‘Wan halkı ikinci kez zafer kazandı’ 2024-04-05 09:12:53     Nazlıcan Nujin Yıldız    İZMİR - Yerel seçimlerde AKP’nin oy kaybettiğini söyleyen kadınlar,  DEM Parti’nin ise Wan’da halkın direnişiyle ikinci bir zafer kazandığını belirtti. Kadınlar, “Wan halkı bir kez daha direnenlerin mücadelelerinin başarıyla sonuçlanabileceğini gösterdi” diyerek, devletin Wan’da yenildiğini ekledi.    Yerel seçimlerde Kurdistan illerinde yapılan “taşımalı seçmenlere” rağmen umduğunu bulamayan AKP, seçimlerin hemen ardından Wan’da halkın iradesini gasp etmeye çalıştı. Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanlığına seçilen Abdullah Zeydan’ın memnu haklarının AKP eliyle geri alınması sonucunda Kurdistan ve Türkiye’de on binler sokaklara çıkarak bu kararı tanımadıklarını haykırdı. Direnişin büyük bir iradeyle sürdürüldüğü Wan’da DEM Partililer “Halkın iradesi gasp edilemez” sloganlarıyla her sokağı eylem alanına çevirdi. Alınan karara yalnızca Wan’da değil, Türkiye ve Kurdistan’ın dört bir yanında itiraz edildi. Bu direnişin sonucunda Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Wan Büyükşehir Belediyesi mazbatasını, seçimi yüzde 55 oy ile kazanan Abdullah Zeydan ve Neslihan Şedal’a verdi.   Yerel seçimler esnasında ve sonrasında yaşanan hukuksuzlukları ve Wan’da büyüyen direnişi değerlendiren siyasetçi kadınlar, halkın iradesinin galip geldiğini dile getirerek verilen kararlı mücadelenin sonuca ulaştığını söyledi.   ‘Halkın iradesi galip geldi’   DEM Parti’nin yerel seçimlerde belediyeleri kayyımlardan almak için oldukça kararlı olduğunu söyleyen DEM Parti İzmir İl Eşbaşkanı Vezan karabulut, Kurdistan’a oy kullanmaları için gönderilen taşımalı seçmenlere dikkat çekerek, “Asker ve polislerden oluşan seçmen kitlesini AKP’nin Kurdistan illerine taşıyacağını ve yine haksız bir şekilde seçim kazanmak için bir takım yollara başvurduğundan haberdardık. Bu nedenle biz de o bölgedeki halkımızı uyardık ve batı illerindeki o bölgeye ait de illerine gitmeleri için çalışmalar yürüttük. Sonuç olarak halkın iradesi galip geldi. Gerçek seçmenler oylarını kullandılar” dedi.   Taşımalı seçmenler başları önünde sandığa gitti   Taşımalı seçmenlerin halk tarafından görüldüğünü ve DEM Parti milletvekillerinin oy kullanacak olan taşımalı asker ve polislerin vicdanına seslendiğini dile getirdi. Vezan, “Gerçek seçmen olmayanların başı önünde, vicdanları karanlık bir şekilde sandığa gittiklerini gördük. Halkımız, kararlılıkla sandıklarını savundu, sandıklarını boş bırakmadı, onların vicdanına seslenmeye devam etti. Sonuç görüldüğü gibiydi, biz kazandık. Ancak AKP’nin oyunları hiç bitmiyor. Çünkü önce taşımalı seçmenlerle Kurdistan’daki illerimizi kazanacağını düşünmüştü. Fakat bu başarıya ulaşmayınca hemen ardından ikinci planını ortaya koydu. Seçilmiş olan eşbaşkanımız Sayın Zeydan’ın bulunduğu Wan ilimize kayyım atadı” şeklinde konuştu.   ‘Direnen Wan halkı ikinci bir zafer kazandı’   Abdullah’ın memnu haklarının geri alınmasının hukuksuz bir uygulama olduğunu vurgulayan Vezan, bu durumu ‘halk iradesine vurulmuş bir darbe’ olarak nitelendirdi. Vezan, “Bütün dünyanın gözü önünde bir halk iradesinin yok sayılmasıdır. Cumhur ittifakı her konuda hukuk tanımazlığına devam ediyor. Aslında halk onlara bir cevap verdi. Bütün Türkiye’de oy kaybına uğradı. ‘Şimdi mücadele zamanıdır, halklarımız ve dostlarımızla birlikte mücadele alanlarındayız’ dedik. Wan halkı bir kez daha direnenlerin mücadelelerinin başarıyla sonuçlanabileceğini gösterdi. Direnmeyenler kaybederler ama direnenler mutlaka kazanırlar. Böylesine kararlı bir şekilde direniş gösteren Wan halkı bunun sonucunu aldı. Direnen Wan halkı ikinci bir zafer kazandı” diye ifade etti.   ‘Wan’da devlet yenildi’   Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Parti Meclisi (PM) üyesi Didar Gül ise, Abdullah’ın memnu haklarının geri alınmasıyla, halkların seçme ve seçilme hakkının yok sayıldığını vurgulayarak, Kürt halkının büyük bir irade gösterdiğini kaydetti. Didar, “Devlet bir kez daha kayyım politikalarını karşımıza çıkardı. Bu ilk değildi. Bizim için asıl olan mücadeleydi her zaman. Bu hukuksuzluğun karşısında da mücadeleye devam ettik. Wan’da halkın iradesi yok sayıldı, bunun karşısında Wan halkı güçlü bir direniş örgütledi. Türkiye’de ve Kurdistan’da binlerce insan sokaklara döküldü. Wan’da devlet yenildi. Bunu net bir şekilde görüyoruz” dedi.   Kürt halkı özgürleşmeden özgürlükten bahsedilemez   Kürt halkı özgürleşmeden ve talepleri yerine getirilmeden özgürlükten bahsetmenin mümkün olmadığının altını çizen Didar, halkın iradesinin yok sayılmasına karşı İzmir’de de bir eylem gerçekleştirildiğini söyledi. Didar, “Bu eylem karşısında bütün öfkelerini altı yoldaşımızdan çıkarmak istediler. Çeşitli işkenceler yapıldı ve bu işkencelerin sonucunda iki arkadaşımız tutuklandı. Tutuklanan bir arkadaşımız da DEM Parti Narlıdere Belediye Meclis Üyesi adayıydı. Adaylığı süresince de Narlıdere’de kadınların, Kürtlerin, Alevilerin, tüm ezilen kimliklerin mücadelesini yürütmeye çalıştı. Sırf bu mücadeleden korktukları için arkadaşlarımızı tutukladılar” diye belirtti.   ‘Duvara tosladılar’   Seçim yenilgisinin öfkesinin halktan çıkarılmaya çalışıldığına işaret eden Didar, “Duvara tosladılar. AKP-MHP faşist iktidarının tüm hamlelerine rağmen artık yaptığı baskı politikalarının bir karşılığı yok. Bunu en somut biçimiyle Wan’da görmüş olduk. Günlerdir iradeleri için direnen halkın kazanımıyla karşılaştık. ‘Direne, direne kazanacağız’ sloganının somut bir biçimiyle karşılaşmış olduk. Sadece Wan’da değil, Kurdistan ve Türkiye’nin dört bir yanında yapıldı eylemler. Bu, kayyım rejimine geri adım attırdı. Bunun en önemli sebebi bizim direnişimizdi” diye konuştu.   ‘Haklı tepkilerle demokrasi kazandı’   Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Kadın Kolları Başkanı Nurdan Şenkal Uçar ise halkın iradesinin gasp edilmesi girişiminin antidemoratik olduğunu dile getirerek şu ifadelere yer verdi: “Çok yanlış bir hareketti. Haklı tepkilerle demokrasi kazandı. Sandıkta halkın verdiği karar antidemokratik yöntemlerle bozulmamalı, bozulamaz”