İzmir’de Gezi direnişi anması 2024-06-01 18:59:47   İZMİR - Emek ve Demokrasi Güçleri, Gezi Direnişi’nin 11’inci yıldönümü dolayısıyla Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.   İzmir’de Emek ve Demokrasi Güçleri, Gezi Direnişi’nin 11’inci yıldönümü dolayısıyla Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamadan önce Gençlik Örgütleri “11’inci yılında selam olsun şanlı Gezi ayaklanmasına. Gezi biziz, yine geleceğiz” pankartıyla açıklamanın olduğu alana doğru yürüdü. Basın açıklamasında “Umut bitmez karanlık biter Gezi kalır” pankartı açılırken sık sık “Katil devlet hesap verecek”, “15’inde bir fidan Berkin Elvan”, “Yaşasın Gezi ayaklanmamız” ve “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları atıldı. Basın metnini kitle adına Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İzmir dönem sözcüsü Nihat Filiz okudu.   ‘En mücadeleci halk hareketi Gezi Parkı’nda buluştu’   11 yıl önce Türkiye tarihinin en demokratik, en katılımcı, en barışçı, en feminist, en adaletli, en ekolojist, en genç, en renkli ve en mücadeleci halk hareketinin Gezi Parkı’nda buluştuğunu söyleyen Nihat, Gezi direnişinin darbeyle, terörle ilişkilendirmenin akılla ve hukukla izah edilemeyeceğini ifade etti. Nihat, Çünkü Gezi’deki toplumsal refleksi sindirmeye çalışmak; Kadın cinayetlerinden, doğa katliamlarına, 1 Mayıs Taksim meydan yasağından, eğitim ve sağlıktaki piyasalaştırma ve yozlaştırma uygulamalarına kadar süren onlarca sorun karşısında tepkisizliği amaçlar” dedi.   Gezi tutsakları hukuksuzca cezaevinde tutuluyor   Gezi davası tutsaklarının haklarında somut bir delil olmadan hukuksuzca cezaevinde tutulduklarını dile getiren Nihat, “Daha önce hakkında iki kez beraat kararı verilen Gezi davasındaki sözde delilleri yeniden kıymetlendiren; intikamcı, hukuk ve akıl dışı bir yargılama ile arkadaşlarımızın özgürlüklerini gasp edenlere, Gezi’yi kriminalize etme çabaları karşısında sessiz kalanlara eğip bükmeden şunu söylemek istiyoruz: “Ağırlaştırılmış müebbet” cezasının ne anlama geldiğini, 7 yılı aşan tutukluluğun mahiyetini ve tüm bunların tek bir manalı delil içermeyen keyfi mahkeme kararlarına dayandığını bildikleri halde suskun kalanların bu hukuksal kumpası kuranlardan bir farkı kalmamaktadır” diye belirtti.  ‘Adalet duygusunun yok edildiği bir ülkenin geleceği olur mu?’   Sermayeden ve iktidardan yana olan dünya düzeninde mücadele etmenin haklı ve meşru olduğunu sözlerine ekleyen Nihat, “Adalet duygusunun yok edildiği bir ülkenin geleceği olur mu? Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmadığı, hatta verdiği kararlar iktidarın işine gelmediği için kapatılmasının en yetkili kanallardan dillendirildiği bir ülkede demokrasiden söz edilebilir mi? 11 yıldır söylediklerimizi bugün de hatırlatıyoruz: Gezi Direnişi’nin gerçekten görülmesi gereken bir davası, unutturmayacağı değerleri ve kayıpları var. Gezi Direnişi’nin Berkin’in, Hasan Ferit’in, Ali İsmail’in, Ahmet’in, Mehmet’in, Abdo Can’ın, Medeni’nin, Ethem’in katillerinden ve azmettiricilerinden sorulacak bir hesabı var” diye konuştu.   Nihat son olarak Gezi direnişinin Türkiye’nin geleceği olduğunu ifade ederek Gezi’nin eşitlik, özgürlük, adalet ve demokrasi için sönmeyecek bir umut olmaya devam edeceğini söyledi.   Açıklama sloganlarla sona erdi.   Gezi davası tutsaklarının haklarında somut bir delil olmadan hukuksuzca cezaevinde tutulduklarını dile getiren Nihat, “Daha önce hakkında iki kez beraat kararı verilen Gezi davasındaki sözde delilleri yeniden kıymetlendiren; intikamcı, hukuk ve akıl dışı bir yargılama ile arkadaşlarımızın özgürlüklerini gasp edenlere, Gezi’yi kriminalize etme çabaları karşısında sessiz kalanlara eğip bükmeden şunu söylemek istiyoruz: “Ağırlaştırılmış müebbet” cezasının ne anlama geldiğini, 7 yılı aşan tutukluluğun mahiyetini ve tüm bunların tek bir manalı delil içermeyen keyfi mahkeme kararlarına dayandığını bildikleri halde suskun kalanların bu hukuksal kumpası kuranlardan bir farkı kalmamaktadır” diye belirtti.  ‘Adalet duygusunun yok edildiği bir ülkenin geleceği olur mu?’   Sermayeden ve iktidardan yana olan dünya düzeninde mücadele etmenin haklı ve meşru olduğunu sözlerine ekleyen Nihat, “Adalet duygusunun yok edildiği bir ülkenin geleceği olur mu? Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmadığı, hatta verdiği kararlar iktidarın işine gelmediği için kapatılmasının en yetkili kanallardan dillendirildiği bir ülkede demokrasiden söz edilebilir mi? 11 yıldır söylediklerimizi bugün de hatırlatıyoruz: Gezi Direnişi’nin gerçekten görülmesi gereken bir davası, unutturmayacağı değerleri ve kayıpları var. Gezi Direnişi’nin Berkin’in, Hasan Ferit’in, Ali İsmail’in, Ahmet’in, Mehmet’in, Abdo Can’ın, Medeni’nin, Ethem’in katillerinden ve azmettiricilerinden sorulacak bir hesabı var” diye konuştu.   Nihat son olarak Gezi direnişinin Türkiye’nin geleceği olduğunu ifade ederek Gezi’nin eşitlik, özgürlük, adalet ve demokrasi için sönmeyecek bir umut olmaya devam edeceğini söyledi.   Açıklama sloganlarla sona erdi.