Beritan Sarya: Bu kalkınma yolu değil, savaş yolu 2024-07-19 09:02:58     Dilan Babat    HABER MERKEZİ - Gazeteci Beritan Sarya, Türkiye'nin KDP işbirliğiyle Güney Kürdistan’ın Amêdiyê kırsalında yürüttüğü saldırılar ile Rojava ve Kurdistan'ı birbirinden koparmayı hedeflediğine dikkat çekti. Beritan, "Bu kalkınma yolu değil, savaş yolu" diyerek saldırıların, halkı zor durumda bıraktığına ve köylerini terk etmelerine neden olduğunu vurguladı.    Türkiye, son günlerde Güney Kürdistan’ın Amêdiyê kırsalında saldırılarını artırdı. Bölgede kontrol noktaları kurup kimlik kontrolleri yaparak köyleri ve kırsalları bombalıyor. KDP ile işbirliği içinde zırhlı araç ve asker sevkiyatını sürdüren Türkiye, Suriye’den 800'ü aşkın paramiliteri de bölgeye getirdi.   Gazeteci Beritan Sarya ile KDP ve Türkiye’nin bu saldırıları hakkında yaptığımız söyleşinin ikinci bölümünü sunuyoruz .   “Somut olarak istihbaratını veriyorlar, gerillanın geçiş hatlarına konumlanıyorlar. Gulan, Zerevan gibi yerlere Roj Peşmerge güçlerini gerillanın etrafını kuşatıyorlar, alanını daraltıyorlar. Sadece gerillanın bilgisini vermekle yetinmediler, girdikleri yerlere yol yapıyorlar, Tepe Çarçel’de Amediye’den yol getirip Türk ordusunu getirdiler.”   *Irak eski parlamenteri Xalib Muhammed, savaş uçaklarının bombalayacağı yerlerin Parastin tarafından belirlendiğini açıkladı. Parastin hangi alanları belirledi? Belirledikleri alanların stratejik önemi nedir?   Gre Çarçel, Metina’ya bağlı. Metina’nın stratejik bir tepesi. Amediye’nin üstü, oradan Metina’ya da hakim olabiliyorsun. Türk devleti çok uğraştı, o tepeye giremedi. 5 Haziran 2021’de KDP sabah saatlerinde iş makinelerini ve birçok yerden topladıkları güçleri peşmerge adı altında oraya gönderdiler. Türk devletinin uçakları bunları vurdu. KDP kıyameti kopardı, ‘gerilla peşmergeleri vurdu’ diye. Ama sonra açığa çıktı ki Türk devleti onları vurmuştu. Bir heyet oluşturuldu, heyetin gelmesine de izin vermediler. KDP, bütün güçleri yanına alıp Türk devleti ile PKK’ye karşı bir savaş başlatmak istedi ama tutmadı. Kamuoyu da yeterli tepki göstermedi. Birkaç yazar, ihaneti yumuşattı. Gerilla bir çatışma olmasın diye bir sınır belirledi, onları çıkarmadılar. Kışın İHA’lar görüntü alamıyor, gerilla savaş tünelleri için çalışırken, KDP’nin gönderdiği güçler gerillanın istihbaratını verdi ve Türk devletinin hava saldırısında birçok gerilla şehit düştü.   Somut olarak istihbaratını veriyorlar, gerillanın geçiş hatlarına konumlanıyorlar. Gulan, Zerevan gibi yerlere Roj Peşmerge güçlerini bırakarak, gerillanın etrafını kuşatıyorlar, alanını daraltıyorlar. Sadece gerillanın bilgisini vermekle yetinmiyorlar, girdikleri yerlere yol yapıyorlar, Tepe Çarçel’de Amediye’den Türk ordusunu getirdiler. 92’den beri kurulan üsler var, o üsler daha önce PKK’ye ve YNK’ye karşı da kullanılmış. Halktan bir kişi işgale karşıysa ve izin vermiyorsa, bunun bilgilerini de SİHA’ya verip orayı vurduruyorlar. Amediye hattında eski peşmergeleri de vurdurdular. 