Yoksulluğa karşı yaşam ağı örecekler! 2024-07-01 09:04:27     Elfazi Toral   İSTANBUL- SKM’nin başlattığı “Yoksulluğa Karşı Kadın Yaşam Ağı” çalışmasına dair konuşan SKM üyesi Dilara Su Kalpak,  “Kadınları örgütleyerek tüm sorunlara karşı yaşam alternatifini sunacağız” dedi.   AKP iktidarının uyguladığı politikalar nedeniyle kadına yönelik saldırılar gün be gün artarken, kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve katliamlar da devam ediyor. Kadın kazanımlarını kadın kimliğini ve kadın bedenini hedef alan eril zihniyet politikalara karşı ise kadın mücadelesi sürüyor. Sosyalist Kadın Meclisi de (SKM), geçtiğimiz günlerde “Yoksulluğa Karşı Kadın Yaşam Ağı” adıyla çalışma başlattı.     SKM üyesi Dilara Su Kalpak, “Yoksulluğa Karşı Kadın Yaşam Ağı” çalışmasına ilişkin JINNEWS’e konuştu.   Neden böyle bir çalışma?   İstanbul’un Esenyurt ve Bahçelievler ilçeleri olmak üzere iki bölgede çalışmalarını sürdürdüklerini söyleyen Dilara, temel amaçlarının gittikçe derinleşen yoksulluk krizi ve kriz içerisinde kadınların ne yaşadığını tespit etmek olduğunu belirtti.  “Kadınlarla bir araya gelip biz kadınlar yoksulluğu nasıl yaşıyoruz nasıl yaşamımızda yoksulluk açığa çıkıyor ve genel yoksulluktan bir erkek işçinin yoksulluğundan bir kadının yoksulluğu ne noktalarda ayrılıyor” diyen Dilara, “Bunun üzerine yoğunlaşıyoruz. Çalışmamızda bir anketimiz var kadınlara anketle gidiyoruz. Ve bir araya geldiğimiz noktalarda buluşuyoruz. Cinsiyetçi iş bölümünden tutalım da çalışma yaşamında aynı iş yerinde çalıştığı erkekten bir kadın farklı nasıl konumlanıyor ya da ev içerisinde çocuk bakımı ya da ev işleri gibi yüklerin yine cinsiyetçi iş bölümünden kaynaklı sorunların nasıl kadına yüklendiğine dair konuları konuşup tartışıyoruz” şeklinde konuştu.   5 madde!   Kadınların ekonomik krizin ve yoksulluğun neresinde yer aldığına dair bilgilendirmeler yaptıklarını getiren Dilara, kadınların en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak duruma geldiğini ve kadınların bunun için nasıl mücadele edeceğini konu alan tartışmalar yürütüldüğünü söyledi. Kadın katliamlarına işaret eden Dilara, “Yoksulluk krizinde bu tartışmaları yaparken aynı zamanda da tabii ki artan bir erkek şiddeti var. Yani yaşamınızda hep var olan bir durum. Ancak son süreçte şunu görüyoruz; bir günde birkaç kadının katledildiği gibi bir gerçeklik, bir tablo var karşımızda. Biz de bunun yoksullukla ilişkisi nedir, kadınlar bu meseleyi nasıl görüyor ve buna karşı ne yapabilir üzerine çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İlk başta kadınların nasıl bir yoksulluk yaşadığına dair bir çalışmaya başladık. Bunun için de bir imza kampanyası başlattık. Hem Esenyurt Belediyesi hem de Bahçelievler Belediyesi’ne ileteceğimiz 5 tane talep oluşturduk. Kadınların temel ihtiyaçlarına odaklanan maddeler yer alıyor. Bunlar içerisinde ücretsiz ped dağıtılması, ücretsiz kreşlerin her mahallede açılması, ücretsiz HPV aşısı sağlanması, her öğrenciye en az bir öğün ücretsiz yemek kartı sağlanması bir de tabii ki kadın emeği pazarı kurulması taleplerimiz arasında” dedi.   Kadın yoksulluğu!   “Kadınlar yoksulluğu tartışma aşamasında çok önemli bir yerde duruyor” diyen Dilara,  ekonomik krizin en çok kadınlara yansıdığını söyledi. Temel ihtiyaçların dahi karşılanmadığı bir durumda yine kadınlara düşen payın çok net açığa çıktığını vurgulayan Dilara, şöyle devam etti: “Yoksulluk krizi var. Erkekte kadın da bundan etkileniyor. Ama kendi özelinde kadının gerçekten ayrı bir yoksulluk tanımı var. Bu tanımı gerçekten görünür kılabilmek, bunun üzerine çalışabilmek buradan bir farkındalık örgütleyebilmek gerekir. Yoksulluğa karşı kadın yaşamı adıyla bir örgütlenme tercih ettik. Neden kadın yoksulluğu diyoruz? Kadın yoksulluğu ile genel yoksulluğu neden ayırıyoruz? Çünkü kadınlar şunu yaşıyor: Aynı evin içerisinde birlikte yaşadığı erkek kardeşinden örneğin daha yoksul bir yaşama sahip. Daha çocuk yaşta eğitim, sağlık alanlarında ikincil konuda görülüyor. Kadınların ihtiyaçları görünmez kılınıyor. Kız çocuğu açısından zaten ev içi emekle ilişkili biçimi erkek çocuğundan daha farklı gelişiyor.”   Ucuz iş gücü   Kadınların hem evde hem de iş yerlerinde emek sömürüsüne maruz kaldıklarını kaydeden Dilara, “Kadınlar bir yandan çalışırken bir yandan fabrikalarda, işyerlerinde ucuz emek gücü olarak kafes sermaye düzeninde çalışma yaşamına dahil oluyor. Kadın bir yandan da görünmez emeği, yani ev içi emeği ile sömürülmeye devam ediliyor. Ve bunun bir ücret karşılığı yok veyahut ücretlendiremiyor oluşu şuna da getiriyor; kadın erkekten iki kat daha fazla çalışıyor ancak yeri geldi mi erkekten daha düşük ücretler alıyor. Erkekten daha düşük ücret alarak yaşamını idame ettirmeye çalışıyor. Bazı araştırmalarda şunu görüyoruz: Bekar kadınların toplumda yoksulluğu en çok yaşayan kesimler olduğu tespit ediliyor. Bir de çocuk bakımı meselesi var. Çocuk bakımı tamamen kadınlara biçilmiş bir rol olarak görülüyor. Bunun olması ise kadının hem sosyal yaşamda hem de çalışma yaşamına dahil olmasına engel oluyor” dedi.   Öz savunma bilinci!   “Sistem kadını ucuz emek gücü olarak çalışma yaşamına dahil ediyor” diyen Dilara,  erkek egemen sistemin kadını hedef alan politikalar hayata geçirdiğini paylaştı. Erkek devlet şiddetinin her geçen gün giderek arttığına vurgu yapan Dilara, “Tüm kadınlar erkek şiddeti olduğunun farkında. Ve buna karşı gerçekten öz savunma haklarını kullanma noktasında bir irade gösteriyor. Kadınlar bugün gerçekten kendilerini toplumsal yaşamda var edebilmek, özne yetişebilmek için örgütlenmeye ihtiyaç duyuyor. İktidar ve burjuva egemenleri kadınların sorunlarına bir çözüm üretmiyor. Bir arayış içerisinde de değiller. Bu nedenle kadınların kendi özgür gücüyle örgütlenmeye ihtiyaçları var. Öz savunma bilinciyle örgütlenmeye ihtiyaçları var” diye konuştu.   ‘Yoksulluğa Karşı Kadın Yaşam Ağı’ alternatif bir yol   Dilara, son olarak da başlattıkları projeye dair şunları paylaştı: “Yoksulluğa Karşı Kadın Yaşam Ağı,  olarak da bir alternatif alan oluşturabilmek, kadınların kendi öz güçlerini örgütleyecekleri yaşam alanları yaratma hedefindeyiz. Özneleşebilecekleri bir yaşamı kurma hedefiyle yolumuza devam ediyoruz. Önümüzdeki süreçte de çalışmayı devam ettirerek az önce bahsettiğimiz bütün bu duruma karşı bir kadın örgütlenmesi, kadınların kendi sorunlarını kendilerinin çözebildiği bir yaşam oluşturma hedefindeyiz.”