Türkiye ve KDP’nin saldırılarına tepki 2024-07-21 16:36:52       İSTANBUL- Türkiye’nin KDP’nin ortaklığıyla Güney Kurdistan’a yönelik saldırılarına karşı gerçekleştirilen basın açıklamasında, “Savaşın toplumsal bir karşılığı olmayacak. Temel değerler üzerinde sürdürülen savaş tarihin adaleti önünde yok olmaya mahkumdur” denildi.   Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Bağcılar İlçe Örgütü, Güney Kurdistan’a yönelik Türkiye’nin saldırıları ve KDP’nin ortaklığına dair ilçe binası önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya DEM Parti il ve ilçe yöneticilerinin yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı. Kürtçe ve Türkçe yazılı "İşgale ve ihanete hayır" pankartının açıldığı açıklamada, "Savaşa hayır barış hemen şimdi" sloganları atıldı. Açıklamada basın metnini DEM Parti Bağcılar İlçe Eşbaşkanı Nurten Varlık okudu.   AKP-MHP iktidarının Kürt halkına yönelik “insanlık suçu” işlediğini belirten Nurten, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın bu suçta aktif rol aldığını söyledi. Nurten, “Söz konusu iktidarın özel savaş aparatı olarak faaliyet gösteren Süleyman Soylu ile başlayan ve günümüzde de savaş sevdalısı, komşu ülkelere birkaç kişi göndererek Türkiye’ye 8 füze attırma marifetiyle ülkeler arası savaşların yolunu açma teorileriyle ünlenen Hakan Fidan’ın, Kürt soykırımında aktif rol oynadığını görüyoruz. NATO’nun Orta Doğu’daki savaş stratejisi ve politikalarının taşeronluğunu üstlenen Türkiye, 30 yılı aşkındır bölgeyi kan deryasına çevirmiştir. Son 10 yıldır da bu taşeronluğun öncülüğü direkt Hakan Fidan üzerinden yürütülmektedir” şeklinde konuştu.   ‘Kurdistan saldırı altında!’   Güney Kurdistan’a Bölgesi’ne yönelik saldırıların yeni olmadığını yıllardır sürdürüldüğünü dile getiren Nurten, , devamla şunları kaydetti: “Özellikle Barzani Ailesinin yönetiminde olan ve Büyük Güney olarak bilinen Hewlêr, Duhok, Zaxo, Barzan ve Amediyê bölgeleri zaten uzun yıllardır Türkiye’nin tahakkümü altındaydı. Bunu bilen bizler, daha o günlerde mevcut dönemi öngörerek uyarılarımızı yapmıştık. Türkiye’nin Büyük Güney’deki askeri ve istihbari varlığının kalıcılaşmak gibi bir riske sahip olduğunu ve bunun sonuçlarının faturasının ağır olacağını bildirmiştik. Nitekim bugün içerisindeki bulunduğumuz süreç, maalesef geçmiş dönemlerdeki kaygı ve öngörülerimizi doğrulamıştır.”   Savaşın toplumsal bir karşılığı olmayacak!   Türkiye’nin saldırılarını “işgal” olarak tanımlayan Nurten, KDP’nin “ortaklık” durumuna dikkati çekti. Nurten, “KDP, Kürt halkına hesabını veremeyeceği bir sürecin örgütleyici gücü olmuştur. Büyük bedellerle kazanılmış Güney Kürdistan topraklarını, küçük çıkarların uğruna heba etmiştir. Kürt’ün ulusal demokratik çıkarlarına aykırı olan KDP yönetiminin bu gerici siyasetinin, hiçbir vadede toplumsal bir karşılığı olmayacaktır” dedi.   Türkiye ve KDP’ye çağrı!   KDP’nin tutumunun  “ihanetçi” ve “işbirlikçi”  olarak nitelendiren Nurten, sözlerini şöyle noktaladı: “Buradan işgalci Türkiye’ye ve politize olmuş sömürge psikolojisinden kurtulamayan KDP’ye çağrımızdır; Kürt halkının onurlu mücadelesi hiçbir zaman tekelleşmeyecektir. Kolektif, örgütlü ve politik duruşu asla gerilemeyecektir. Bu mücadele birkaç ailenin veya ana akım sistem siyasetinin güdümüne girmeyecektir. Her zaman olduğu gibi bugün de halkın çıkarları ve temel değerler üzerinden yürümeye devam edecektir. Fakat bu onurlu mücadeleyi baltalamaya, yozlaştırmaya ve engellemeye çalışanlar tarihin adaleti önünde yok olmaya mahkumdurlar.”   Basın açıklamasının ardından eylem sonra erdi.