Çözüm: Demokratik modernite 2024-09-12 09:02:14     İSTANBUL - “Savaş, yoksulluk ve demokratik çözüm” paneline katılan kadınlar, demokratik modernitenin insanın kurtuluşu olduğunu belirtti. Kadınlar, “Kürtlerle barış olacaksa muhatap Abdullah Öcalan’dır” dedi.    Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul İl Örgütü, “Savaş, yoksulluk ve demokratik çözüm” başlığıyla geçtiğimiz günlerde panel gerçekleştirdi. Barışın sağlanması ve tecridin kaldırılmasının ülkedeki savaş, yoksulluk başta bütün sorunlara çözüm olacağını bunun içinde PKK lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması gerektiği ifade edildi. Panele katılanlar, savaşın etkilerine ve çözüm yollarına dair mikrofonumuza konuştu.   ‘Savaş Kürtleri canından ediyor’   Demokratik Bölgeler Partisinde (DBP) çalışma yürüten Fatma Yeni, sadece sıcak savaşın gerçekleşmediğini iktidarın silahla yapamadığı saldırıyı özel savaş yoluyla gerçekleştirdiğini ifade etti. Fatma, “Kürt kadınlarının siyaset yapmasının önünde engeller oluşturmaya çalışıyorlar. Gülistan Tara ve Hêro Bahadîn’i katlettiler daha önce Nagihan Akarsel katledilmişti. Bunların Türkiye’ye yansıması özel savaşla devam ediyor. İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan’ın bir fikriyat var insanlar bu fikriyatı tartışıyor. Bu fikriyat çok güzel bir yaşamsallık sunuyor. Bu yaşamı yaşamak isteyen insanlara yönelik savaş politikaları geliştiriliyor. Abdullah Öcalan’ın kitaplarını okuduğunuzda anlatılanlardan savaşın ne boyutta olduğunu görüyorsunuz. Bu sistem içerisinde Cumhurbaşkanından tutun milletvekiline kadar herkes bu kitapları okumuştur ve demokratik modernitenin insanın kurtuluşu olduğunu biliyorlar bunun için saldırı geliştiriyorlar. Kürt halkı olarak omzumuza büyük bir büyük ve mücadele düşüyor. İlk olarak Abdullah Öcalan’ın kitaplarını okumalı ve anlamalıyız. Savaş Kürtleri canından ediyor Türkiye halklarına da ekonomik kriz yaşatıyor. Bu yaşananlar sadece Kürtlerin sorunu değil onun için halklara demokratik moderniteyi anlatmalıyız” dedi.     ‘Kürtler kurtulmadan Türklerde kurtulamaz’   “Savaş kapitalist sistemin beslenme aracıdır. Kapitalizm kendini devam ettirmek için bir takım şeyler üretir bunlardan biride silahtır ve silah satmak için savaşlar çıkarır” diyen Yazgül Yıldırım, “Savaş sadece insanların ölmesi değildir açlıktır, yoksulluktur, göçtür. Savaş aynı zamanda halkları birbirine düşürür. Savaşı onaylamamak ve savaşın kötü olduğunu anlatmak lazım. Barış çok güzel bir şeydir mücadele etmemiz gerekiyor. Bu yaşananların İmralı’daki tecritten bağımsız ele alamayız. Kürtlerle bir barış olacaksa Abdullah Öcalan’ın muhatap alınması gerekiyor. Abdullah Öcalan tüm halklara örnek oldu. Kürt halkını bilince çıkaran Abdullah Öcalan’dır ama halkların insanca yaşaması için verdiği mücadeleden dolayı tecrit altında.  Bu faşist bir sistemdir. Bu ülkede sadece Kürtler değil herkes eziliyor. Bizim mücadelemiz insanlarla değil kapitalizmledir. Barış olur ve Kürtler amacına ulaşırsa Türklerde kurtulacak. Kürtler kurtulmadan Türklerde kurtulamaz” diye belirtti.     ‘Tüm dinamiklerin yan yana gelmesi gerekiyor’   Panele katılan Zuhal Kaygısız, Toplumun her alanına zulmün sirayet ettiğini belirterek tecridin siyasi ve politik bir karar olduğunu dile getirdi.  Zuhal, “Kürt halkının var olma biçimine kadar saldıran anlayış tecritle başlayıp bugüne kadar geldi. Her yerde özgürlüğün kısıtlandığı bir zulüm yaşanıyor. Benim gibi düşünmeyen yok olsun deniliyor bu da savaş mantığıdır. Barışı her yerde seslendireceğiz. Yan yana gelerek özgürlük mücadelesinden geri atmayacağız. Barış uğruna ağır bedeller veriliyor. Yana yana gelebilecek bütün dinamiklerin yana yana gelmesi gerekiyor çünkü çok fazla ortak paydamız var. Bugün burada panelde altı çizilen barışta ısrar edeceğiz. Midesini doyuramayacak ve düşünemeyecek halk yaratıldı. Bizim gibi düşünmeyenlerin farkındalığını yaratmamız gerekiyor. Bu panelde de bunun için bir araya geldik. Barış bizim kırmızı çizgimiz” sözlerini kullandı.     ‘Süreci daha ciddiye alıp örgütlü bir çalışma yapmamız gerekiyor’   İktidarın kendini var etme politikasının savaş üzerine kurulu olduğunu dile getiren DEM Parti Beykoz ilçesinde çalışma yürüten Meryem Şahin, bütün kesimler olarak nasıl tavır alınmasına dair çalışmalar gerçekleştirilmesi gerektiğini ifade etti. Meryem, “AKP iktidarının uyguladığı politikalar ile korkutmaya, sindirmeye çalışıyor. Ülkede ırkçılık, Kürt düşmanlığı had safhada bunları körükleyerek kendini var etmeye çalışıyor. Bu saldırıları başta Kürtler olmak üzere herkese yönelik gerçekleştiriyor. AKP’nin politikalarına karşı söz kuran herkese saldırıyorlar. Bu yaşanan saldırıları Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecritten bağımsız göremeyiz. Bu baskılar İmralı ile başlayıp genele yayılan bir psikolojik bir savaş var. İmralı’daki tecride karşı başta Kürtler olmak üzere halkların tepkisi çok önemli. Bu durumu sürekli protesto ederek tepki göstermemiz gerekiyor. Çözüm mücadeledir yani. İmralı’dan Kürt halkına yayılan bir enerji ve bilgi akışını keserek bu halkı etkisiz hale getirdiklerini düşünüyorlar ama biz mücadele ile bunu aşacağız ve gücümüzü göstereceğiz. Bu süreci daha ciddiye alıp örgütlü bir çalışma yapmamız gerekiyor. Ne kadar tepkisiz olursak o kadar eziliriz” şeklinde konuştu .