Leylayê, çû meclîsa Tirka ye 2024-03-24 09:44:53     Şehriban Aslan   AMED - Son dönemlerde DEM Parti’nin yerel seçimler kapsamında yaptığı çalışmalara katılan Kürt siyasetçi Leyla Zana’ya özellikle kadınlar tarafından gösterilen ilgi büyük. Leyla gittiği yerlerde “Keça kurda ye Leyla” şarkısı ile karşılanırken, Kürtlerdeki 1990’lı yılların direniş ruhunu ortaya çıkardığını da söylemek mümkün.   Kürt kimliğine yönelik inkâr ve asimilasyon politikaları karşısında önemli adımlardan biri oldu 1991 yılında 2 Kürt’ün Meclis’e girişi. 1991 yılında Sosyal Demokrat Halkçı Parti'nin vekilleri olarak seçilen Leyla Zana ve Hatip Dicle’nin Meclis’te yemin metnini Kürtçe sözlerle bitirmesi “TBMM’de yemin krizi” olarak biliniyor. Yaşanan bu olayın ardından devlet aklının ve siyasetin Kürtlere, Kürtçeye bakış açısı yeniden ayyuka çıkarken, bu sürecin Kürtler için yeni bir dönemin başlangıcı olduğu da söylenebilir. O günden bugüne büyük baskılar yaşanırken, her baskı sonrası sergilenen direniş Kürtler için birer kazanıma dönüştü. 33 yıl önce dönemin “krizi” olarak görülen Kürt siyasetçi Leyla Zana, verdiği mücadele ile bugün dahi çocuklar, gençler için tanınmış bir isim. Bunu Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’in (DEM Parti) 31 Mart yerel seçim çalışmaları kapsamında Leyla Zana’nın da katılımıyla yaptığı halk buluşmalarında görmek mümkün.   Leyla Zana heyecanı herkesi sardı   Halk buluşmalarından önce Leyla’nın Amed’in büyük Newrozu’na konuşmacı olarak katılacağı duyuruldu. Bu bilgi başta kadınlar olmak üzere Kürtlerde büyük bir heyecan uyandırırken, bu heyecanı Newroz günü Leyla’nın sahneye çıktığı ve konuşmaya başladığı an herkesin pür dikkat dinlemesi dahi yeterince yansıtıyordu. Leyla konuşmasında, “Biz Serok Apo’nun felsefesiyle uyandık. 1993’te Sayın Öcalan ilk defa barışın yöntemlerine başvurmuştu. Barış berekettir. Barış sevgidir. Barış minnettir. Hep birlikte Serok Apo’nun ve tüm zindanların Newrozu’nu kutlayalım” sözleriyle seslendi.   Hafızalarda yer edinen sarı, kırmızı, yeşil renkleri   Leyla bu konuşmasının ardından sonraki gün DEM Parti’nin yerel seçim çalışmaları kapsamında ziyaretlerine başladı. Amed’in Hênê (Hani) ve Hezro (Hazro) ilçelerinde halk ile bir araya gelen Leyla yoğun ilgi ile karşılandı. Hemen sonrasında 23 Mart’ta ise Amed’in Pîran (Dicle) ve Pasûr (Kulp) ilçelerinde bulunan halkı ziyaret etti.  İlk olarak Pîran’a giden Leyla ilçe merkezinin girişinde konvoylarla büyük bir heyecan ile karşılandı. Leyla ve beraberindekiler, ilçe merkezinde bulunan Çeşmebaşı Meydanı’na varmadan indi. Leyla’nın araçtan indiğini gören kadınlar, gençler, çocuklar ve özellikle yaşlılar koşarak Leyla’nın yanına geldi. Leyla’nın meydana yaklaşmasıyla birlikte kalabalık izdihama dönüştü ve Leyla kalabalık arasından zorla ilerliyor. Leyla’nın adını duyan herkes meydana akmış gibi. Kadınlar Leyla’nın geldiğini görünce ilçe merkezinin başında ellerinde bulunan DEM Parti bayrakları, sarı, kırmızı, yeşil örgülü ipleri boynuna, bileğine ve beyaz tülbentlerine sarmış hızla ilerliyor. Kadınlarda bu örgü ipleri görünce Leyla’nın 1991’de Meclis kürsüsünde Kürtçe konuştuğu sırada saçına taktığı sarı, kırmızı, yeşili anımsıyoruz.   Kürtlerin gündeminden çıkmayan üç slogan   Leyla, kadınların kendisine sarılmasıyla, ellerini tutmasıyla zorla ilerlerken açılan koridorla seçim otobüsüne varıp herkesi selamlıyor. Tüm bunlar yaşanırken Pîran’da hiç durmadan yağan karla karışık yağmura aldırış etmeyen halk Leyla’nın konuşmasını bekliyor. Leyla burada yaptığı konuşmada 1991 yılında direnişin ve mücadelenin bu meydanda başladığını ve bu direniş tarihinin Şeyh Sait döneminden geldiğini söylüyor. Leyla konuşma yaparken yurttaşlar sık sık “Jin jiyan azadî”, “Bê Serok jiyan nabe” ve “Bijî berxwedana zindanan” sloganlarını atıyor. Yapılan konuşma ve atılan sloganlar aslında Kürtlerin gündeminde neyin olduğu da görülüyor. Kürtlerin bir an bile olsun ne mücadele veren kadınları, ne PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecridi ne de cezaevinde bulunan siyasi tutsakların sergilediği direnişi unutmadığı görülüyor. Gündem ne olursa olsun bu üç konu asla unutulmuyor ve halk tarafından hatırlatılıyor.   ‘Her konuşmamda okunan ezan haklılığımızı gösteriyor’   Leyla yaptığı konuşmasının üzerine ezan okununca halka dönerek, “Bakın iki gündür yaptığım her konuşmanın üzerine ezan okunuyor. Bu toplumda ne demek oluyor? Eğer sen doğru bir şey konuşuyorsan, üzerine ezan okunuyorsa gerçeği söylüyorsun demektir. Benim de her konuşmamın üzerine ezan okunuyor bu da ne kadar doğru bir yolda olduğumuzu gösteriyor” diyerek bir kere daha mücadelelerinin haklılığına değiniyor.   Kürt kadın mücadelesinin geldiği aşama   Yapılan konuşmaların ardından şarkılar, zılgıtlar ve sloganlar eşliğinde halaylar çekiliyor. Sonrasında heyet ve buluşmaya gelen birçok kişi Pîran merkezden Qulbin (Bozova) köyüne doğru konvoy halinde yola çıkıyor. Yine yol boyunca karla karışık yağmur durmuyor. Qulbin’in girişine varır varmaz gördüğümüz kalabalık bizi şaşırtıyor özellikle de kadın ve çocukların yoğunlukta olması dikkatimizi çekiyor. Köydeki kalabalık Leyla’yı görür görmez “Jin jiyan azadî” ve “Bê Serok jiyan nabe” sloganlarını atıyor. Yükselen “Jin jiyan azadî” sloganı Kürt kadınların mücadelesinin hangi aşamaya geldiğinin göstergesi oluyor.   Unutulmayan hafızalar   Köydeki kadınlar Leyla Zana’ya sarılmak ve anı ölümsüzleştirmek için fotoğraf çekimi için yarışa giriyor adeta. Bu fasılların ardından Leyla kadınlarla birlikte halaya duruyor. Halay esnasında da Leyla’ya karşı sevgi gösterileri bitmiyor. Leyla köyden yine aynı sloganlarla uğurlanırken, kalabalık arasında genç bir erkeğin Leyla ile ilgili söylediği şarkı sesi yükseliyor. Gencin söylediği “Leyla keça kurda ye Leyla yê, çû meclîsa Tirk a ye Leyla yê, kesk û sor û zer li xwe kir Leyla yê, Leyla Leyla Leyla yê, Zana yê” şeklindeki şarkı duygusal anlar yaşatıyor. Genç, bir yandan şarkıyı söylerken diğer yandan da göz yaşlarına hâkim olamıyor. Çevrede bulunan birçok kişi de aynı duyguları paylaşıyor.    İkinci durak Pasûr’da da görkemli karşılama   Leyla ve beraberindeki heyet şarkılarla uğurlandıktan sonra Pasûr girişinde de geniş bir araç konvoyu ile karşılanıyor. Pîran’da olduğu gibi Pasûr ve Pasûr dağları da yağan kardan dolayı beyaza bürünmüş. Halkın kara ve soğuğa aldırış etmeden heyetin gelişini beklediğini görüyoruz. Araç konvoyu ilçe girişinden ilçe merkezine kadar uzadı. İlçe merkezine geldiğimizde önce az bir kitle ile karşılaştığımızı sanırken seçim otobüsünden gelen şarkı sesiyle herkesin yokuştan aşağı koşar adımlarla geldiğini görüyoruz. Kadınlar, erkekler çocuklarının ellerinden tutup DEM Parti bayraklarıyla alana akın ediyor. Burada da kadınların Leyla’ya olan sevgisine şahitlik ediyoruz. Bu kalabalıkta “Orhan Doğan, Vedat Aydınların yoldaşı hoş geldin” ile “Em nabêjin tu dîsa hatî em dibêjin tu li ku mayî” dövizleri dikkatimizi çekiyor.   ‘Kürt’ün aklını küçümseme’   Leyla çıktığı seçim otobüsünün üzerinde herkesi selamlayarak kadınları ve anneleri ön tarafta görmek istediğini ve bu şekilde derin bir nefes alabileceğini söylüyor. Leyla’nın bunu demesiyle erkekler önce gülüyor, ardından da arkaya doğru çekiliyor. Leyla diğer ilçeler gibi Pasûr’un da büyük acılar çektiğini ve bugüne mücadele ederek geldiğini söylerken, “Kürt’ün aklıyla oynama ve küçümseme. Kürt’ün aklıyla ortaklaş ki o akıl bütün ülkenin hizmetine girsin. Çok defa denendi. Ortak akılla hareket edildiğinde mucize gibi şeyler yaşandı” mesajını veriyor. Leyla konuştuğu sırada 2-3 çocuğun “Leyla nerede”, “Neden Leyla’yı göremiyoruz”, “Ha işte Leyla’yı gördüm, konuşan kadın Leyla Zana” şeklindeki sohbetlerine kulak misafiri oluyoruz.   Nesilden nesle aktarılan direniş kültürü   İki gün boyunca yapılan ilçe ve köy ziyaretlerinin en dikkat çekici noktası; bu dönemin çocuklarının Leyla Zana’yı verdiği mücadele ile bilmesi, tanıması oluyor. Bu da Kürt mücadelesinin ve hafızasının nesilden nesle nasıl aktarıldığının kanıtı oluyor. Yine yapılan ziyaretler çerçevesinde halkın, Kürt halkı ve davası için mücadele edenleri, direnenleri hiçbir zaman unutmadığının tanığıyız.   ‘Leyla keça kurda ye’   Leyla sadece dün, bugün değil, yarın da gideceği her yerde kadınlar, gençler, çocuklar, yaşlılar kısacası yediden yetmişe her Kürt tarafından büyük bir heyecan ve coşku ile karşılanacak. Gencin söylediği şarkıdaki sözler gibi, “Leyla keça kurda ye Leyla yê, çû meclîsa tirk a ye Leyla yê”…