Dersim’de özel savaş politikaları en çok gençleri etkiliyor 2024-03-20 09:03:57         Gülistan Gülmüş    DERSIM - Dersim’de genç intiharlarının, madde kullanımı ve göçlerin arttığına dikkat çeken MÖDER üyesi Seher Alkin, “Ekonomik olarak rahat değiliz, kadın olarak rahat değiliz,  kimliğimizden dolayı rahat değiliz, inanç bakımından rahat değiliz. Şehir içerisinde hiçbir yerde rahat uyuyamıyorsun” diyerek özel savaş politikalarına dikkat çekti.    Kurdistan ve Türkiye’de her yıl bir önceki yıla oranla artan genç intiharlarının, göçlerin ve madde bağımlılığının etkisini en çok hissettirdiği kentlerden biri Dersim. Gençler, içerisinde bulundukları ekonomik kriz, eğitim koşullarının yetersizliği, etnik kimlikleri ve inanç sistemlerinden dolayı çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalıyor. Bu duruma bulundukları yerlerde herhangi bir çözüm üretemeyen gençlerin başvurduğu yollardan biri de ülkeyi terk etmek oluyor. Kentte “Burada genç kalmadı” sözlerine sık sık denk geliniyor. Bu durum kentin sosyolojik yapısını değişime uğratırken bir yandan da kenti insansızlaştırma politikalarının yarattığı sonucu gözler önüne seriyor. Dersim’de en çok sorun yaşayanların başında ise kadınlar geliyor.  Munzur Öğrenciler Derneği (MÖDER) üyelerinden Seher Alkin özelde genç intiharları, artan göçler ve tüm bu sorunlara nasıl çözüm üretilebileceğine dair konuştu.    ‘Birçok müdahalede bulunuldu’   Dersim’e okumak için geldiği ilk zamanlardaki gözlemlerini aktaran Seher,  kolluk kuvvetlerinin öğrencilerle ilişki kurmaya çalıştığını, üniversitede emniyet güçlerinin psikolojik baskı kurmak amacıyla kampüste yer aldığını söyledi. Seher, devamında üniversitede kimi akademisyen ya da öğrenci işlerinden sorumlu kişiler tarafından öğrencilerin maruz kaldığı tacize dikkat çekerken, yapılan şikayetlere rağmen bir sonuç alamadıklarını söyledi. Seher, “Gülistan Doku’nun bulunmasını istedik ve bulunduğumuz eylemlerde olayı provoke etmek ya da siyasi bir partiye dayandırmak gibi amacımız olmamasına rağmen bize çok ciddi müdahalelerde bulunuldu. Biber gazlarıyla, gözaltılarla, bulunduğumuz yurtlardaki soruşturmalarla baskılara maruz kaldık” şeklinde konuştu.    ‘Sokak ortasında tehdide maruz bırakıldık’   Üniversitede ve kentte yaşanan taciz olaylarını gündeme getirdikleri için sistematik olarak tehdit edildiklerini dile getiren Seher, “Hepimiz Güneydoğu’dan gelen gençleriz ve geldiğimiz coğrafyada gerek aile yapısı gerek toplumsal yapı üzerinden zaten bastırılmış olarak büyüdük. Özellikle kız çocukları olarak, çünkü toplumsal namus kavramının kadın üzerine yüklendiğini biliyoruz. O yüzden yaşadıklarımızı dile getirmek her zaman bizi çok yoran bir durum oldu. Bizim bunu yaşamak adına çok ciddi korkularımız var. Biz bir taciz olayını dile getirmek istiyoruz. Erkek sürekli sansürleniyor ama kadın teşhir ediliyor. O suçu, psikolojiyi erkek üzerinden atıp kadının üzerine yıkıyor” ifadelerine yer verdi.   ‘Kimliğimden dolayı rahat değilim’   Kolluk kuvvetlerinin kadın öğrencilerin fotoğraflarını birbirlerine yolladığını söyleyen Seher, bu durumun özel savaş politikası olduğunu özellikle Kürtlerin olduğu yerlerde hayata geçirildiğini kaydetti. Öte yandan madde kullanımının da yaygınlaştığını kaydeden Seher, sözlerine şöyle devam etti: “Yerelde baktığımızda da madde kullanımı çok yaygınlaşmış ve liselere kadar inmiş durumda. Ekonomik olarak çok pahalı bir şehir. Hiçbirimiz hayatımızı burada devam ettiremiyoruz. Öğrenci olarak ailenin vermiş olduğu destekle beraber çalışmak zorunda kalıyorsun, geçinemiyorsun. Ekonomik olarak da rahat değiliz, kadın olarak rahat değilim,  kimliğimden dolayı rahat değilim, inanç bakımından rahat değilim. Şehir içerisinde hiçbir yerde rahat uyuyamıyorsun. Üzerimizde sistematik olarak fiziki takibi hissediyoruz. Biz genç kadın ve erkeklerin olarak en güzel yaşlarımızda olduğumuzu düşünüyorum ama bu şartlarda rahat bir yaşam sürdüremiyoruz.”   ‘Gelecek kaygısı yaşıyorum’   Yaşadığı yere bağlı olduğunu hiçbir zaman yurt dışına gitmek gibi bir düşüncesi olmadığını ifade eden Seher, “Ekonomik alanda gelecek kaygısı yaşıyorum, bir genç kadın olarak hayatıma nasıl devam edeceğim? Gittiğimiz iş yerlerinde bile bize insan gözüyle bakılmıyor. Kadın kimliğimize göre bir yaklaşım yapılıyor. Kürt kimliğimden dolayı rahat hareket edemiyorum. Burada Gülistan Doku ve Rojvelat Kızmaz için hareket etmemiz bile siyasete evrilebiliyor. Yaşadığımız hiçbir sorunu dile getiremiyoruz” sözlerine yer verdi.   ‘Ekonomik güvence sağlanmalı’   Dersim’de yaşanan sorunların gençlere özel alanlar açılarak düzelebileceğini, bunun için eğitimli kişilerin görevlendirilmesi gerektiğini söyleyen Seher, “Dersim’de diğer yerlere göre göç akışı çok fazla. Burada 38 katliamından beri yoğun bir göç olduğu için her aileye baktığımızda bir kişi yurtdışına gitmiş oluyor. Hepsi yurtdışını bir umut olarak gördüğü için gidiyor. Gittikleri yerde de mutlu değiller. Giden arkadaşlarla görüşüyoruz, hiçbiri aslında buradan gitmek istemiyor. Bu dağları, toprakları bırakıp gittikleri için çok mutsuzlar. Şehirde gençler için atölyeler açılabilir, spor faaliyetleri geliştirilebilir. Gençleri bulundukları durumdan alıp onları daha ilgili olabilecekleri alanlara yönlendirilebilir” ifadelerini kullandı.    Çözüm önerileri    Bunun için de gerekli çözümlerin üretilmesi psikolojik desteğin sağlanması gerektiğini ifade eden Seher, “Her gence hayatlarını sürdürebilecekleri bir ekonomik güvence sağlanmalı, geleceğin garantisi verilebilmeli. Önlerine özgür bir yaşam sunulması gerekiyor. Hem kimlik açısından hem inanç bakımından baskıya maruz kalmadığımız, tüm sorunlarımızı rahat dile getirdiğimiz sürece çözüme kavuşabileceğimize inanıyorum” dedi.