2019’da Türk devleti yine köylere hava saldırısı geliştirmişti, halk sokağa çıktı, KDP’liler gidip halkın öfkesini PKK’ye yönlendirmeye çalıştı, ama bunu başaramadılar. 2019’da Delolok halkı Türk üssüne yürüdü, gençler tankların üstüne çıkmıştı. 2020’de dört genç köylerine gitmek istemişti, o dört gençten biri tankın üstüne çıkanlardan biriydi. KDP güçlerine de köye gideceklerine dair bilgi vermişlerdi ama onları da SİHA’lar vurdu. Direnişle simge haline gelmiş bir genç, KDP’nin bilgisi olmasına rağmen vuruldu, halka karşı da bu şekilde kullanıyorlar.   “Daha çok kırsalı boşaltma, oraları Türk devletine bırakma temelinde halkı şehir merkezine göç ettiriyorlar.”   *Saldırı kapsamında askerlerini bölgeye gönderen Türkiye’nin son iki ayda 300’e yakın köyü boşalttığına dair bilgiler de geliyor? Buna dair elinizde bir bilgi var mı? Köyleri boşaltılan insanlar nereye gönderiliyor?   Göç ettirilen insanların bir kısmı başka köylere giderken, çoğunluğu ilçe merkezlerine yerleşiyor. Duhok’a gidişler oluyor. Daha çok kırsalı boşaltma, oraları Türk devletine bırakma temelinde halkı şehir merkezine göç ettiriyorlar. Halkın köyünde bağı bahçesi var, geçimini sağlıyor; göç ettirilince halk daha çok KDP’ye bağımlı hale getiriliyor. Ekonomik sıkıntılar da ortaya çıkmaya başlıyor. Son günlerde bir rapor yayınlandı. Başurê Kurdistan’dan Avrupa’ya çok fazla göç oluyor. Başur’dan kaçışlar hızlanıyor. 2019’da Şeladize hattında KDP’liler korucu güç oluşturmaya çalıştı, kimse kabul etmedi. Oradan birçok genç kaçmıştı.   “Bu kalkınma yolu değil, savaş yolu. Kim nasıl kalkınacak? Hedef; Türkiye, Başur’u, Rojava Kurdistan’ı tamamıyla işgal etmek istiyor. O hat boyunca Türkiye işgali genişleterek istihbaratını yerleştirecek. Kalkınma yolu dedikleri hatta, Başurê Kurdistan ile Rojava Kurdistan’ı birbirinden koparmayı hedefliyor.”   *“Kalkınma Yolu Projesi” denilen saldırıda Rojava’yı ne tür tehlikeler bekliyor?   Bu kalkınma yolu değil, savaş yolu. Kim nasıl kalkınacak? Hedef; Türkiye, Başur’u, Rojava Kurdistan’ı tamamıyla işgal etmek istiyor. O hat boyunca Türkiye işgali genişleterek istihbaratını yerleştirecek. Kalkınma yolu dedikleri hatta, Başurê Kurdistan ile Rojava Kurdistan’ı birbirinden koparmayı hedefliyor. Sınırın ilk kademesini KDP de kuşatmış durumda. Bir sürü karakol yapılmış. 100’e yakın karakol var KDP tarafından yapılmış. Çiyayê Bexer’de KDP ve Türkiye’nin ortak SİHA ve İHA’larını kaldırdığı bir pist var. Türkiye fırsat bulursa Rojava Kurdistanı'nın başka alanlarını da karadan işgal harekâtını genişletmek istiyor. Bir yanı konjonktürel olabilir ama bir yanıyla da gerilla direnişi izin vermiyor. Medya savunma alanlarında gerillanın direnişi Rojava’yı da koruyor. Gerillanın direnişi bu kadar olmasaydı, Türk devleti Zap’ta, Metina’da çakılıp kalmasaydı, Gare’ye de işgal harekâtı başlatırdı. Gare’yi de Çiya Spi üzerinden hem Musul’a hem Rojava’ya dönük saldırı başlatabilirdi. Çakılı kaldı, ‘kilit kapandı’ deseler bile durum öyle değil. Tutunmak için bunları yapıyorlar. Rojava halkı da gerillanın direnişinin kendilerini koruduğunun bilincinde. Rojava halklarının da, askeri güçlerin savaş hazırlığı devam ediyor.   “Roj elemanlarının kullanım alanları gerillaya karşı kullanılmaları. Şu anda alanda bir varlıkları yok. Fakat Parastin’in Qamişlo ve Derik hattında MİT ile çalıştığını biliyoruz. Özel savaş geliştirdiklerini, gençleri yozlaştırmaya çalıştıklarını biliyoruz.”   *Son zamanlarda KDP’nin Roj elemanlarının bölgeye konuşlandırıldığına ilişkin haberler de çokça yansıyor basına. Kimdir bunlar?   Biz Rojava’da Roj Peşmergelerine Roj çeteleri diyoruz. 2012’de Barzaniler tarafından kuruluyor. Bazı komutanları Başur’a gidip askeri eğitim alıyorlar, bazıları da KDP’nin gerçek yüzünü gördükten sonra QSD’ye de katıldı. Rojava’yı korumaya dönük değil, yine devrime karşıt geliştirilen bir güç. 2014’ten itibaren MİT ve TSK tarafından eğitildi. Ahmet Davutoğlu onlarla poz verdi. Onlardan kaçıp QSD’ye katılanlar da anlatıyor, onların Başur’u savunmak gibi bir derdi yok. KDP’nin ve Türk devletinin çıkarlarını korumaya çalışıyorlar. Medya savunma alanlarının belirli yerlerine de konumlandırıldılar. Bir propaganda var, Esat-Erdoğan yakınlaşması için Irak Dışişleri Bakanı Fuat Hüseyin ve Mesut Barzani’nin çalışmasıyla o alanların ENKS’ye bırakılacağı söyleniliyor. Bu tamamen yalan; ENKS’nin oralarda bir bürosu yok. ENKS, Türkiye’ye Roj Peşmergelerinin Efrin’e girmesi için çok dayattı ama Türk devleti kabul etmedi. İşgalin ortağı olmasına rağmen kabul etmediler. Amerika aracılığıyla Cizir kantonuna dayatma yaptılar çünkü orada Türkler değil QSD var, onu da başaramadılar. Roj elemanlarının kullanım alanları gerillaya karşı kullanılmaları. Şu anda alanda bir varlıkları yok. Fakat Parastin’in Qamişlo ve Derik hattında MİT ile çalıştığını biliyoruz. Özel savaş geliştirdiklerini, gençleri yozlaştırmaya çalıştıklarını biliyoruz.   “KDP, aynı Erdoğan ve Bahçeli faşizmi gibi en büyük zararı kadına veriyor. Ülkesini işgale açmış bir güç en büyük zararı kadına veriyor. Medya savunma alanlarında gazetecilik yaparken, KDP’nin politikalarından kaçan birçok kadının gerillaya sığındığını gördüm. Gerilla güçleri, özellikle YJA-Star, Başurlu kadınların en temel savunma gücüdür.”   *Bu savaşla birlikte genç kadınlar üzerinde de bir özel savaş politikası yürütülüyor dediniz. Bu başlığı da açar mısınız?   Kadınlar, Başurê Kurdistan’da KDP yönetiminde zor durumda. Feodal erkek egemen zihniyet ön planda. Savaşın bu kadar derinleşmesinden önce de KDP cinsiyetçi bir güç. Kendini yakan, intihar eden, erkekler tarafından yakılarak intihara sürüklenen kadınların durumu çok yaygın. Birçok kadın kurumunun yönetimi erkektir. Böyle bir boyutu var, başka bir boyutu da Kürt özgürlük hareketi çerçevesinde mücadele yürüten Tevgere Azadi’nin, RJAK’ın varlığı. İşgal harekâtı ile birlikte kadınlar savaşın en büyük yükünü çekiyor. Toplumsallık dayatılıyor, toprakları işgal ediliyor. Toprak demek, kadının yaşam alanı demek. 