BERABERİZ Derneği’nden panel ve sergi 2024-11-15 13:01:52     ANKARA - BERABERİZ Derneği yönetimi, 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan büyük deprem felaketine dikkat çekmek ve afet bilincini artırmak amacıyla 3’üncüsünün yapılacağı ‘Bizim Eller’ panel ve fotoğraf sergisini yarın düzenliyor. Sergi öncesi açıklama yapan Dernek, denetimlerin derhal yapılması çağrısında bulundu.    “Afetlere karşı bilinçlenmek, dayanışmayı artırmak ve bilinçli bir toplum yaratmak” şiarıyla Türkiye Barolar Birliği Litai Konukevi’nde bir araya gelen BERABERİZ Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kübra Özyurt ve dernek üyeleri, 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan büyük deprem felaketine dikkat çekmek amacıyla 3‘üncüsünü yapılacağı  ‘Bizim Eller’ panel ve fotoğraf sergisi etkinliği öncesi basın açıklaması düzenledi.   Açıklamayı BERABERİZ Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kübra Özyurt yaptı.   ‘Hala kayıp bedenler aranıyor’   Esas gündemlerin 6 Şubat deprem felaketi olduğunu ve amaçlarının deprem gerçekliğiyle yüzleşmek, yaşananları unutturmamak ve afet bilincini sağlamak olan ‘Bizim Eller’ projesini kamuoyuna sunmak olduğunu belirten Kübra Özyurt, “Hala kayıp bedenlerin arandığı enkazların toplanmadığı konteyner kentlerin, çadır kentlerin su bastığı yazın yıl iki bin yirmi dört olmasına rağmen hayvan ısırmaları sebebiyle vefat eden insanların olduğu bir ülkede yaşıyoruz ve bu bizim gerçeğimiz. Bugün bir doğal süreç olan faylar on bir ili etkiledi. Ancak bunun daha önce yaşandığı gibi 1999 Marmara, Bingöl ve daha nice örnekleri var. Ne yazık ki 1’inci derece deprem bölgesi olan ülkemizde afete yönelik hiçbir tedbirin olmadığı gibi böyle bir afet bize ait değilmiş gibi bir tutum söz konusu. Bu tutumu afetin getirdiği yoksulluğu, ayrımcılığı, eşitsizliği kabul etmediğimiz gibi buna mahkum olmayacağımız” dedi.       Sorumlular yargılanmak yerine ödüllendirildiler   Ülkenin hızla değişen gündemiyle deprem felaketinin de unutturulduğunu söyleyen Kübra Özyurt, “Henüz bizim enkazlarımız kaldırılmazken tüm binaların yapımında birinci derece sorumlu olan ve kamu personelleri birinci derece sorumlu iken koşa koşa hızla bir seçim sürecine gidildi. Ve sorumlu tutulup yargılanması gerekenler aday gösterildi. Ve bizler bunları unutmadık. Unutturmayın. O sebeple öncelikle deprem gerçekliğinin bina hasarından ibaret olmadığını altı Şubat iki bin yirmi üç tarihinde yaşadığımız katliamın ülkemizi ilk kez yaşanmadığını belirtmek isteriz. Ne zaman bunun önüne geçeceğiz? Bunu da bilmek istiyoruz. Tabii bunu esas yapacak olan sivil toplum örgütleri değil. Bizler beraberiz derneği olarak bu anlamda bir itici güç oluşturma çabasındayız. Can ve mal kaybına neden olabilecek depremlerle baş edebilmek için dünyada kapsamlı hazırlıkların yapılması büyük önem taşımakta. Başta kamu kuruluşları ve sivil toplum örgütleriyle bilim dünyası ortak çalışmalar yürütmekte. Depreme karşı hazırlık seviyesini arttırmak için çeşitli adımlar yapıp atılmaktadır” diye belirtti.    ‘Deprem değil ihmal ve rant öldürür’   Depremin bir kader olmadığını aksine önüne geçilebilecek bir afet olduğunu belirten Kübra Özyurt, dünya genelinde depremin önüne geçilebilmenin nice örnekleri olduğunu hatırlattı. Kübra Özyurt, sözlerini şöyle sürdürdü: “Raylı ev sistemi ve nice tedbirler ile Japonya elzem bir örnek olarak önümüzde dururken bu anlamda Türkiye ve Japonya kıyaslamasını yapmak yanlış olmaz diye düşünüyorum. Türkiye'de yedi, sekiz büyüklüğünde bir deprem olduğunda kentlerimiz savaş alanından farklı olmazken, Japonya'da aynı etkiyi yaratmamakta. Tabiri caizse yaprak kımıldamamaktadır. Bu örneği verirken coğrafya kaderdir klişesine sığınmıyoruz. Çünkü ülkeyi yöneten iki temel olgu vardır. Politika ve ekonomi. Terazisi eşitlikten, hakkaniyetten yana olan afet yasası var olur. Ekonomiden tedbir ve arama kurtarma faaliyetlerine yönelik gerekli bütçe ayrılırsa doğal afet katliama Japonya'da olduğu gibi dünyanın her yerinde devletler, doğal afetler karşısında önlem almak zorundadır. Ülkemizde de böyle olmak zorundayken önlem alınmadığı gibi birçok kez imar affı çıkarılıp tarım arazileri ranta açılmıştır. Sonuç olarak Maraş merkezli deprem yüz binlerce canımızı alırken şehirler, kültürler yok olmuştur. Bu tablonun mimarı ise deprem değil, sürdürülen rant politikalarıdır.”   'Acilen denetimler sağlanmalı’   Deprem bölgesindeki insanların zorunlu göçe tabii olmasıyla beraber, ciddi bir asimilasyonla karşı karşıya da kaldıklarının altını çizen Kübra Özyurt buna yönelik çalışmaların olmasına dikkat çekti. Depreme dair yeteri kadar önlem alınmadığını söyleyen Kübra Özyurt, “Deprem gerçekliği aslında ülkemizde kabul edilmiş olmalı ki, zorunlu deprem sigortası, deprem yönetmeliği, hatta deprem vergisi getirilmiştir ancak doksan dokuz yılından bu yana verdiğimiz vergiler hala bizleri korumamıştır. Öncelikle sorumlular göstermelik olarak birkaç müteahhitten ibaret değildir. Tüm sorumlular yargı önüne çıkarılmalı, imar affı ve benzeri yasalara sığınak olunmamalıdır. Toplanan deprem vergilerinin akıbeti şeffaf bir şekilde açıklanmalı. Bu kaynakların nerelere harcandığı kamuoyuna bildirilmelidir. Deprem şu anda yer alan bölgelerdeki tüm binaların acilen denetimi sağlanmalı ve yapılması çok mümkün olan raylı sistem evler inşa edilmelidir. Bugün jet hızıyla istedikleri gruplara, evini teslim edenler, anahtar teslim edenler bilmelidir ki on yıl sonra, yirmi yıl sonra evler aynen harabeye aynı vahamete yol açacağını bilmelidirler. Bilim insanlarının önerileri doğrultusunda gerçekçi ve sürdürülebilir afet politikaları oluşturulmalıdır. Bu ülkenin vatandaşları olarak canımız pahasına yaşadığımız bu acıların bir daha yaşanmaması için Sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.   Kübra Özyurt son olarak, fotoğraf ve sergi panellerinin yarın Çankaya Belediyesi Doğan Taşdelen, Çağdaş Sanat Merkezinde saat 10.00’da gerçekleştireceklerini kaydetti.