Sevda Karaca: Meclis sarayın darphanesi olarak kullanıldı 2024-07-11 12:44:40     ANKARA - Gazetecilerle bir araya gelen EMEP milletvekilleri “Meclis adeta sermayenin ve sarayın darphanesini olarak kullanıldı. Bu Meclisteki tüm vekillere söylenilen şey şu, ‘hızlıca bu yasaları geçireceksiniz’ yani önümüzdeki tüm taşları kaldıracaksınız” dedi.   Emek Partisi (EMEP) Dilok Milletvekili Sevda Karaca ve İstanbul Milletvekili İskender Bayhan birçok gazeteciyle Meclis’te kahvaltı bir araya geldi. Burada yasama yılını değerlendiren Sevda muhalefet sıralarını eleştirerek konuşmasına başladı. Muhalefetin, iktidarın yürüttüğü politikalara ve Meclis’e taşıdığı yasalara güçlü tepki veremeyerek bir eleştiri zemini oluşturmadığını dile getiren Sevda, “Bizde bu yasama yılında birçok zorluğu deneyimledik. Özellikle işçilerin taleplerinin ve emeğinin görünür kılındığı alanlardan biri olarak değerlendirdik burayı. Elbette işçi ve emekçilerin mücadelesi denildiğinde sadece ekonomi olarak bakmıyoruz her türlü tartışmaya onların da gözünden bakılmasından bahsediyoruz ve bunu yapmaya çalıştık” dedi.    ‘Tek adam rejimi altındaki parlamento’   Bu 28’inci dönem yasama yılında 3 temel noktanın özellikle önemli olduğunu vurgulayan Sevda, “Bütün dönemi değerlendirdiğimizde öncelikle tek adam rejiminin altındaki parlamentoyu gördük. Meclis adeta sermayenin ve sarayın darphanesini olarak kullanıldı. Böyle bir yasama faaliyeti geçirdik. Pek çok yasa getirildi ve geçirildi. Birçoğu torba yasaydı ve halkı ilgilendiren pek çok şey üstün körü tartışmalarla ‘kaldır el indir el’ şeklinde ele alındı. Az önce muhalefeti etkili olmamakla eleştirdim ama iktidar sıralarındaki vekillerin durumuna baktığımızda zavallıca bir durum gördük. Parlamento gündeminin bile iktidar vekillerin eline gündemden bir saat önce geçtiği, böyle bir rahatlık ama herhangi bir oylama varsa koşa koşa parlamentoya geldiklerini gördük” sözlerini kullandı.     Yasama yılında Türkiye’nin savaşçı ve yayılmacı politikaları   Meclis’e getirilen tezkere ve sınır ötesi operasyonlarına verilen onaylara da değinen Sevda, tüm bu savaşa karşı tutum almaya çalıştıklarını kaydetti. Sevda, “Bu yasama yılında bir diğer önemli mesele sınır ötesi operasyonlar, verilen tezkereler ve NATO’ya ilişkin tartışmalar oldu. Bu konularda pek çok yasal düzenlemeyle karşı karşıya kaldık. Hem Türkiye halkları hem Ortadoğu coğrafyası açısından Türkiye’nin savaşçı, yayılmacı ve bu savaşı diğer ülkelere de taşımaya çalıştığını böyle bir hedefi olduğuna tanıklık ettik. Biz tüm bu operasyonlara, tezkerelere karşı da tutum almaya çalıştık parlamentoda” diye konuştu.    ‘Hiç kimse için ‘normalleşme’ çıkmayan bir dönem’   Sevda devamında şunları söyledi: “Bu yasama sürecinin genel değerlendirmesini yaptığımızda süreç bize şunu gösterdi. AKP, 28’inci dönemde tek adam rejimi önündeki bütün engelleri kaldırmak için bu meclisi çalıştıracak. Şu an dahi çalışıyor ve Temmuz sonuna kadar da çalıştıracak. Şunu söylemek istiyorum, bu Meclisteki tüm vekillere söylenilen şey şu, 'önünüzde yeni bir seçim yok bu yüzden bölgenize gidip çalışmaya gitmenize de gerek yok, hızlıca bu yasaları geçireceksiniz' yani  önümüzdeki tüm taşları kaldıracaksınız adeta bir darphane gibi tüm yasaları geçireceksiniz! Sadece bu da değil toptan bir anti demokratik yasama yılından bahsediyoruz. Parlamentoda çalışmayı zorlaştıran ve tüm bu yasaların etkileyeceği insanları bile hesaba katmayan bir dönem. Kısaca şunu belirteyim hiç kimse için bir normalleşe ve yumuşamanın çıkmayacağı bir yasama dönemiydi. Bunu elbette sadece bu yıl için söylemiyoruz, cumhurbaşkanlığı sistemi geldiğinde cumhurbaşkanlığı sisteminin istediği tam da böyle bir parlamentoydu. Şuan işletilen Şimşek programı da tamda böyle bir şeye ihtiyaç duyuyor.”   ‘Ana araç seçim değil’   Ardından milletvekilleri gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erken seçim sorusuna yanıt veren Sevda, akışta gidecek bir süreç olmadığını söyledi.  Bu sorunların sandığa atılacak bir oyla çözülemeyeceğini dile getiren Sevda, bu tartışma zeminini doğru bulmadıklarını belirtti.  Sevda, “Tek adam iktidarını ortadan kaldıracak bir örgütlülük olmalı. Bu olağan akışta gitmeyen süreçte, Şimşek programının getireceği baskı da önümüzde. Seçimler ana araç değildir. Seçim ve sandık her şey değil ama bugün yurttaşların fikrini ve düşüncelerini ortaya koyacak yollardan biri de ne yazık ki şuan bu” dedi.