Gazeteci Gülfem Karataş: Halk haber alma hakkını savunmalı 2024-11-19 09:04:03     Elfazi Toral   İSTANBUL - Gazetecilere yönelik saldırı ve artan polis şiddetine dair konuşan Gazeteci Gülfem Karataş, “Bizim kalemimizi kırmaya çalışıyorlar. Gerçeklerin ortaya çıkması için gazeteciler halkın tarafı olmak zorunda” derken, halkın da haber alma hakkını savunması gerektiğini vurguladı. Gülfem Karataş, gazetecilerin ve halkın mücadele etrafında kenetlenme çağrısında bulundu.    İktidarın baskıları ve polis şiddeti, her geçen gün yeni bir hak ihlalini ortaya çıkarıyor. Gazeteciler, toplumsal olayları kamuoyuna duyurmak, halkın doğru haber alma hakkını savunmak ve hak ihlallerini görünür kılmak için görevlerini yaparken hem fiziksel hem de psikolojik şiddetle karşı karşıya kalıyor.   Basın özgürlüğünün ciddi şekilde kısıtlandığı Türkiye'de, basına uygulanan baskılar yalnızca gazetecilerin değil, toplumun tamamının bilgi edinme hakkını ihlal ediyor. Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği’nin (MKG) Ekim ayı raporuna göre, 6 kadın gazeteci gözaltına alınırken, 5’i tehdit edildi ve 3’ü fiziki saldırıya uğradı. Aynı raporda, 126 dijital medya içeriğine erişim engeli getirildiği ve 10 yayın yasağı uygulandığı belirtildi.   Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’nin (DFG) Ekim ayı raporu da benzer hak ihlallerine dikkat çekiyor. Raporda, 9 gazetecinin haber takibi sırasında polis şiddetine maruz kaldığı, 11 gazeteciye ise toplam 19 yıl 8 ay hapis cezası verildiği ifade edildi.   Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Kadın ve LGBTİ+ Komisyonu üyesi Gazeteci Gülfem Karataş, gazetecilere baskı ve polis şiddetine dair JINNEWS’e konuştu.   ‘Halkın haber alma hakkını savunan insanlarız’   Kürt basınına yönelik baskıların ve yıldırma politikalarının yıllardır devam ettiğini belirten Gülfem Karataş, son iki yıldır yürürlüğe giren sansür yasasıyla gazetecilerin daha da yıldırılmaya çalışıldığını vurguladı. Gazetecilere “ajan” ve “casus” gibi ithamlarda bulunularak susturma politikalarının hayata geçirildiğini dile getiren  Gülfem Karataş, “Kalemlerimizi kırmaya çalışıyorlar” dedi.   Gülfem Karataş, sözlerine şöyle devam etti: “Bizim mücadele ettiğimiz alanlardan biri bu. Kürt basını, gözaltı ve tutuklama gibi yıldırma politikalarıyla daha fazla gündem haline geliyor. Yaptığımız haberler, kamu yararını gözeterek hazırladığımız içerikler, kimi zaman hakkımızda dava açılmasına, hatta tutuklanmamıza neden oluyor. Şunu net bir şekilde belirtmek gerekiyor: Bizler kamu hizmeti veriyoruz. Halkın haber alma hakkını savunan insanlarız. Bu anlamda doğruyu ve gerçeği herkese belirtmek ve göstermek durumundayız.  Bir gazeteci olarak bu bizim görevimiz. Aynı zamanda biz fikir işçileriyiz. Fikrimizi sunarken halkın doğru yönlenmesini ve gerçekleri görmesini sağlıyoruz. Ancak bu durum, bazı çevrelerin hoşuna gitmiyor. Çoğu zaman bu meseleye politik bir yerden yaklaşılıyor. Gerçekleri ortaya çıkardığımız için, etik ve ahlaki kurallara uygun haberler yaptığımız için, kimilerinin çıkarlarını bozuyoruz. İşlerine çomak sokan insanlar olarak görüldüğümüz için de cezalandırılıyoruz.”   ‘Bizim kalemimizi kırmaya çalışıyorlar’   9’uncu Yargı Paketi’ne alınan ve sonrasında çıkarılan “etki ajanlığı” düzenlemesinin, gazetecilere yönelik olduğuna dikkat çeken Gülfem Karataş, “Bizim kalemimizi kırmaya çalışıyorlar” ifadesini kullandı. Gazetecilerin  yaptıkları haberler nedeniyle yargılandığını söyleyen Gülfem Karataş, JINNEWS muhabiri Öznur Değer’in “Wan’da şantaj çetesi: Özcan Polat kim?” başlıklı haberi nedeniyle tehdit edildiğine değindi. Gülfem Karataş, “Kadın gazeteciler, mesleği içerisinde en ötekileştirilen guruplardan biri. Çünkü yaptığımız haber haricinde biz ayrıca cinsiyetimizden dolayı da birçok noktada engelleniyoruz. Bir kadın gazeteci bir haberi takip ederken polisin şiddetine maruz kalıyor. Toplumsal cinsiyet rollerini üstlenmek zorunda bırakılabiliyoruz. Kadın gazeteciler mesleklerini yapmaya çalışırken bir kadın olduğu için daha çok baskıya ve susturulmaya yönelik baskılar söz konusu. Tehdit ediliyoruz, kurumlarımız basılıyor ya da sokakta fiziki olarak şiddete maruz kalabiliyoruz. Tırnaklarımızla kazıyarak geldiğimiz yerden cinsiyetimiz gözetilerek meslekten de uzaklaştırılmaya çalışılıyoruz”  dedi.   ‘Gazeteciler halkın tarafı olmalı!’   Kürt basınına yönelik artan baskı politikalarına dikkat çeken Gülfem Karataş, “Doğru söylediğinizi bildikleri için sizi gözaltı ve tutuklama yoluyla susturmaya çalışıyorlar. Halkın haber alma hakkını ellerinden alıyorlar” diyerek, gazetecilik mesleğinin yok edilmek istendiğini vurguladı.   Gülfem Karataş, sözlerine şöyle devam etti: “Devlet, etik ve ahlak kuralları çerçevesinde habercilik yapmamıza engel oluyor. Sadece kendi yandaş medyasına izin veriyor. Bu durumda bizi yok sayıyor. Oysa bizim en temel etik kurallarımızdan biri eleştiridir. Eğer iktidar sahibiyseniz eleştiriye açık olmanız gerekir. Halkın haklarını gasp ediyorsanız, bunu göstermek bizim görevimizdir. Bugün gazetecilerin, özellikle Kürt basınının yaşadığı baskının temel nedeni budur. İktidarın yaklaşımı net: ‘Beni eleştirdiğin için sana düşman olacağım. Yaptıklarımı eleştirirsen seni cezalandıracağım.’ Gazeteciler bir taraf olmak zorundadır ve o taraf halkın tarafı olmak zorundadır.”   ‘Halk haber alma hakkını savunmalı’   Halkın haber alma hakkını savunduklarını ve bu konuda halkı bilinçlendirmenin önemini vurgulayan Gülfem Karataş, sözlerini şöyle sürdürdü:“Halk, topyekûn bir mücadeleyle kendi haklarını ve haber alma hakkını savunmalıdır. Biz gazeteciler de halktan ayrı bir yerde durduğumuzu düşünmüyorum. Gazeteciler olarak mücadelemizi sürdürüyoruz ve doğrularımızı söylemekten asla vazgeçmiyoruz. Halkın haber alma hakkını savunduğumuzu daha güçlü bir şekilde vurgulamamız gerekiyor. Peki, bu nasıl olur? Kürt halkı nasıl ki yüzyıllardır direniyor ve mücadelesinden vazgeçmiyorsa, gazeteciler de halktan ilham almalıdır. Eğer gazeteciler mesleklerini etik ve ahlak kuralları çerçevesinde yerine getirirse, birlikte hareket ederek bu mücadeleyi sürdürmemizin mümkün olduğunu düşünüyorum.”