Wan’dan Kobanê kararlarına tepki: Normalleşme adalet ile olur 2024-05-23 09:05:11   WAN - Kobanê Davası kararlarına dair değerlendirmelerde kadınlar, “DAİŞ çetelerine gösterilen tepkiyi Kürt kadınlar ve partimiz üzerinden cezalandırıyorlar” dedi.    Geçtiğimiz günlerde görülen Kobanê Davası’nda siyasetçilere toplamda 407 yıl hapis cezası verildi. Figen Yüksekdağ başta olmak üzere dava kapsamında yargılanan birçok tutsağa verilen yüzlerce yıllık cezalar halk tarafından büyük bir tepkiyle karşılandı. Karara yönelik Kurdistan ve Türkiye’nin her yerinde eylemler gerçekleşirken tepkiler de gelmeye devam ediyor. Wanlı kadınlar kararın hukuksuz olduğunu belirterek mücadeleyi sürdüreceklerini kaydetti.    ‘Hukuksuzluklara karşı sesimizi yükselteceğiz’   Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Zehra Urar, verilen hukuksuz cezaları kabul etmediklerini ve kınadıklarını vurguladı. Zehra, “Bu tür hukuksuzluklara karşı alanlarda, meydanlarda ve sokaklarda sesimizi yükselteceğiz. Verilen hukuksuz kararları kabul etmeyeceğiz. Dünyanın karşısında durduğu DAİŞ çetelerine gösterilen tepkiyi Kürt kadınları ve partimiz üzerinden cezalandırıyorlar. Bu demek oluyor ki kadının varoluşunu, mücadelesini kabul etmiyorlar. Figen Yüksekdağ başta olmak üzere diğer tüm arkadaşlarımıza verilen cezaları kınıyoruz.  Sesimizi  yükselteceğiz” dedi.    ‘Verilen kararları şiddetle kınıyoruz’   DEM Parti Rêya Armûşê (İpekyolu) İlçe Eşbaşkanı Nurhayat Polat da, kararın muhalefeti susturmaya yönelik bir girişim olduğunu ve hukuki değil siyasi bir karar olduğunu vurguladı. Türkiye’de  Kobanê Davası gibi birçok siyasi dava olduğunu anımsatan Nurhayat, “Bu siyasi davalarda inat, kin ve öfkeyle hareket ediliyor. Öncelikle Figen Yüksekdağ ve diğer arkadaşlarımız yıllardır sebepsiz yere cezaevindeler. Bugün normalleşmeyi konuşuyoruz normalleşmenin ilk adımı adalettir. Adalete uygun bir şekilde davranılmıyor" ifadelerini kullandı.    ‘Karar kişi özgürlüğünü ihlal ediyor’   İnsan Hakları Derneği (İHD) Wan İl Şube Eşbaşkanı Suzan Erçakan ise kararların insan haklarına aykırı olduğunu belirtti. Tutsaklara verilen ağır cezalarla kişi özgürlüğü ve güvenliğinin ihlal edildiğinin altını çizen Suzan şöyle konuştu: “8 yıla yakındır birçok siyasetçi tamamen siyasi faaliyetleri dolayısıyla hapishanede tutulmakta ve bu kararla da tutukluluk hallerinin devamına karar verilmiştir. Verilen bu karar başta HDP eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş olmak üzere diğer tüm siyasetçilerin kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkını yasal bir hiçbir şart olmaksızın ihlal etmiştir. Diğer yandan yargılama sırasında uygulanan usulü işlemlerle kişilerin adil yargılanma hakkı, siyasetçilerin siyasi söylem ve eylemleri dolayısı ile cezalandırılmaları ifade özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğü haklarını ihlal etmiştir.”   ‘Hukuksuzluk, hukuk tanımazlık ortadan kaldırılsın’   Yargılamanın baştan sona hukuk ilkeleri dışında yürütüldüğü ve sonuçlandırıldığına dikkat çeken Suzan, “Çelişmeli yargılama, silahların eşitliği ve hukuki güvenlik ilkelerinin tamamen yok sayılması sonucunda bu karar verildi. Birçok usulü işlem sanık ve müdafilerinden habersiz bir şekilde yapılarak hukuki olarak eksik hatta yok hükmünde bir karar verildi. Tarafsız ve bağımsız bir hukuk düzleminde karşılaşmamamız gereken prosedürler sonucunda bugün birçok siyasetçi özgürlüğünden mahkûm ve ağır hapis cezalarıyla cezalandırılmıştır. Temennimiz ve çağrımız şudur ki karar hakkında yapılacak İstinaf incelemesi sırasında hukuksuzluk, hukuk tanımazlık ortadan kaldırılsın; siyasi faaliyetleri dolayısıyla cezalandırılan siyasetçiler hakkında beraat kararı verilsin ve tutuklu siyasetçilerin tahliyelerine karar verilsin” dedi.