Bir sürgün, yoksulluk, cezaevi ve direniş hikayesi 2024-11-18 09:02:19   Neslihan Kardaş   WAN - Sürgünden, cezaevine, yargı tacizinden kayyım baskısına kadar birçok şiddet türüne karşı mücadele etmek zorunda kalan Berivan Tibelik, çocukluğunda başlayan mücadele yaşamına değinerek, “Bir kadın olarak özgürlüğüm için mücadele etmeye devam edeceğim” diyor.   İktidarın Kürt halkına yönelik şiddeti en çok kadın ve çocukları etkilerken, Kürdistan’da doğup büyüyen çocuk ve kadınların öyküleri de bir o kadar benzer. Şiddetin her hali ile mücadele eden Kürt kadınlar ise yıllardır hem devlet hem de erkek şiddetine karşı direniyor.   25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne günü yaklaşırken, kadınların direniş dolu yaşamları birbirlerine ilham veriyor. İktidarın şiddetiyle daha bebek iken tanışan ve mücadele etmekten vazgeçmeyen, İnsan Hakları Derneğinde (İHD) Wan Şubesi’nde gönüllü aktivistlik yapan Berivan Tibelik,  bu kadınlardan biri. Berivan Tibelik, şiddeti ve direnişini anlattı.   Birçok Kürt çocuğun ortak kaderi…   Henüz çocukken devletin şiddet dolu yüzüyle tanışan Berivan Tibelik, köyü yakılan sayısız çocuktan yalnızca biri. Berivan Tibelik, ailesi ile yaşadığı Wan’ın Şax (Çatak) ilçesine bağlı Êzdinan (Konalga) köyünün yakılması üzerine göç yolunu tutar. Köyden ayrıldıktan sonra Wan merkeze taşınan Berivan Tibelik, “O zaman benim yaşım daha çok küçüktü. Bir kız çocuğu olarak biraz hırçın bir çocuktum. Hayata karşı mücadeleci bir ruhum vardı” sözlerine yer verdi.   Yakılan köye geri döndüler   6 yaşındayken 1999 yılında başlatılan bir proje kapsamında köye yeniden dönüş sağladıklarını belirten Berivan Tibelik, “Köye gittiğimde çok korkusuzca dağlara, ovalara, yaylalara çıkabiliyordum. Aslında çoğu kez ‘erkek işi’ diye tanımlanan işleri de yapıyordum. Bunları yaparken en çok ilgimi çeken şey erkeklerin yapması ve kafamda ‘neden kadınlar yapamıyor’ sorusunun oluşmasıydı” sözleriyle çocukluğundan söz etti.   ‘Biz kadınlar olarak her zaman bir mücadele içerisindeyiz’   Babasının sağlık sorunlarından kaynaklı 2010 yılında tekrar Wan merkeze dönmek zorunda kaldıklarını ifade eden Berivan Tibelik, bu defa da ailesi için mücadele vermeye başlar. Berivan Tibelik’in çocukluğunda başlayan yaşam mücadelesine bir de kente taşındıktan sonra ekonomik zorluklara karşı mücadele de eklenir. Kente geldikten sonra birçok özel sektörde çalışan Berivan Tibelik, “Ben kendime inandıkça başarmak istediğim her şeyi de başardım aslında. Çeşitli özel sektörlerde çalıştıktan sonra 2014 senesinde Wan Büyükşehir Belediyesi’ne iş başvurunda bulundum. Ardından iş başvurum kabul edildi. Biz kadınlar olarak her zaman bir mücadele içerisindeyiz. Belediyede işe alındıktan sonra yaklaşık üç buçuk yıl belediyede çalıştım. Ne yazık ki 2016 yılında belediyeye kayyım atandı” dedi.   ‘Bir kadın olarak beni yok etmeye çalıştılar’   Kayyımların ilk kadınları ve kadın çalışmalarını hedef aldıklarını kaydeden Berivan Tibelik, “Kayyım geldikten sonra bir kadın olarak beni de hedef almaya çalıştılar. Bunu da çalıştığım kurumun farklı birimlerine sürgün ederek yapmak istediler. İlk olarak en başından beri çalıştığım alandan beni uzak tuttular ve elimdeki bütün yetkileri aldılar. Bunu yaparken amaçları aslında beni yıldırmak ve istifa etmemi sağlamaktı. Ama başaramadılar ve onlar üstüme geldikçe bu bende daha da büyük bir güç yarattı” ifadelerine yer verdi.   