Werîşe Muradî için küresel dayanışma çağrısı 2024-11-11 14:30:17     HABER MERKEZİ - Rojhilatlı bir grup kadın, KJAR üyesi Werîşe Muradî’ye verilen idam cezasına dair yaptığı açıklamayla BM’ye "Sessiz kalmayın" diye seslendi.  KJAR ise, küresel dayanışma çağrısında bulundu.    Rojhılatlı bir grup kadın hakları aktivisti,  İran hükümeti tarafından Doğu Kürdistan Özgür Kadın Topluluğu (KJAR) üyesi Werîşe Muradî’ye verilen idam cezasına ilişkin açıklama yaparken, KJAR ise Kürdistan ve İran’daki halkların ve kadınların Werîşe Muradî’ye destek vermeleri ve İran devletinin hedeflerine ulaşmasını engellemek için küresel dayanışma çağrısı yaptı.   İdam cezasına sesiz kalınmaması çağrısı    Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “İdam cezalarının ve hapis cezalarının artması mücadeleci kadınların yaşamlarını ciddi tehdit altına sokuyor. Bu durum mücadeleci kadınlar ve özgürlükçü kesimler açısından kabul edilemez. Ortak mücadeleden başka çaremiz yok ve bu durumu hep birlikte aşmalı, hem kendimiz hem de halk için sağlıklı ve uygun bir ortam yaratmalıyız. İran rejiminin kasten öldürme anlamına gelen idam cezasına karşı muhalif kamuoyunu, işçileri, kadın hakları savunucularını, gençleri, öğrencileri ve tüm halkı tutum almaya ve sessiz kalmamaya çağırıyoruz. Werîşe Muradî’ye verilen idam cezasına sessiz kalmayın.   BM’ye çağrı    Yine Başta Birleşmiş Milletler olmak üzere tüm insan hakları kurum ve kuruluşlarını idam cezasına karşı durmaya çağırıyoruz. Rejimin idam ve susturma kararları asla ve asla bu iktidarın ayakta kalma sebebi olmayacaktır. Özgürlük tutkunu kadınlar olarak idam cezasını şiddetle kınıyoruz. Bu karar bir an önce bozulmalıdır.”   KJAR’ın açıklaması ise şöyle:    “Kürdistan halkına ve tüm İran halkına!   Dünyadaki tüm vicdan sahibi insanlara!   Yoldaşımız Werîşe Muradî (Ciwana Sine), 1 Ağustos 2023 tarihinde İran İstihbarat Bakanlığı güçleri tarafından tutuklandı ve şu anda Evin Hapishanesi'nde tutulmaktadır. Geçen süre zarfında, İran'ın ataerkil rejimi, bu mücadeleci yoldaşımıza işkence etmek için bütün yöntemleri denedi. Hücre hapsine atılmasından, fiziksel ve psikolojik işkencelere, avukatla görüşmenin engellenmesine kadar her türlü vahşet, zorla itiraf almak amacıyla uygulandı. Tüm dünya da gördü ki bu eylemler hiçbir sonuca ulaşmadı ve kadınların özgürlük arzusuna karşı sonuçsuz kaldı. Bu politikalar ve işkenceler, uzun yıllardır süregelen halk karşıtı ve elbette kadın düşmanı politikaların devamıdır.   İran İslam Cumhuriyeti'nin iç ve dış politikaları, son yıllarda derin bir çıkmaza girmiştir ve bu çıkmaz öyle karmaşık hale gelmiştir ki, büyük bir açılım olmadan rejim bataklığa daha da saplanacaktır. Bu çıkmaz, rejimin kadınlara ve halklara yönelik yaklaşımından ve genel olarak da ‘Jin jiyan azadî’ devrimine yol açan faktörlerden kaynaklanmaktadır. İran İslam Cumhuriyeti, bu sorunları akıllıca ele almak ve çözmeye çalışmak yerine, baskıcı politikalarını derinleştirmekte ve başta mücadele edenlere yönelik insanlık dışı cezalar vermektedir. Bu mücadeleyi yürütenlerden biri de bugün insanlık dışı bir sistemin vahşetiyle karşı karşıya olan yoldaşımız Werîşe Muradî’dir.   Yoldaşımız Werîşe, tutuklandığı ilk günden itibaren, uygulanan tüm şiddet ve çok sayıda fiziksel ve psikolojik işkenceye rağmen, cezaevinin, devrimin ve idama mahkum edilen tüm tutukluların sesi oldu. Geçen bir yıl içinde attığı adımlar her geçen gün daha radikalleşti ve İran zindanlarındaki diğer kadın devrimcilere yönelik destek hareketi haline geldi. Mektuplarında kadınların kimliği ve iradesinden bahsetti ve kadın düşmanı rejimin mahkemelerini tanımadı. Bu doğrultuda, bu kez kendi canını ortaya koydu ve 10 Ekim'den itibaren idam cezalarına karşı ve idama mahkum edilen tutuklulara yapılan destek için açlık grevine başladı ve 29 Ekim'de, 20 gün süren direnişinin ardından, sadece sivil ve politik aktivistlerin çağrısıyla açlık grevini sonlandırdı.   İdam cezası rejimin halk düşmanı politikalarında ısrar ettiğini gösterir   Şimdi, İran İslam Cumhuriyeti'nin yargı sistemi, insanlık dışı uygulamalarına devam ederek, yoldaşımıza usulsüz ve insanlık dışı bir şekilde idam cezası vermiştir. Tüm tutukluluk ve yargılama süreci insanlık dışı bir şekilde ilerlemiştir. Bunun da ötesinde, bir kadın devrimciye idam cezası verilmesi, rejimin insanlık dışı, kadın düşmanı ve halk düşmanı uygulamalarında ısrar ettiğini ve kendi sisteminin tabutuna bir çivi daha çaktığını göstermektedir. Biz Doğu Kürdistan Özgür Kadınlar Topluluğu olarak, verilen idam cezasını kınıyoruz. Werîşe Muradî, Pexşan Azizi ve diğer mücadeleci kadınların Şirin ve Zeynep'in yoldaşları olduğunu ve onlar gibi tüm İran halklarının özgürlük meşalesini ellerinde tuttuklarını; ‘Jin, jiyan, azadî’ mücadelesinin sembolü haline geldiklerini ilan ediyoruz ve selamlıyoruz.   Mücadelemizi daha ileriye taşıyacağız   Yoldaşımızın tutuklanmasından bu yana, zulme uğramış halklar, özgürlükçü aktivistler, siyasi ve sivil hak savunucuları, İran'da zulme uğramış ve özgürlük için savaşan herkes, yoldaşımız Werîşe Muradî'ye destek olmak için seferber oldular. Her biri, dünyanın dört bir yanından Werîşe’yi desteklemek için bir faaliyet gerçekleştirdi. Her birine teşekkür ederken, tüm toplumun özellikle kadınların birleşik bir dayanışma içinde olmalarının önemini vurgulamak gerekir. Bu nedenle, tüm aktivistleri, mücadeleci kadınları Werîşe Muradî'ye destek olmaya çağırıyor ve küresel bir dayanışma ile rejimin hedeflerine ulaşmasını engellemeye davet ediyoruz. Bizler de Werîşe Muradî’nin yoldaşları olarak, eşitlikçi ve özgürlükçü mücadelemizi geliştirirken, Werîşe Muradî’nin öncülerinden olduğu kadın eksenli mücadelemizi sürdürmekte kararlıyız ve O’nun özgürlüğü için mücadelemizi daha da ileriye taşıyacağız.”