayıp yakınları eylemi bu haftada adalet talebi ve mücadele kararlılığıyla gerçekleştirildi. Amed ve Êlih'de Vedat Aydın'ın Gever'de ise Feysel Aslan'ın akibeti soruldu.
 
Amed
 
Kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” şiarıyla gerçekleştirdiği eylemini bu hafta 5 Temmuz 1991 tarihinde gözaltında kaybedilen siyasetçi Vedat Aydın’ın faillerini sordu. Amed’in Rezan (Bağlar) ilçesindeki Koşuyolu Parkı'nda bulunan Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya gelen kayıp yakınları ve hak savunucuları, üzerinde kaybedilenlerin resimlerinin olduğu pankartı taşıdı.
 
‘Ölüm talimatı Başbakan, Cumhurbaşkanı, Genelkurmay başkanı, Emniyet Genel Müdüründen geldi’
 
Eylemde söz alan Vedat Aydın’ın eşi Şükran Aydın, eşinin ölüm talimatının sadece birkaç polisten gelmediğini Başbakan, Cumhurbaşkanı, Genelkurmay başkanı, Emniyet Genel Müdüründen geldiğini dile getirerek, “Vedat Aydın şahsında tüm şehitleri anıyor ve önünde saygı ile eğiliyorum. 1992’den bu yana 2 defadır 5 Temmuz Cuma gününe denk geliyor. 5 Temmuz Cuma günü saat 12’ye 15 kala Vedat Aydın’ı bizden alıp götürdüler. Vedat Aydın’ı Diyarbakır Emniyet polisine teslim ettiler. Ben kendim bu olayın şahidiyim. Vedat Aydın’ı bizden alanlar polisti. Biz onu aradığımız süreçlerde onlar, ‘Polis değil kontra gerilladır’ dediler ama devletin baskısı altındalar. Sonradan anladık ki Vedat Aydın’ın ölüm emri sadece birkaç polis kararıyla değil ölüm kararı ve talimat üst düzeylerden, başbakan, Cumhurbaşkanı, Genelkurmay başkanı, emniyet genel müdürden gelmişti. Bize göre kayıp olan failler buradalar. Failler ortada kim olduğunu biliyoruz. Son gün ve nefesimize kadar kayıplarımızı arayacağız. Hiçbir zaman onları bırakmayacağız. Çektiğimiz acı ve kederi onların da çekmesini umuyoruz” şeklinde konuştu.
 
Vedat Aydın’ın hikayesini İHD Amed Şubesi yönetim kurulu üyesi Berfin Elçi okudu.
 
‘İfaden alınacak’ denilerek alınır, daha sonra cenazesine ulaşılır
 
Berfin, Vedat Aydın’ı 5 Temmuz 1991 gecesi silahlı, elinde telsiz bulunan ve kendilerini polis olarak tanıtan kişilerce 'ifaden alınacak' denilerek gözaltına alındığını belirterek,  “Vedat Aydın, 1953 yılında Diyarbakır'ın Bismil ilçesine bağlı Kürthacı köyünde dünyaya gelir. 1979 yılında Diyarbakır Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü'nden mezun olan Vedat Aydın, 12 Eylül 1980 askeri darbe döneminde tutuklanıp dört yıl hapis yatar. Vedat Aydın, 28 Ekim 1990 tarihinde Ankara'da gerçekleşen İHD 3’üncü Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı Kürtçe konuşma nedeniyle tekrar tutuklanır. Hakkında açılan soruşturma kapsamında bir süre hapiste kalan Vedat Aydın ardından 1991 yılı haziran ayında yapılan Halkın Emek Partisi (HEP) il kongresinde Diyarbakır il Başkanı seçilir. 5 Temmuz 1991 gecesi silahlı, elinde telsiz bulunan ve kendilerini polis olarak tanıtan kişilerce 'ifaden alınacak' denilerek gözaltına alınır. Ailesi ve avukatlarının girişimlerine rağmen, emniyet tarafından gözaltına alındığı kabul edilmez” sözlerine yer verdi.
 
Vedat’ın cenazesi işkence edilmiş bir halde bulunur
 
Vedat’ın cenazesinin 7 Temmuz 1991 tarihinde, Xarpert (Elazığ) ilinin Maden ilçesi yakınlarında bir köprü altında işkence edilmiş halde bulunduğunu söyleyen Berfin, “10 Temmuz 1991 tarihinde cenazesinin getirildiği Diyarbakır'da yüzlerce araçlık konvoy ve on binlerce kişi tarafından karşılanır. Cenazeye katılanlara paramiliter güçler tarafından silahlı saldırı gerçekleşir. Saldırı sonucu en az 8 kişi yaşamını yitirir. Aralarında milletvekilleri ve gazetecilerin de bulunduğu yüzlerce kişi ise yaralanır. İtiraflarıyla gündeme gelen JİTEM elemanı Abdülkadir Aygan’ın 2000’li yıllarda Aydın cinayeti konusunda verdiği bilgilere rağmen faillerin kimliği tespit edilmez. 2021 yılında ise Vedat Aydın cinayet soruşturması zamanaşımı gerekçesiyle kapatılır. İşkenceci failler yargı karşısına çıkarılmaz ve cezalandırılmaz” dedi.
 
