TJA Mêrdîn'de yürüyüş düzenledi: İsyanımızı da öfkemizi de diri tutacağız 2024-11-06 18:45:37   MÊRDÎN - TJA’nın Mêrdîn’de kayyıma karşı yaptığı eylemde konuşan Eşbaşkan Devrim Demir, “Onların amacını iyi biliyoruz. Rejim Kürt halkının kendini yönetmesini istemiyor. Yüz yıldır Kürtler baş eğmedi şimdi kayyımalara karşı da baş eğmeyecek ve her geçen gün direnişini daha da büyütecek” dedi.   Tevgera Jinên Azad (TJA), Mêrdîn Büyükşehir Belediyesi’ne atanan kayyımı protesto etmek amacıyla yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüşe Demokratik Bölgeler Partisi(DBP), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi(DEM Parti) kadın meclisleri ile çok sayıda kadın katıldı. İstasyon Meydanı’ndan başlayan yürüyüş belediye binası önüne kadar sürdü. Yürüyüşte kadınlar üzerinde, “Em li dijî  rejim a  qeyûman lı berxwedidin”, ile “Kayyım darbedir, irademe dokunma” yazılı pankartlar taşıdı.  Yürüyüşte sık sık, “Bijî Serok Apo”, “Bijî berxwedan Batmanê”, “Jin, jiyan, azadî”, “Bijî berxwedan Mêrdinê” , “Kayyım Kurdistan’dan defol”, “Hırsız kayyım defol”, “Kurdistan faşizme mezar olacak”, “Mêrdîn ya me ye şaredari ya me ye” sloganları atıldı.   ‘Alanları boş bırakmayacağız’   Yürüyüşün ardından söz alan Belediye Eşbaşkanı Devrim Demir, direnmeye devam edeceklerini söyledi. Devrim Demir, “Bizler irademizi geri alana kadar, onlara geri adım attırana kadar eylemlerimize devam edeceğiz. Bizler kayyımın ne anlama geldiğini biliyoruz. Üç defadır halkın iradesi gasp ediliyor. Onların amacını iyi biliyoruz. Rejim Kürt halkının kendini yönetmesini istemiyor. Kürtlerin halk içinde söz sahibi olmasını istemiyor. Yüz yıldır Kürtler baş eğmedi şimdi kayyımalara karşı da baş eğmeyecek ve her geçen gün direnişini daha da büyütecek. Saldırılar özellikle de kadınlara yapılıyor. Bu rejimin en büyük korkusu da kadınların direnişi de yaşamın her alanında ilk olarak saldırılarını kadınların alanlarına yapıyorlar. Bizler de kadınlar olarak TJA kimliği ile direnişimizi büyüteceğiz. Onlar irademize el koyamaz. Aynı zamanda onların saldırıları eş başkanlık sistemimize oluyor. Bu modelin bu ülkede yayılmasını istemiyorlar. Şunu iyi bilsinler ki biz bu yönetiminde bu şekilde sürdürülmesinde ısrarcıyız. Bizler buradan Batman ve Xelfeti' nin  direnişini selamlıyoruz. Bir kez daha tekrarlıyoruz. Direniş alanlarını boş bırakmayacağız. Yüzleri varsa halkın önüne çıksınlar. Bu insanlık için büyük bir utançtır. Bizler de onlar da bunun hırsızlık olduğunu biliyor. Bizler dün nasıl cevap verdiysek bugün de yarın da cevap vereceğiz. Bizler haklıyız biz kazanacağız” dedi.   ‘Sayın Öcalan üzerindeki tecridi haykırmaya devam edeceğiz’   Ardından söz alan DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, Kürdistan’da yüzyıllık imha politikalarının sürdüğüne dikkat çekti. Halide, kayyım pratiklerinin nedeninin PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecritle doğrudan orantılı olduğuna vurgu yaptı.    Halide konuşmasının devamında şunları dile getirdi: “Çok bedel ödedik, cezaevi gördük ama bu bedelin getirdiği de bize daha büyük bir kazanım oldu. Bu ülkede Orta Doğu coğrafyasında Kürtsüz bir denklem oluşamıyorsa, kadın özgürlük mücadelesi olmadan kimse bir adım atamıyorsa bu ödediğimiz bedellerde geldiğimiz kazanımlarla ilgilidir. O yönüyle ısrar edeceğiz. İsyanımızı da öfkemizi de diri tutacağız. Öfkemizle birlikte direnmeyi büyüteceğiz. Her yerde örgütlenerek kayyım siyasetine son vereceğiz. Kayyım siyasetine son verdiğimiz zaman bu ülkede demokrasinin inşasını da konuşabiliriz. Bunların hiçbiri savaş politikalarından bağımsız değil. Sayın Öcalan üzerindeki tecridin derinleşerek devam ediyor olması halkın yerel yönetimlerinden tecrit ediliyor olmasıdır. Halkların barış umuduna karşı tecrit siyaseti uygulanmaya çalışılıyor. O yönüyle Sayın Öcalan üzerindeki tecridi kıracak onun özgürlüğünü her yerde haykırmaya devam edeceğiz. Onun özgürlüğü olmadan bu iktidar savaş politikalarına devam ediyor. Onlar devam etsinler bizler de mücadelemizle de demokrasi, barış, tecridi kırma mücadelesine, kadınların özgürlük  mücadelesine, Kürt halkının onurlu mücadelesini getireceğimizi belirtmek istiyoruz. Bunların hepsini yapacağız, yapmak zorundayız. Bizim direnmekten başka çözüm yöntemimiz yok. O yüzden daha çok bağıralım, daha çok isyan edelim. Kayyımı da bu coğrafyadan gönderelim.”    Açıklama, “Jin, jiyan, azadî” sloganları ile sona erdi.