Wan’dan seslendiler: Tecridi kaldırın, hukuku uygulayın 2024-09-23 12:56:24       WAN – PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik 43 aydır süren tecridi protesto etmek için Van Cezaevi önünde düzenlenen "Özgürlüğe Ses Ver"  eyleminde cezaevlerindeki hak ihlalleri ve hasta tutsakların durumuna dikkat çekildi. Eylemde, tecridin kaldırılması ve hukukun uygulanması çağrısı yapıldı.   Wan'da Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAY-DER), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Tevgera Jinên Azad (TJA) öncülüğünde PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik 43 aydır devam eden tecride ilişkin Wan Cezaevi Kampüsü önünde "Özgürlüğe Ses Ver" eylemi düzenlendi. Eyleme, Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybedenlerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MEBYA-DER), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Gençlik Meclisi, DBP il ve ilçe yöneticileri, DEM Parti il ve ilçe yöneticileri, belediye eşbaşkanları, DEM Parti Wan milletvekillerinden Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, Zülküf Uçar ve Mahmut Dindar'ın yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. Katılımcılar araçlarından indikten sonra "Bijî berxwedana zîndanan" ve "Siyasi tutsaklar onurumuzdur" sloganlarıyla cezaevinin önüne kadar yürüdüler.   Eylemde açıklama metnini TUHAY-DER yöneticisi Emin Şeker okudu.   'İktidarı hukuku uygulamaya çağırıyoruz'   Türkiye cezaevlerinde, ulusal ve uluslararası hukukun ihlal edildiğine ilişkin haberlerin neredeyse her gün kamuoyuna yansıdığına dikkat çeken Emin, "İktidar evrensel hukuku, uluslararası sözleşmeleri ve hatta anayasayı değil; kendi iktidar ortağı ile birlikte çıkarlarını esas alarak cezaevlerine yaklaşım içindedir. Bir yanda her hafta ihlal edilen AİHM kararları, dikkate alınmayan AYM içtihatları ve ihlal edilen yasalar, diğer yanda ağır hasta tutsaklar, tahliye edilmesi gerekirken infazı yakılanlar cezaevi gündemini oluşturuyor. Son bir yıl içinde 426 tutsak tahliye edilmesi gerekirken 'iyi hal bahanesiyle' cezaevi gözlem kurullarının keyfi kararları ile tahliye edilmemiştir. Bu şekilde AKP iktidarı her hafta cezaevlerinden bir cenaze çıkmasına yol açacak uygulamalara imza atıyor. Her yıl 100'den fazla tutuklu ve hükümlü cezaevi koşullarında yaşamını yitirmektedir. Her hafta tutuklu ve hükümlünün öldüğü Türkiye cezaevlerindeki bu ölümlerden AKP-MHP iktidarı sorumludur. Bunların her biri bir siyasi cinayettir. İktidarı bu cinayet ortaklığından geri durmaya, yasalara uymaya, hukuku uygulamaya çağırıyoruz" dedi.   'Cezaevlerindeki hasta tutsak sayısı bin 500'   Cezaevlerinde ağır hasta, engelli, çocuk ve yaşlı binlerce tutsağın gecikmeksizin tahliye edilmesi gerektiği çağrısında bulunan Emin, "Sağlık ve yaşam haklarını korumak amacıyla tutsakların revir ve muayene taleplerine aylarca yanıt verilmemektedir. Personel yetersizliği iddiasıyla ertelenen muayene ve tedaviler yıllarca yerine getirilememektedir. Haksız ve uzun tutukluluk süreleri hem ailelerin hem de tutuklu bireylerin erken teşhis ve tedavi imkanlarını kısıtlamaktadır. Yaşı 70'in üzerinde olan onlarca tutsak ölüm ile tehdit edilmektedir. Geçtiğimiz hafta yaşamını yitiren Abdülmelik OKYAY gibi birçok yaşlı tutsak ölümüne yakın tahliye edilmektedir. Sayısı yaklaşık olarak bin 500 kişi olan hasta tutsaklar tahliye edilmemektedir. Bu durum ölüm cezasının yasadışı bir şekilde uygulanmasıdır" şeklinde konuştu.   ‘600'e yakın aile ve avukat görüşü başvurusu yapıldı’    İmralı Yüksek Güvenlikli Cezaevi'ndeki işkence ve tecrit sisteminin hukuk dışı olduğuna işaret eden Emin, "On binlerce kişinin imza kampanyası ile Kürt meselesinde 'Çözümün Anahtarı' dediği Sayın Abdullah Öcalan şahsında mutlak bir iletişimsizlik hali sürdürülmektedir. Sayın Abdullah Öcalan ile son iletişimin sağlandığı 25 Mart 2021 tarihinden bu yana Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı ve İmralı Cezaevi'ne 600'e yakın aile ve avukat görüşü başvurusu yapılmıştır. Bu hafta içerisinde dahi yeni avukat ve aile görüş talepleri yapılmıştır. Ancak yapılan tüm bu başvurular ya yanıtsız bırakılmış ya da gerekçesi belirtilmeyen 'disiplin cezaları' ile reddedilmiştir" dedi.    'Hak ihlalleri CPT raporları ile ortaya çıktı'   Açıklamada son olarak şu ifadeler yer aldı: "İmralı cezaevinde tutulan Sayın Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş'a ilişkin de benzer bir hak ihlalinin yaşandığı, görüş, ziyaretçi, spor ve açık hava egzersizlerine çıkma haklarının ihlal edildiği, Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) raporlarıyla ortaya çıkmış ve tecridin devam ettiği ifade edilmiştir."   'Çözüm, Sayın Abdullah Öcalan'la masaya oturmaktır'   Açıklamanın ardından konuşan DEM Parti Wan Milletvekili Mahmut Dindar ise, "Yıllardır bu ülkede süren bir Kürt düşmanlığı var. Bunun neticesinde her anlamda çökmüş bir Türkiye var. Bunun temelinde Kürt halkına yönelik düşmanlığın olduğunu çok iyi biliyoruz. Biz DEM Parti olarak şunu diyoruz, yıllardır sürdürdüğünüz Kürt düşmanlığı ile hiçbir yere varılmayacaktır. Bu ülkeyi yönetenler düne kadar Amerika'yı düşman ilan ederken birkaç gündür özel uçaklarla yine Amerika'ya gittiler. Bu ülkenin çözümü bellidir. Çözüm, Sayın Abdullah Öcalan'la masaya oturmak ve barışı konuşmaktır" sözlerini kullandı.