Kayıp yakınları: Zulüm son bulsun artık 2024-06-08 12:27:08     HABER MERKEZİ - Kayıp yakınları, bu hafta da gerçekleştirdikleri eylemde, kayıpların akıbetini sormaya devam ederken, zulmün son bulmasını istedi.    İnsan Hakları Derneği (İHD) ve kayıp yakınları, Colemêrg'in Gever ilçesinde ve Êlih ile İzmir'de bu hafta da gerçekleştirdikleri eylemde kayıpların akıbetini sorarken, faillerin de ortaya çıkarılmasını istedi.    İHD Colemêrg Şubesi ve kayıp yakınları, Colemêrg’in Gever (Yüksekova) ilçesine bağlı sanat Sokağı’nda bir araya geldi. Eyleme, kayıp yakınları, Colemêrg Barosu ve Barış Anneleri, DEM Parti ve DBP Gever ilçe örgütü yöneticilerinin yanı sıra çok sayıda kişi katılım sağladı. Eylemde, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” ve “Failler belli kayıplar nerede?” pankartı, faili meçhul şekilde katledilen ve kaybedilenlerin fotoğrafları taşındı. Eylemin 126’ıncı haftasında, kayıp yakınlarının Amed’de 800 haftadır sürdürdüğü eyleme dikkat çekildi.    Eylemde, bu hafta açıklama metnini, İHD Colemêrg şube üyesi Pınar Zengin Şen okudu.    ‘Zulmün son bulmasını talep ediyoruz’   Türkiye topraklarının 100 yıldır acı ile yoğurulduğunu belirten Pınar, ülke sınırları içerisinde binlerce faili meçhul bırakılmış cinayet işlendiğini ve yetkinler tarafından işlenen cinayetler için hiç bir somut bir adım atılmadığını belirtti. Pınar, “Annelerin özür istekleri, katledenlerin gerçek bir yargı anlayışı karşısında yargılanmasını beklemesi hukuk dışı yöntemlerle ötelenmeye ve sindirilmeye çalışıldı. Halbuki annelerimizin tek isteği evlatlarının akıbetini öğrenmekti. Bugün bu meydanda evladının akıbetinin ortaya çıkarılmasını bekleyen annelerimiz için yan yanayız. Bir mezar yerine hasret bırakılmış ebeveynler, babasının, annesinin akıbeti için adliye koridorlarında, alanlarda durmadan haykıran bizler, bu zulmün bir an önce son bulmasını talep ediyoruz” dedi.    ‘Mücadeleye devam’                  Pınar, devamında Amed’de 1994 yılımda gözaltına alınan evli ve 7 çocuk babası olan Vasıf Öztürk’ün faili meçhul bir şekilde kaybedilişinin hikayesini anlattı. Pınar, “Vasıf Öztürk dosyası faili meçhul bırakılır. Bizler hem kayıp yakınları hem hak savunucuları olarak 30 yıl önce gözaltında zorla kaybedilen Vasıf Öztürk için adalet istemekten asla vazgeçmeyeceğiz.  Vasıf Öztürk’ün akıbeti açıklanana kadar mücadeleye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.    Açıklama oturma eyleminin ardından son buldu.   Êlih    Kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” eyleminin 636’ncısını Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde gerçekleştirdi. Eyleme, DEM Parti ile DBP Êlih İl Örgütleri, Tevgera Jinên Azad (TJA), Eğitim Sen, Êlih Barış Anneleri Meclisi yanı sıra çok sayıda kayıp yakını katıldı. Farklı yıllarda gözaltında kaybedilen yurttaşların fotoğraflarının açıldığı eylemde, açıklama metnini İHD Şube yönetici Rezan Baytar okudu.   Eylemde Haziran 1994’te Êlih’te kaybedilen İsa Gök’ün akıbetini soruldu.    