DEM Partili kadınlar depremzedelerle buluştu 2024-11-12 16:53:59 HATAY - Defne’de depremzede kadınlarla buluşan DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, depremzedelerin yaşadığı sorunların kadın ve şiddet politikalarından bağımsız olmadığını belirtti. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında, Hatay’ın Defne ve İskenderun  ilçelerindeki konteyner kent ve çadırlarda yaşayan depremzede kadınlarla bir araya geldi. Halide Türkoğlu’na Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Serra Bucak ve partili kadınlar da eşlik etti. Buluşmada depremzede kadınlar, karşılaştıkları sorunları anlatarak çözüm taleplerini dile getirdi.   ‘Yaşam alanlarımız daraltılıyor’   Toplantıda ilk sözü alan Halide Türkoğlu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında kadınlarla bir araya geldiklerini, kadınların yaşadıkları sorunları dinleyerek yaralarını birlikte sarmaya çalıştıklarını ifade etti. Halide Türkoğlu, kadınların toplumsal cinsiyet kimliğinden ötürü şiddete maruz kaldıklarını ve bu durumun özellikle deprem sonrası daha da ağırlaştığını belirtti. Halide Türkoğlu, "Gündelik hayatta biz kadınlar zaten şiddetin hedefindeyiz; çünkü eşit olmayan bir dünyada yaşamak zorunda bırakılıyoruz. Hem eşitlik hem özgürlük mücadelesi veriyoruz. Ancak bunları yaparken yaşadığımız alanlar, sorunlarımız ve maruz kaldığımız şiddet de artıyor. Bu ülkede kadınlara yönelik ayrımcılık artık bir kadın kıyımı haline gelmiş durumda. Kadınlara yalnızca ayrımcı söylemlerle değil, yaşam alanlarımızı daraltarak da saldırıyorlar. Kadınların nefes almasını bile kendi belirledikleri şekilde, makul bir kadınlık anlayışı içinde görmek istiyorlar. Bu, aslında aile içinde daraltılan rollerin bize şiddet olarak geri dönmesi anlamına geliyor. Her kadının yaşadığı sıkıntıların kadın ve şiddet politikalarından bağımsız olmadığını görüyoruz” dedi.   ‘Bütçede kadının adı geçmiyor’   Depremzede kadınların barınma sorunlarına ve karşılaştıkları şiddet biçimlerine de dikkat çeken Halide Türkoğlu, deprem bölgelerinde kadın emeğinin görünmez olduğunu söyledi. Halide Türkoğlu, kadınlara, "Bu durumu kabul edin, isyan etmeyin, bununla yaşayın" mesajının verildiğini vurguladı. Halide Türkoğlu, kadınlar olarak “makul kadın” profiline, şiddet rollerine ve bu politikalara asla boyun eğmeyeceklerini, devlet şiddetini her yönüyle teşhir etmeye devam edeceklerinin altını çizdi. Kadınların yaşam hakkının elinden alındığını söyleyen Halide Türkoğlu, Hatay’da kadınların seslerini Meclis’e taşıyacaklarını ifade etti. Meclis’teki bütçe görüşmelerine de değinen Halide Türkoğlu, bütçede kadının adına yer verilmediğini sözlerine ekledi.    ‘Savaşa karşı direnmeliyiz’   “Bu ülkenin nasıl yönetilmemesi gerektiği ortada” diyen Halide Türkoğlu, bütçenin savaşa ve kadın kıyımına ayrılmasına itiraz ettiklerini ve kadınların savaşa karşı koyması gerektiğini vurguladı. Belediyelere atanan kayyımlara da değinen Halide Türkoğlu, "Bugün kayyum atamalarıyla kadınların yurttaşlık hakları, seçme ve seçilme hakları ellerinden alınıyorsa; kadınların özgür kimliklerini koruma adına hep birlikte mücadele edeceğiz" dedi.   ‘Yeni yaşamı birlikte inşa edeceğiz’   Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Serra Bucak ise Hatay’a ilk kez geldiğini ve deprem sonrası bölgenin adeta yok sayıldığını ifade etti. Serra Bucak, "Ama biz buradayız, varız ve hep birlikte yeni yaşamı inşa edeceğiz," dedi. Savaş ve depremden en fazla kadınların etkilendiğini belirten Bucak, kadınların taleplerinin çoğu zaman görmezden gelindiğini söyledi. Kadınların yaşamın odağında olmalarına rağmen yerel yönetimlerden uzaklaştırıldığını belirtti.   Halide Türkoğlu, Defne’den sonra İskenderun’da da kadınlarla buluşarak sorunlarını dinledi.   İskenderun   İskenderun’da kadınlarla bir araya gelen Halide Türkoğlu, kadın dayanışması büyütmek istediklerini ifade ederek, “Kadın dayanışmasını büyütürken erkek devlet şiddetine karşı isyanımızı da büyütüyoruz ama daha fazla yan yana gelmemiz gerektiğinin farkındayız. Bugün bu ülkede yaşanan şiddetin her hali, biz kadınların hayatını ciddi anlamda etkiliyor. Bir yandan erkek egemen düzenin içerisinde erkek şiddetine ve ayrımcılığa maruz kalıyoruz. Diğer yandan hükümetiyle, bakanlığıyla kadınlara saldıran bir devlet şiddeti söz konusu. Bu nedenle 25 Kasım’da erkek devlet şiddetini daha çok teşhir edeceğiz ve kadınların maruz kaldığı şiddet biçimlerinin neler olduğunu hep birlikte konuşacağız. Bugün sadece ev içerisinde yaşanan şiddeti konuşmuyoruz. Aynı zamanda bu ülkedeki yönetim kriziyle beraber birçok meselede de şiddete maruz kalıyoruz” ifadelerini kullandı.   ‘kadınların birbirinin yurdu olması gerekiyor’   Kadınların ekonomik, fiziksel, sosyal ve kültürel olarak şiddete maruz kalıdığının altını çizen Halide Türkoğlu, “Anadilinden birçok meseleye kadar bu ülkenin en büyük sorunu ayrımcılıktır. Bu ülkenin en temel sorunu eşitsizliktir. Bu ayrımcılık ve eşitsizlik kadınlara karşı günbegün derinleşiyor. Burada depremin etkisiyle kadınlar ne tür şiddete maruz kalıyor görüyoruz. Devletin, hükümetin ve yerel yönetimlerin bu şiddeti engellemesi gerekirken derinleşmesinde rol oynadıklarını görüyoruz. O yönüyle de bütçe görüşmesine giderken kadınların yaşadıklarını dillendirmek istiyoruz. Kadınlar ne yaşıyor, nelere maruz kalıyor? Kadınlar bunun bütçe görüşmelerine yansımasını istiyorlar. Erkekler o bütçeyi kendi kendilerine yapmak istiyorlar, kendi hakları olarak görüyorlar. Çünkü devleti yönetenler onlardır. Her defasında erkeklerin ihtiyacına göre bir düzenleme getiriyorlar. Elbette bu ülkenin ayrımcılığa dayanan birçok meselesi var. Bunu bir yandan erkeğe göre yapıyor ama öte yandan halkları, Kürtleri, Alevileri, Arapları, Süryanileri hesaba katmıyor. Sanki bu ülkede halklar yokmuş, farklı kimliklerde kadınlar yokmuş gibi davranıyor. Nerede ayrımcılığa maruz kalıyorsak onu dile getirmek istiyoruz. Temel anlamda insan haklarını konuşuyoruz. Yoksulluğun, ayrımcılığın, şiddetin derinleştiği bir dönemde bu bütçenin halkların, kadınların ve gençlerin yararına bir şekilde oluşturulması için Meclis’te mücadelemizi vereceğiz. Kadınlar şiddete maruz kalıyor ama aynı zamanda isyan ediyor, seslerini yükseltiyor. Bu gidişat dursun, böyle devam etmesin istiyor. Her bir kadının bir şekilde birbirine dokunması, birbirinin yurdu olması gerekiyor” diye belirtti.   ‘Kadınlar sizin dayattığınız gibi yaşamak istemiyor’   “Benim Diyarbakır'da yaşadığım şiddet biçimiyle Hatay’da, Defne’de, İskenderun’da kadınların yaşadıklarının birbirini görmesi lazım. Ankara ve İstanbul’daki kadınların birbirini görerek, duyarak yaşaması lazım” diyen Halide Türkoğlu, şöyle devam etti: “Kadınlar 25 Kasım'da sokağa çıkarken işte bu birliktelikle çıkıyor. Devletin, iktidarın bastıramadığı gerçeklik budur. Kadınların birlikte mücadele etmesi, şiddete karşı isyanlarını yan yana çoğaltması gerekir. O yönüyle bu 25 Kasım’da yan yana gelişlerimizi çoğaltacağız. Bugün burada olmamızın sebebi de bu. Yani birçok ile gidiyoruz ve farklı kentlerde kadın platformları olarak neler yapabileceğimizi konuşuyoruz ama birbirimizi anlamak için birbirimize dokunmamız gerekiyor. Kadınlar bunu başarıyor ama yükseltmemiz lazım. Bu 25 Kasım’da da AKP iktidarının her türlü şiddetine karşı tek ses olmamız gerekiyor. Kadınlar buna razı değil, bunu kabul etmiyor. Kadınlar sizin dayattığınız gibi yaşamak istemiyor.”   ‘Kayyım sisteminin kadınlara nasıl saldırdığını anlatacağız’   Kayyım atamaları hakkında da konuşan Halide Türkoğlu, halkın seçme ve seçilme hakkını gasp eden kayyım meselesinin de aslında erkek devlet şiddetinin bu topraklarda en görünen yüzü olduğunu dile getirdi. Bir iradeye kayyım atanın o iradeyi tanımamak olduğunu söyleyen Halide Türkoğlu, “Yüzyıllardır kadınlar, Kürt halkı tanınmak ve irade olmak için mücadele veriyor. Kayyım atamaları da bir erkek devlet şiddeti olduğu için 25 Kasım'da isyanımızla buluşturacağız ve her yerde kayyım sisteminin kadınlara nasıl saldırdığını anlatmaya devam edeceğiz” dedi.   ‘Yeni yaşam modelini sağlayacak olan kadınlardır’   Halide Türkoğlu, “Kayyım atadıkları gibi bütçe görüşmelerinde de hakkımız olanı bizden alıyor. Paylaşımda, bölüşümde bizi kabul etmeyen bir sistem var. Diyor ki sana bir yardım vereceğim ama istediğim gibi bir kadın olursan ve ne kadar veriyorsam o senin rızkın olacak, sen de buna şükredeceksin. Öyle bir dünya yok! Biz köle değiliz ki onun verdiğine razı olalım. Bu ülkede yaşayan herkesin o bütçeden eşit pay alması lazım. Biz Meclis’te de bunu ana gündemimiz yapacağız. Şiddet meselesi bu ülkedeki savaş politikalarından bağımsız ilerlemiyor. Çünkü milliyetçilik, cinsiyetçilik, dincilik, mezhepçilik şiddeti derinleştiriyor. Bütün bu kutuplaştırıcı siyaset biçimleri biz kadınların hayatını daha fazla etkiliyor. Savaşa karşı barışı örmek de biz kadınların elinde olan bir şey. Yeni bir yaşam modelini, farklı yaşanabilir bir yaşamı sağlayabilecek olan da kadınlardır” diye konuştu.   Depremzede kadınlar: Güvende değiliz   Halide Türkoğlu’nun ardından söz alan kadınlar ise “Evde erkekler sorumluluktan kaçarak ne kadar kendimizi uzak tutarız derdindeler. Bu da psikolojik şiddettir. Bunu çok yaşıyorum eşimle. Deprem sonrası çocukların sorumluluğunu almak istemiyor. Sürekli farklı bahanelerle sorumluluklarından kaçmak istiyor. Bu da bizi zorluyor. Gerçekten konteyner kentlerde yaşamak çok zor. Orada çocuklarımızın güvenliği yok. Güvende değiliz. Yani büyük sorunlar yaşıyoruz. Çocuklarımız ev özlemi çekiyor, konteyner kentlerde kalmak istemiyor” dedi.