Sêrtli kadınlar tecridin kendilerine etkilerini anlattı 2024-04-06 09:01:03     Pelşin Çetinkaya   SÊRT - PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride ve özel savaş politikalarına ilişkin konuşan Sêrtli kadınlar, tecridin kendilerine etkisini “Kendi kentimizde hapiste gibiyiz” sözleriyle anlattı.    İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük mutlak tecrit ağırlaştırılarak sürdürülüyor. Ne ailesiyle ne de avukatlarıyla görüştürülen Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit başta cezaevleri olmak üzere tüm toplumda çeşitli boyutlarıyla kendini gösteriyor. Tecridin bir parçası olarak özel savaş politikalarının yansıdığı kentlerden biri olan Sêrt’te (Siirt) kadınlar, bu uygulamaların yaşamlarına nasıl yansıdığını paylaştı.   ‘Devletin baskısı yüzünden insanlar yurtdışına kaçıyor’   Devletin Kürt halkına uyguladığı baskıdan dolayı halkın yurtdışına kaçmak zorunda kaldığını belirten Emine Polat, “Devlet bize haksızlık yapıyor, bizden rahatsız oluyor. Biz adalet ve barış istiyoruz. Kimsenin zarar görmesini istemiyoruz. Gençlerimiz ve tüm halkımız üzerinde baskı uygulanıyor” dedi. “Adalet yok. Devlet adaletsizdir” sözlerini kullanan Emine, “Biz hakkımızı,  adaleti, eşitliği ve çocuklarımızın huzurlu bir ortamda büyümesini istediğimiz için Kürtleri katlediyorlar, sürekli baskı uyguluyorlar ve cezaevine atıyorlar. Erdoğan Kürt halkına iyi hiçbir şey yapmıyor” ifadelerinin altını çizdi.     ‘Adalet, eşitlik istiyoruz’   Devletin uyguladığı özel savaş politikalarını Sêrt’te büyük ölçüde hissettiğini belirten Emine, “Kendi kentimde rahat yaşayamıyorum. Hapiste gibiyim. Beni ve çocuklarımı polisler takip ediyor. Kendi kentimizde rahat yaşamamıza izin vermiyorlar” şeklinde konuştu. Emine son olarak Kürt halkının kimsenin ölmesini istemediğini dile getirirken, “Biz adaletin, eşitliğin gelmesini istiyoruz. Biz huzurlu bir şekilde yaşamak istiyoruz. Çocuklarımın rahat yaşamasını istiyorum. Benim çocuğum baskı yüzünden yurtdışına kaçtı” dedi.     ‘Apo olmazsa savaş olur’   Kürt halkına karşı zulüm uygulandığını belirten Gülistan Erol, barış taleplerine şiddetle karşılık verildiğine değindi. İki akrabasının cezaevinde işkence ile katledildiğini paylaşan “Bizi zindanlara atsalar bile bu mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz” dedi.  Her alanda polis baskınına maruz kaldığını söyleyen Gülistan, “Kendi dilimi rahatça kullanamıyorum. Elime sarı-yeşil-kırmızı renkli bileklik taktım diye bana ‘Sen gerillasın’ dediler. Bu yüzden sokak ortasında şiddet gördüm. Biz eğlenmek istediğimizde, halay çektiğimizde, zılgıt çektiğimizde direkt polis baskınına maruz kalıyoruz. Polisler bizi hapse koymak için kapımızda hazır bekliyor” dedi. Gülistan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın mutlak ağır tecrit altında tutulduğu yerden bir an önce çıkması gerektiğini dile getirerek,  “Apo olmazsa savaş olur. Biz barış olsun, zulüm olmasın istiyoruz” sözlerinin altını çizdi.   ‘Kendi dilimi konuşmak istiyorum’   Kamusal alanda Kürtçe konuşamadıklarına işaret eden Hevidar Kıraç ise cezaevindeki tutsaklara yapılan işkenceye dikkat çekerek, “Cezaevlerinde tutsaklara çokça zulüm uyguluyorlar. Biz Kürt halkının başı dik, zekiyiz, kendi aslımızı kaybetmeyiz. Barış ve güzellik olsun istiyoruz. Apo’nun çıkmasını istiyoruz. Çıkınca da dünyaya güzellik yayılacak” ifadelerine yer verdi.