92’de KDP’nin Türk ordusu ile geldiği savaşları yaşamış kadın gerillalar tanıdım. En büyük korkuları KDP’nin eline sağ geçmekmiş. Birçok kadın gerilla kendini kayalıklardan atmış, sadece şehit Beritan (Gülnaz Karataş) değil.   KDP, katıldığı operasyonlarda gerillaları yakarken, katlederken, Çelik operasyon sürecinde alıkoyduğu kadın gerillaları kendine esir etme talimatı veren bir güç, bu belgelidir. DAİŞ gibi kadını köle alan cinsiyetçi bir güç. KDP’ye bağlı güçlerle Türk devleti askerleri ve DAİŞ çeteleri Metina’da Batı Zap hattında aynı mevzideler. Sadece kadın gerilla değil, Şengal’de binlerce kadın kaçırıldı, Êzidi kadınları DAİŞ’in soykırımına maruz bırakanda KDP’ydi. En büyük zararı kadına veriyor. Kadına böyle yaklaşan, erkek egemen zihniyet sahibi toprağı ve vatanı satar. KDP, aynı Erdoğan ve Bahçeli faşizmi gibi en büyük zararı kadına veriyor. Ülkesini işgale açmış bir güç en büyük zararı kadına veriyor. Medya savunma alanlarında gazetecilik yaparken, KDP’nin politikalarından kaçan birçok kadının gerillaya sığındığını gördüm. Gerilla güçleri, özellikle YJA-Star, Başurlu kadınların en temel savunma gücüdür.   “Çünkü hiçbir parça birbirinden bağımsız değil. Sınırlar bizi bölmüş, sömürgeci politikaları olabilir ama ortak politikaları Kürt düşmanlığı. Bunun öncülüğünü Türk devleti yapıyor. Hepimiz Başurê Kurdistan’ın sesi olmalıyız.”   *KDP’nin Türkiye ile birlikte ortak saldırılar geliştirmesine yönelik Güney Kurdistan’daki tepkiler ne düzeyde? Halkın, siyasi partilerin, kadın örgütlerinin vb.   Irak hükümetinin bir tepkisi yok, anlaşmanın bir parçası. Tepkisi sadece işgali; Irak ve Türkiye koordinasyon halinde yürütüyorlar, kontrolünden çıkmalarına tepkileri var. Halkın tepkisini görünce yatıştırmak için bazı açıklamalar yaptılar. Türk devletinin işgaline onay vermişler. Hükümetin içinde bazı kesimler ve Iraklı Şiiler tepkili. Eylemler yeterli değildir, durumun ciddiyetini hissetmeliler. Başurê Kurdistan öyle bir alan ki KDP yönetimi öyle bir yönetim ki Türkiye’nin taklidi. Hatta daha beter hale gelmiş durumdalar. Türkiye’de devlet bazı şeylerden çekiniyor ama Başur’da Barzaniler her şeye müdahale ediyor. KDP bu tepkilerin önünü almazsa, halk işgalcileri çıkarır. Geçmişte de savaşmış bir halktır, Saddam’ın askerlerini çıkarmadılar mı? Kerkük’e kadar ayaklanmalar oldu. İsyancı, ulusal değerlerine bağlı bir halktır, dağlık alanda olan kesim toprağına ve Kürtlüğüne de bağlıdır. Gerillayı da seviyorlar, zarar vermediler. Ama KDP’nin yoğun baskısı altındalar. Her şeyi göze alarak vatanını, toprağını ve yaşamını savunmak zorundasın. Sadece Başur değil, Bakur, Rojava, Rojhılat. Çünkü hiçbir parça birbirinden bağımsız değil. Sınırlar bizi bölmüş, sömürgeci politikaları olabilir ama ortak politikaları Kürt düşmanlığı. Bunun öncülüğünü Türk devleti yapıyor. Hepimiz Başurê Kurdistan’ın sesi olmalıyız.