Bir mesajla işine son verildi     Kayyım tarafından sürgün edildiği yeri anlatan Berivan Tibelik, “Bu garaj bir toplanma alanı olduğu için sadece erkeklerin çalıştığı bir alandı ve 100’e yakın erkek çalışıyordu orada. Aslında bu garajda da yapılmak istenen beni yıldırmaktı. ‘Sadece erkeklerin çalıştığı bir yerde yapamaz ve istifa eder’ düşüncesiyle beni oraya gönderdiler. 100’den fazla erkeğin çalıştığı bir ortamda çalışabiliyorsam, başka kadın arkadaşlarım da çalışabilir mesajını vermek istedim. Fakat kayyım yönetimi benim mücadelemi görünce bunu da hazmedemediler ve beni garajdan da çıkarıp belediyeye bağlı başka bir birime gönderdiler. Bu yeni gönderildiğim yerlerde de ulaşım sıkıntısı ile beni yıldırmaya çalıştılar. Ama burada da özgür kadın mücadelesinin ruhu bende olduğu için daha çok mücadele etmeye başladım. Yönetim benim pes etmeyeceğimi görünce çalıştığım halde işime son verilmiş ve bana hiç bilgilendirme yapmamışlardı. Telefonuma gelen mesaj ile üç gün öncesinden işime son verildiğini öğrendim” dedi. Berivan Tibelik, buna karşı açtığı davayı da kazanmasına rağmen işe alınmadığını belirtti.     Cezaevine girdi    Ekonomik zorluklarla mücadele ederken, bir de yargı tacizi ile karşı karşıya kalan Berivan Tibelik, bu kez de “Örgüt üyesi olmak” iddiası ile tutuklanır. 10 ay cezaevinde tutulan Berivan Tibelik, mücadelesini buradan sürdürür. Bu süreçte yaşadığı zorluklara ve verdiği mücadeleye değinen Berivan Tibelik, “Kürt halkına yapılan haksızlıkları ve dışarıda gerçekleştirilen askeri operasyonları kabul etmediğim için bir greve girdim. Bu grevden kaynaklı da Wan T Tipi Kapalı Cezaevi’nden Tarsus T Tipi Kapalı Cezaevi’ne sürgün edildim. Bir kadın arkadaşla birlikte ringle sürgün edildik. Ringle götürülmemiz de ayrı bir işkence şekliydi aslında. Yolculuk esnasında kelepçemi daha da çok sıktılar. O esnada ‘burada da mı benden korkuyorlar?’ düşüncesi aklıma takıldı. Çünkü ringdeydik ve biz arka taraftaydık. Bizim olduğumuz bölme de yine parmaklıklarla çevriliydi. Araçta bizim dışımızda yaklaşık on asker vardı. Yanımdaki arkadaş Kayseri'ye sürgün edilmişti. Arkadaşımı orada bıraktılar ve bana da ‘askerler yorulmuş sen bu gece burada misafir kalacaksın’ dediler. O gece tek başıma bir hücrede kaldım. O gece bana yatabilecek bir yatak, yiyebileceğim bir yiyecek bile vermediler. Ben de bu nedenle siyasi tutukluların olduğu odadan ihtiyaçlarımı talep ettim ama gardiyan, ‘odalar arası alış-veriş yapmak yasak ve saat geç olduğu için bizler de vermiyoruz’ dedi. Sonraki gün ben de Tarsus’a götürüldüm. Orada da bir süre kaldıktan sonra tahliye oldum” ifadelerini kullandı.    Kadınlara mesaj…   Berivan Tibelik, cezaevinden çıktıktan sonra da mücadelesinden asla vazgeçmediğini ve bundan sonra da vazgeçmeyeceğini vurgulayarak, “Bir kadının özgürlüğü çok önemlidir. Kadın mücadelemi her zaman devam ettireceğim. Şimdi de İHD’de gönüllü aktivist olarak yer alıyorum. Buradan da bütün kadınların da asla mücadelelerinden vazgeçmemelerini söylemek istiyorum. Ben de bir kadın olarak özgürlüğüm için mücadele etmeye devam edeceğim” sözlerini kaydetti.