‘Adalet talebimizden vazgeçmeyeceğiz’
 
Son olarak Berfin bu yolda verdikleri mücadelelerinden bir an olsun vazgeçmeyeceklerini belirtirken, devamında şunları kaydetti: “Bizler, insan hakları savunucuları ve kayıp yakınları olarak; kayıplarımızın akıbetinin ortaya çıkarılması ve failleri bulunup yargılanması talebiyle 31 Ocak 2009 tarihinden bu yana her hafta ve kesintisiz bir şekilde sürdürmüş olduğumuz adalet talebimizden vazgeçmeyeceğiz. Dosyasında hiçbir ilerleme sağlanmayıp faili meçhul bırakılan Vedat Aydın için adalet istemekten asla vazgeçmeyeceğiz. Bu temelde Vedat Aydın’ı ve cenaze törenine katılıp çıkan olaylarda yaşamını yitiren insanlarımızı saygıyla anıyoruz.”
 
Açıklamanın ardından eylem 1 dakikalık oturma eylemiyle sonlandı.
 
Colemêrg
 
İHD Colemêrg Şubesi ve kayıp yakınları, Colemêrg’in Gever (Yüksekova) ilçesine bağlı Sanat Sokağı’nda bir araya geldi. Eyleme, kayıp yakınları Barış Anneleri, DEM Parti ve DBP Gever İlçe Örgütü yöneticilerinin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. Eylemde, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” ve “Failler belli kayıplar nerede?” pankartı, faili meçhul şekilde katledilen ve kaybedilenlerin fotoğrafları taşındı. Eylemin 130’uncu haftasında 1994 yılında katledildikten sonra işkenceye uğrayan Feysel Aslan’ın akıbetini sordu.
 
Açıklamayı Feysel Aslan’ın yeğeni Rojda Aslan okudu.
 
Silah dipçikleri ile ağır işkence edildi
 
 
Feysel Aslan’ın 1994 yılında katledildikten sonra cenazesine ağır işkence yapıldığını dile getiren Rojda, “Feysel Aslan akrabası olan Fevzi Tekin ile çalı çırpı toplamak için akşam üzeri Alyava köyüne doğru gittiler. Köye Isuzu marka kamyonet ile giriş yapan Feysel Aslan ve Fevzi Tekin köyün abluka altına alındığını sonradan fark etti. Köyün yamacına doğru hareket halindeyken uzun namlulu silahlara araca doğru ağır bir ateş başladı. Feysel Aslan vücudunun çeşitli yerlerine isabet eden mermilerle olay yerinde katledildi. Feyzi Tekin ise ağır yaralandı. Görgü tanıkları ateş edildikten sonra kamyonete doğru yönelen askerlerin Feysel Aslan'ın cansız bedeninin üzerine ayakları ile bastıklarını ve silah dipçikleri ile işkence uyguladıklarını dile getirdi” diye konuştu.
 
‘Soruşturma, kovuşturmaya yer olmadığı gerekçesi ile kapatıldı’
 
Çağrılan ambulansın köye girişine izin verilmediğini söyleyen Rojda,  Fevzi Tekin’in de yaşamını yitirdiğini düşünülen kolluk kuvvetleri çok sonrasında ambulansın girişine izin verdiğini aktardı. Rojda, “Feysel Aslan’ın ailesi akabinde Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığı makamına başvuru yaptı. İlgililerin yargılanması için açılan soruşturma, kovuşturmaya yer olmadığı gerekçesi ile kapatıldı. Bir insanın katledildiği, diğerinin ise ağır yaralandığı, görgü tanıklarının açık bir şekilde ifadelerde bulunduğu dosyada yargılanan tek bir güvenlik kuvvetleri personeli olmadı” dedi.
 
‘Sonuna kadar vazgeçmeyeceğiz’
 
Tüm itirazlara rağmen dosyanın kapatıldığını aktaran Rojda, “Tüm bu olayların haricinde Feyzi Tekin henüz hastanede tedavisi tamamlanmadan tutuklanarak Diyarbakır cezaevine gönderildi. Hukuk kavramının yerle bir edildiği, adalet olgusunun yerlerde sürüklendiği Feysel Aslan dosyasında cezasızlık olgusunun tam olarak karşısındayız. Feysel Aslan’ın katledilmesinde ki tüm sorumluların adil ve eşit bir yargı sistemi önünde yargılanıp gerekli cezaları aldıklarını görene kadar vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu. 
 
Êlih
 
Êlih’te, İHD ve kayıp yakınları, eylemlerinin 640’ıncı haftasında Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya geldi. "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" pankartının açıldığı eyleme, kayıp yakınları, insan hakları savunucuları, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Êlih Şubesi üyeleri,  DEM Parti, DBP Êlih İl örgütü yöneticileri katıldı. Eylemde konuşan İHD Êlih Şubesi Yöneticisi Hüseyin Elçi sonuç alınıncaya dek kayıpların akıbetini sormaya devam edeceklerini belirterek, adalet çağrısında bulundu. 
 
Bu haftaki eylemde HEP Amed İl Başkanı Vedat Aydın’ın hikayesi okundu. Açıklama oturma eylemi ile son buldu.