İnci Hekimoğlu: Kürt gazeteciler herkesin gündeminde olmalı 2024-05-11 09:04:16     Elfazi Toral   İSTANBUL - Özgür Basın’a yönelik gözaltı ve tutuklamaların yanı sıra uğradıkları hak ihlallerine dair konuşan Gazeteci İnci Hekimoğlu, “Kürt medyasına yönelik korkunç hak ihlalleri yaşanıyor. İsteyerek veya istemeyerek buna sessiz kalanlar da suç ortağı. Kürt gazeteciler herkesin gündeminde eşit bir şekilde yer almalı” dedi.    Özgür Basın, “hakikat” şiarıyla halkın sesi olurken, sistematik bir şekilde gerçekleştirilen gözaltı ve tutuklama operasyonları ile hedefte. Bunun en son örneği İstanbul merkezli operasyon kapsamında 23 Nisan’da yapılan ev baskınlarında 9 gazetecinin gözaltına alınması ve ardından Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Esra Solin Dal ile Mehmet Aslan ve gazeteci Erdoğan Alayumat’ın 26 Nisan'da “örgüt üyeliği" iddiasıyla tutuklanması oldu. Esra Solin Dal, götürüldüğü Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi'nde çıplak aramaya maruz kalırken tutuklandığı günden bu yana tekli hücrede tutuluyor. Yine 6 Mayıs’ta evlerine baskın yapılan gazeteciler Derya Us ve Nurcan Yalçın “terörizmin finansmanının önlenmesi hakkındaki kanuna muhalefet” iddiasıyla gözaltına alındı.    Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’nin  (DFG) gazetecilere dönük hak ihlalleri ve tutuklamalara dair hazırladıkları rapora göre; AKP’nin iktidara geldiği günden bu yana en az 894 gazeteci tutuklandı. DFG’nin verilerine göre, 2002’de 17 gazeteci, 2003’te 15 gazeteci, 2006’da 22, 2007’de 9, 2008’de 23, 2009’da 37, 2010’da 9, 2011'de 36, 2012’de 5, 2013’de 1, 2014’de 2, 2015’te 8, 2016’da 145, 2017'de 206, 2018'de 56, 2019'da 130, 2020'de 87, 2021'de 3, 2022'de 32, 2023'de 43, 2024'ün ilk 4 ayında ise 8 gazeteci tutuklandı. Kimi yıllarda ise gazetecilere dair verilere ulaşılamadı.    Özgür Basın’a yönelik gözaltı ve tutuklama operasyonlarının yanı sıra uğradıkları hak ihlallerine dair Gazeteci İnci Hekimoğlu ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.    ‘Kürt basınına yönelik baskı hukuk dışı’   Devletin, Kürt basınına yönelik baskı, gözaltı ve tutuklama operasyonlarını “Devletin kırmızı çizgisine dokunan gazeteciler hedefte” sözleriyle değerlendiren Gazeteci İnci Hekimoğlu, bunun tüm gazetecilerin değil sadece hakikati ortaya koyan gazeteciler için geçerli olduğunu vurguladı.  “Sistem içi muhalifler hakkında herhangi bir ceza gözaltı çıktığı zaman bu hem muhalif siyasetçilerin hem de sosyal medyanın gündeminde büyük yer alıyor” diyen İnci, “Eğer bu baskılar Kürt medyasına yönelikse, kapıları kırılıp içeri girilse, evleri darmaduman edilse bile gündem olamıyor. Yaptıkları haberler gerekçe gösterilerek haksız suçlamalara karşı karşıya kalıyorlar. Dolayısıyla bu son günlerde adeta periyodik olarak Kürt basınına yönelik baskıların ve zorbalığın, hukuk dışı hatta yasa dışı uygulamaların tek nedeni Kürt coğrafyasındaki gerçeği gizleme çabası.  Dolayısıyla batıda bulunan medya da iktidar baskısıyla veya devletin kırmızı çizgilerinden yana olmaları nedeniyle bu hak ihlallerine yer vermemeyi tercih ediyor” dedi.   ‘Kürt basınına özel bir yönelim var’   Kürt gazetecilerin baskı altında olduğunu dile getiren İnci, bunun Kürt meselesinden bağımsız olmadığını belirtti. Devletin yıllardır baskı politikasını sürdüğünü söyleyen İnci Hekimoğlu, “Devletin bu meseleye bakış açısı çok fazla değişmedi. Bu artık bir Kürt meselesi değil Türk meselesi aslında. Bu mesele çözülmediği sürece de bu ihlaller devam edecek. Kürt basını, o bölgenin gerçeklerini ve hak ihlallerini dile getirdiği sürece ‘biz de her türlü baskıyı yaparız’ diyor iktidar.  Ne yazık ki Türk medyası batıda isteyerek veya istemeyerek, buna sessiz kalarak suç ortaklığında bulunuyor. Kürt medyasına yönelik korkunç hak ihlalleri yaşanıyor. Buna sessiz kalanlar da suç ortaklığında. Yani Kürt basınına özel bir yönelim var” diyerek tüm gazetecilerin, siyasetçilerin, demokratik kitlenin bu konuda bilgilendirilmesi gerektiğini ve bu noktada herkesi zorlamak gerektiğini kaydetti.   ‘Sessiz kalan herkes bu zorbalığa maruz kalacak’   İnci, “Bir coğrafya da Kürt gazeteciler hedef alınıyorsa bu batıdaki gazeteciye de mutlaka yansıyacaktır” sözleriyle, her bir gazetecinin meslektaşlarına sahip çıkması gerektiğini kaydetti. Kürt gazetecilere yönelik baskı ve ihlallerin herkesin bilmesi, duyması gerektiğinin altını çizen İnci, sözlerini şöyle devam etti: “Yapılan muameleyi de haksızlığı da, yargı aşamasındaki suçlamaları, dava dosyalarındaki ayrıntılı çelişkileri internet sitelerine, ilgili sayfalara, gazetelere yollayın. Politikacıları da bunu katmak ve zorlamak gerekiyor. Kamuoyunun duyarlılığı artırılmadığı sürece her bir gazeteci bir gün bu adaletsizliğin, hukuksuzluğun ve zorbalığın hedefi olacaktır. İster Kürt ister Türk ister başka biri, kim olursa olsun bu uygulama zaten her zaman öyle olmuştur.”   ‘Neden eşit bir şekilde gündemde değil?’   Hem topluma hem de tüm gazetecilere “ Herkes hiçbir ayrım yapmadan yapılan bütün haksızlıklara aynı ölçüde önem ve değer vermeli” çağrısında bulunan İnci,  “Bazıları daha parlak gazeteci değil. Kimse kimseden daha değerli de değil. Herkes eşit ölçüde değerli ve eşit ölçüde gazeteci” şeklinde konuştu. Kürt gazetecilerin maruz kaldığı şiddet ve baskının herkesin gündeminde olması gerektiğine dikkat çeken İnci, sözlerini şöyle noktaladı: “Kürt medyasında çalışan gazeteciler de önemli ve değerlidir. Kürt gazetecilerin uğradığı zorbalık, hukuksuzluk ve haksızlık niye gündemde eşit biçimde yer almıyor? Bunun için Kürt gazetecilerin yaşadığı baskı ve zorbalığın herkesin gündeminde eşit bir şekilde yer vermeye çağırıyorum. Çünkü bu hukuksuzluk sadece gazetecilikle sınırlı kalmayacak. Siyasetçilere de sirayet ediyor. Ama eğer bugün CHP bir gazeteciyi dillendirip diğerlerini dillendirmiyorsa benim gözümde sosyal demokrat bir parti bile olamaz. Sosyal ve demokrat parti olmanın gereğini yerine getirsinler. Evrensel sosyal demokrasi değerleri,   ayrım yapmadan Kürt basının uğradığı haksızlık ve hukuksuzluklara karşı da mücadeleyi gerektirir”.