Anneler barışın yolunu gösterdi: İmralı kapılarını açın 2024-10-23 12:53:03     AMED – DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Silopiya’da "Barış çadırı” kurmak isterken askerlerin saldırısına uğrayan Barış Anneleri Meclisi'ni  ziyaret etti. Ziyarette konuşan anneler, barışın sağlanması için öncelikle İmralı kapılarının açılması ve cezaevlerindeki tutsakların bırakılması gerektiğini söyledi.    Şirnex'in Silopiya (Silopi) ilçesine bağlı Tilqebîn (Başverimli) Beldesi'nde, 15-18 Ekim tarihlerinde "Savaşa hayır, barış hemen şimdi" şiarıyla "Barış çadırı" kurmak isteyen Barış Anneleri Meclisi üyeleri asker ve polisler tarafından darp edildi. Bütün saldırılara rağmen eylemi gerçekleştiren Barış Anneleri, eylemlerinden sonra Amed’e geri dönerken Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, annelere ziyaret gerçekleştirdi. Ziyarete, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Wan Milletvekili, DBP Kadın Meclisi Sözcüsü Berivan Bahçeci, DBP Amed İl eşbaşkanları ve parti meclis üyeleri katıldı.     ‘Barış Anneleri her yerde mücadele ediyor’   Ziyarette ilk konuşan Keskin Bayındır, annelerin verdikleri direnişin kendilerini onurlandırdığını belirterek şunları söyledi: "Sizi, üç günlük kararlı duruşunuz nedeniyle ziyaret ettik ve sizleri kutluyoruz. Bir yandan size yönelik saldırılarda içimiz yanarken, diğer yandan gösterdiğiniz direniş bizleri onurlandırdı. Biliyoruz ki anneler yalnızca Silopiya'da değil, birçok yerde direniş gösteriyor. Bu düzenin parçalanması için yıllardır mücadelenin öncülüğünü anneler yapıyor. Meclisten cezaevlerine kadar annelerin direnişi sürüyor. Anneler bir yola çıktıklarında, sonuç alana kadar durmazlar. Amaçları Kürt mücadelesini bastırmaktı, ancak bunda başarılı olamadılar."   ‘Mücadeleyi asla sonlandırmayacağız’   Annelerin mücadelesinin şu anda önemli bir aşamaya geldiğini vurgulayan Keskin, şu ifadeleri kullandı: "Büyük bedeller ödeyerek büyük bir direniş sergiledik. Bu başarı ve direniş, önümüzü açtı. Şimdi hedefimiz; birliğimizi, direnişimizi ve örgütlülüğümüzü daha da büyüterek bu mücadeleyi ileriye taşımaktır. Her alanda, hukuki ve diplomatik açıdan somut kazanımlar elde etmek için mücadelemizi artırmalıyız. Kürdistan'da, her ne olursa olsun, büyük bedellerle bu noktaya getirdiğimiz mücadeleyi asla sonlandırmayacağız. Kürt halkı ancak direniş ve mücadele ile kazanır."   ‘Bu adımlar Kürt meselesi için bir adım atılma meselesi değildir’   AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim’den bu yana bazı söylemler dile getirdiğini hatırlatan Keskin, "Bu, sadece devlet zihniyeti ya da Kürt meselesine bir adım atılması meselesi değildir. Bunun asıl nedeni, plan ve projelerin asimilasyon ve Kürt halkını dağıtma amacı taşımasıdır. Türk devleti ekonomik, askeri ve diplomatik açılardan büyük bir çıkmazdadır. Kürt halkının mücadelesi, Orta Doğu’da büyüyen bir ateş gibi sürekli yanmaktadır. Aralıksız büyük bir mücadele veriliyor ve Orta Doğu’da en örgütlü mücadele Kürt halkına aittir. Eğer Bahçeli ve Erdoğan söylemlerini değiştirmişse, bunun sebebi Kürt halkının direnişidir. Şu ana kadar biz bunu bir çözüm süreci ya da barış süreci olarak göremeyiz. Biz de süreci takip ediyoruz. Ancak Erdoğan ve Bahçeli’nin konuşmalarında Kürt sorununun çözümü için net bir akıl bulunmuyor. Herkes kendi sınırları içinde konuşuyor. Kürt halkının talepleri nedir, devlet bu taleplere nasıl karşılık verecek? Anadil, statü tanımı, cezaevlerindeki durum ve PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ise hâlâ devam ediyor. Silopiya’daki annelere yönelik saldırılarda Ankara’da farklı konuşuyorlardı, ama size saldırdılar. Onların derdi onurlu bir barış olsa size saldırmazlardı. Bu da onların her açıdan iki yüzlülüğünü gösteriyor" dedi.   ‘Devlet kendine bir yol arıyor’   Tayyip Erdoğan'ın ve Devlet Bahçeli’nin son konuşmalarına karşılık, en büyük cevabı "Özgürlük Mitingi"nde verdiklerini hatırlatan Keskin, "İki mesaj verdik. Tecridin kaldırılması, Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü ve Kürt sorununun demokratik çözümü. Bu çözüm anayasa değişikliği ile olabilir, Meclis olabilir, ama mesajımız mitingde netti. Devlet içinde bir şeylerin değiştiğini biliyoruz, buna karşı mücadelemizi büyütmeliyiz. Devlet kendine yeni bir yol arıyor. Bu yol, şimdiye kadar barış, kardeşlik için çizilmedi, sadece konuşmalarda kaldı. Konuşmalarla çözüm olmadı. Biz, buna karşı mücadeleyi büyüterek cevap vermeliyiz. Ne olursa olsun bu mücadeleyi söndürmek istiyorlar. Konuşmalarla, bu mücadeleyi düşürmeye çalışıyorlar. Onlar ne derlerse desinler bu mücadelemiz hak ve hukukuyla devam edecektir. Amacımız direnişin büyümesi, mücadelenin büyütülmesidir" sözlerine yer verdi.   ‘Barış için tecrit kaldırılmalı’   Barış Annesi Peyruze Kurt ise, barışın gelmesi için her anlamda mücadele edeceklerini ifade ederken, barışın sağlanması için de öncelikle, “İmralı kapıları açılmalı, siyasi tutsaklar bırakılmalı ve tecrit kaldırılmalı” dedi.