Kayıp İsa'nın hikayesi şöyle: “İsa Gök esnaflık yapıyordu, evinden işine işinden evine gider gelirdi. Kaybolmadan 2 ay önce gözaltına alınmış, 11 günlük sorgulamanın sonunda suç teşkil edecek herhangi bir delile rastlanılmadığı için serbest bırakılır. Ancak Haziran 1994 yılında bir sabah evden işe diye çıktıktan sonra bir daha geri dönmez. Ailenin tüm girişimlerine rağmen tek bir ize rastlanmaz.”    Açıklama yapılan oturma eylemi ardından sona erdi.    İzmir    İHD İzmir Şubesi, iki haftada bir gerçekleştirdiği “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” eyleminde bu hafta Edip Aksoy (31) ve Orhan Cingöz için adalet talep etti. Eylem, Konak Eski Sümerbank önünde gerçekleşti ve çok sayıda yurttaşın katılımıyla gerçekleşti. Pankartlarda "Kayıplar vicdandır, sahip çık" ve "Failler belli, kayıplar nerede" sloganları yer aldı. Kürtçenin Kurmancî lehçesinde hazırlanan metni İHD İzmir Şubesi Eşbaşkanı Zilan Gümüş, Türkçesini ise İHD İzmir yöneticisi Gülay Gün Bilici okudu.   29 yıldır kayıplar    İHD üyesi Edip’in ailesi ile birlikte Lice’ye bağlı Zenge köyünde yaşadığını, köydeyken birkaç kez askerler tarafından gözaltına alındığını söyleyen Gülay, Edip’in gözaltına alınmadan önce yoğun işkenceler gördüğünü, baskılar nedeniyle Amed’e yerleştiğini belirtti. Gülay şöyle devam etti: "Aksoy 7 Haziran 1995 tarihinde ektikleri tütünü satmak için dükkanına gitti ve bir daha geri dönemedi. O gün Edip Orhan Cingöz ile birlikte Amed’in Dağkapı semtindeki Yeşilçınar çay bahçesinde giysi satan Bilal Ulusoy ile konuşurlarken yanlarına gelen Renault marka bir otomobilden inen ve kendilerini polis olarak tanıtan üç silahlı ve telsizli kişi tarafından önce kimlikleri alındı, daha sonra araca bindirilerek götürüldüler. Araç hareket halindeyken, Aksoy ve Cingöz’ün köylüsü Cemal Bektaş ikisini aracın içinde gördü ama 29 yıldır kayıplar.”   ‘Cenazeler ailelere teslim edilmiyor’   JİTEM itirafçısı Abdulkadir Aygan’ın, Edip ve Orhan’ın işkenceyle katledildiğini kaydeden Gülay, daha sonra Cudi Dağı tarafındaki dere kenarına gömüldüklerini itiraf ettiğini paylaştı. Gülay, “İHD heyeti 06 Temmuz 2005 tarihinde Silopi ilçesi Kortik köyünde Aksoy ve Cingöz’ün gömüldüğü belirtilen yere ulaştı. Olay yerinde incelemelerde bulundu ve çevrede yaşayanların bilgisine başvurdu. Topladığı bilgiler ışığında Silopi Cumhuriyet savcısı ile görüşme yaptı. Silopi Cumhuriyet Savcılığının aynı tarihlerde (28.6.1995), belirtilen köyün Bozemir Dere kenarında kimliği tespit edilemeyen iki ceset için dosya tanzim edildiğini ve görevsizlik kararı ile birlikte dosya Silopi Başsavcılığına gönderildiğini, Silopi Belediye Başkanlığının mezarlıklardan sorumlu birimi ile yapılan görüşmede de 28.06.1995 tarihinde Silopi Savcılığınca defnetmek üzere 2 kimliği belirsiz cesedin teslim edildiğini, bu cesetlerin aynı gün 38-39 numaralı kabirlere defnedildiğini söyledi” dedi.    Edip ve Orhan’ın cenazelerinin hala ailelerine teslim edilmediğini vurgulayan Gülay, kaç yıl geçerse geçsin kayıpları aramaktan vazgeçmeyeceklerinin altını çizdi.