Alanlar kadınların heyecanı ve umudu ile ısınıyor 2024-03-08 13:45:21     HABER MERKEZİ - 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla birçok merkezde alanlara çıkan kadınlar her alanda direnen kadınları anarak "Jin jiyan azadî" sloganını haykırdı.    8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında birçok kentte ve merkezde kadınlar alanlarda isyanını haykırıyor.   Îdir   Tevgera Jinên Azad (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) üyesi kadınlar, Îdir’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladı. Kadınlar, Söğütlü Mahallesi’nde bulunan DEM Parti seçim bürosunda bir araya geldi. Büroya gelen kadınlar sarı, kırmızı ve yeşil renkli ulusal kıyafetler ve aynı renkte fularla taktı. Kadınlar, uzun bir süre burada erbane, davul ve zurna eşliğinde halay çekti. Çok sayıda kadın ve DEM Parti Wan Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit de kutlamaya katıldı.   Yürüyüş düzenlediler   Cumhuriyet Caddesi üzerinde bulunan Zagros seçim bürosuna kadar yürüyüş düzenleyen kadınlar yürüyüşte, “Bi jin jiyan azadiyê, ber bi azadiye ve!” yazılı pankart taşıdı. Yürüyüşte kadınlar erkekler tarafından şiddete uğrayan ve katledilen kadınların resimlerinin yanı sıra birçok döviz de taşıdı. Kadınlar, “Dem dema jina ye”, “Tutsak kadınlara özgürlük” ve çok sayıda döviz taşıdı. Kadınlar yürüyüşte sık sık, “Jin jiyan azadî” , “Bijî berxwedana jinan”, “Bijî berxwedana zindanan” ve “Direne direne kazanacağız” sloganları attı. Yürüyüş esnasında caddede bulunan erkek ve kadınlar da kadınların yürüyüşüne alkış ve zafer işaretleri ile destek verdi. Kadınlar, Zagros seçim bürosu önünde halay çektikten sonra büroya geçti.   ‘En çok direnen kadınlar’     Kutlamayı burada da sürdüren kadınlar, adalet ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenler için saygı duruşunda bulundu. Saygı duruşu sonrası kadınlar, “Şehît namirin” sloganı attı. Burada konuşan ve 8 Mart’ın tarihçesine değinen DEM Parti Îdir İl Örgütü Eşbaşkanı Bahar Erteci, Orta Doğu’da en çok direnen kesimin ise Kürt kadınlar olduğunu söyledi.   Cezaevlerine selam gönderdi   Daha sonra söz alan Îdir Belediyesi Eşbaşkan Adayı Nejla Kum, 8 Mart’a katılan katılanları ve cezaevindeki bulunan tutsak kadınlara selam gönderdi. Nejla, kadınların yok sayıldığını ancak kadınların direnerek var olduğunu belirtti.   ‘Kadın mücadele ile güzeldir’     Yerine kayyım atanan Îdir Belediyesi Eşbaşkanı Eylem Çelik de, kayyıma tepki gösterdi. Eylem, savundukları paradigmaya karşı kayyımın atandığını söyledi. Eylem, bu durumdan dolayı kadınların, ekolojinin ve tüm toplumun zarar gördüğünü söyledi. Ankara Büyükşehir Belediyesi için aday olan Gülten Kışanak’a da dikkat çeken Eylem, “Mücadele kadınla, kadın mücadele ile güzeldir” dedi. Eylem, Îdir’e seçmen olarak taşınan asker ve polislere dikkat çekerek, kadınların mücadele etmesi halinde bu iktidarın bu planının boşa çıkacağını söyledi.   ‘Bayrakları yerde kalmayacak’   Söz alan Wan Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, 8 Mart’ın önemine ve tarihçesine dikkat çekti. Kürt kadınların verdiği mücadeleye işaret eden Gülcan, “Yakılan bu meşale bu gün kartopu olup buraya yetişti” dedi. Gülcan, cezaevinde bulunan siyasetçileri de anımsatarak, “Onların bayrakları hiçbir zaman yerde kalmayacak. Ta ki bu topraklarda özgürlük, adalet ve eşitlik yeşerene kadar” diye konuştu. Dünyanın her tarafından kadınların mücadele ettiğini ve bu çıtayı en yukarıya taşıyanın ise Orta Doğu’da bulunan Kürt kadınlar olduğunu belirten Gülcan, İran’da kadınların “Jin jiyan azadî” sloganı ile yürüttüğü protestolara işaret etti.   ‘Bu topraklarda mücadelesini veriyoruz’ Kayyım atamalarına ve eşbaşkanlık sistemine yönelik baskı ve şiddete de işaret eden Gülcan, Îdir halkı ve kadınların kayyıma ve sisteme net bir yanıt vereceğini belirtti. Gülcan, “Eşbaşkanlık sistemi niçin bu kadar hedef gösteriliyor? Eşbaşkanlık sisteminin hayatın her alanında olması gerektiğini paradigmamız bize gösterdi. En iyi örneğini Rojava’da gördük. Şimdi bunun mücadelesini bu topraklarda veriyoruz, vermeye devam edeceğiz. Bu mücadeleyi yürüten kadınlara selam olsun” diye konuştu.   PKK Lideri'ne işaret etti   PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecride de dikkat çeken Gülcan, bu tecridin tüm Türkiye ve Kurdistan’a yanı sıra cezaevlerine de yayıldığını söyledi. Gülcan, ekonomik, siyasal ve sosyal sorunların ve açmazların da bu tecridin ürünü olduğunu kaydetti. Gülcan, bu tecridin son bulması ve PKK Liderinin fiziki özgürlüğünün sağlanması için başlatılan ve 103’üncü gününe ulaşan açlık grevine dikkat çekti. Gülcan, “İmralı kapıları açılması gerekiyor ve bu tecrit son bulmalıdır. Kürt sorunun demokratik yol ve yöntemler çözülmesi gerektiğinin bir kez daha altını çiziyoruz” diye belirtti.   Gülcan, konuşması sonrası kadınlar alkış, zılgıt ve sloganlar attı. Kadınlar, “Bijî Berxwedana Zindanan” ve “Direne direne kazanacağız” sloganı attı.   Konuşmaların ardından sanatçı Şîlan Dora sahne aldı. Kadınlar Şilan’ın söylediği şarkılar eşliğinde halay çekti, zılgıt attı.   Agirî   Hakların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Agirî (Ağrı) İl Örgütü Kadın Meclisi  8 Mart Dünya Kadınlar Gününe ilişkin Cumhuriyet Caddesi DEM Parti seçim bürosu önünde etkinlik düzenledi. Etkinliğe DEM Parti Agirî Milletvekili Necla Demir, Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri, DEM Parti Agirî İlçe Örgütü kadın yöneticileri, Barış Anneleri ve  DEM Parti Agirî Belediye Eşbaşkan Hazal Aras ile birçok kadın katılım sağladı. "Ey yaşam ya seni özgür yaşayacağım ya da yaşamamış sayacağım” pankartının açıldığı eylemde kadınlar sık sık, “Jin Jîyan Azadî” sloganı attı.    'Yeni bir tarih yazacağız'     Burada konuşan DEM Parti Agirî Belediye Eşbaşkan adayı Hazal Aras, kadınlar olarak yeni bir tarih yazacaklarını söyleyerek, “Sizlerin de bildiği gibi 8 Mart dünya tarihine kadın için bir direniş tarihidir. Ulusu ve coğrafyası fark etmeksizin bütün dünya kadınları kutluyor. Tarihten bugüne direniş bazen fabrikalarda, bazen zindanlarda bazen de tarlalarda var ola gelmiştir. Direniş bazen sessiz bir çığlık olmuş, bazen yürek yakan bir haykırışa dönüşmüştür. Kadınlar bazen kendi kaderlerinin seyircisi olmuş, bazen de kahramanı olmuştur. Ama her halleriyle destan yazmıştır. Kadınlar savaşa karşı her zaman barış demiştir. Kadın doğuran, büyüten ve kollayan olmuştur ama her ne hikmetse sömürülen, şiddet uygulanan ve öldürülen olmuştur. Biz acı ve kederle yoğrulan bu yaşamı yeni bir yaşam modeli ile örmeliyiz. Neyle bu yaşamı öreceğiz? Kadınların örgütlü mücadelesiyle elbette olacak. Agirî kadınları olarak yeni bir tarih yazacağız” diye konuştu.   ‘Zaferle taçlandıracağız'   Agirî’nin kadın belediyeciliğine hazır olduğunu söyleyen Hazal, kadınların kentin kaderini 31 Mart’ta değiştireceğini söyledi. Hazal, “Bizler her geçen gün biraz daha yoksullaşırken, her seçim öncesi birer yardım kolisiyle  kapılarımız çalınıyor. Kimin tarafından kapımız çalınıyor? İktidar partisi tarafından çalınıyor. Bizi küçük düşüren ve bizi onursuz gören iktidar partisi ve onun basiretsiz siyasetçilerine 31 Mart’ta cevap olacağız. 31 Mart’ta kadın belediyeciliğiyle yepyeni bir yaşamı inşa edeceğiz. Kadınların öncü olduğu bir toplumsal yaşam adil, şeffaf ve dürüst olacaktır. Bizler başta kadınlar olmak üzere tüm Agirî’yi adil, şeffaf ve barış dolu kentte kavuşturmak için geliyoruz. 31 Mart günün zaferle taçlandıracağımızın sözünü veriyoruz” diye konuştu.    Etkinlik Koma Sor Jîyan dinletisiyle ve halay, zılgıtlarla son buldu.    Bêdlis   Tevgera Jinên Aza (TJA) 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü Tetwan ilçesinde bulunan bir düğün salonunda coşkulu bir şölenle kutladı. Çok sayıda kadının hazır bulunduğu şölende, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Bedlîs il ve ilçe belediye eşbaşkanları da katıldı. “Jin jiyan azadî ber bi azadiyê ve”, “Jin jiyan azadî ile 8 Mart’a doğru” pankartlarının asıldığı salon, DEM Parti flamalarıyla donatıldı. Kadınlar, şölende ulusal ve renkli kıyafetleri ile gözleri kamaştırırken, Kürtçe şarkılar eşliğinde halaylar çekildi. Kadınlar zılgıt, alkış ve “Jin jiyan azadî” sloganları ile unutulmaz anlar yaşadı.     8 Mart’a kadınlar alanlarda!   Şölen demokrasi şehitleri için 1 dakikalık saygı duruşuyla başladı. Ardından açılış konuşmasını TJA adına Şevin Çelik yaptı. DEM Parti Tetwan İlçe Eşbaşkanı Nurdan İlbasan da Bedlîs Milletvekili Semra Çağlar’ın mesajını okudu. Semra’nın, mesajında şu ifadeler yer aldı: “Bedlîs’in kadım kültürünün ve belleğinin taşıyıcısı olan ve toplumda kadının kendi öz gücü ile nasıl var olacağını en güzel örneğinin birer temsilcileri olan siz değerli kadınların iradesi ve haklı mücadelesi karşısında hiçbir güç duramaz. Bu seçim bizim olan geri almma seçimmi olmasının yanında kente dair kurulacak her projede kadınların taleplerinin ve ihtiyaçlarının hayata geçirilme aşamasında daha net ortaya koyulacağı bir seçimdir de aynı zamanda. Bizler varız ve her daim kendi öz kültürümüzle, rengimizle var olacağız.”   ‘Bitlis’i biz kadınlar yöneteceğiz’   DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Özlem Gündüz, “Tarlada, bağda, bahçede çalışan emekçi kadınlara, zindanlarda direnen Gültan Kışanak, Figen Yüksekdağ, Sabahat Tuncel’e selam olsun” diyerek, sözlerine başladı. Kadınların erkek devlet şiddetine maruz kaldığını ve kayyımlarla gasp edilenin hakları olduğunu ifade eden Özlem, “Kendimizi de kentlerimizi de bizler yöneteceğiz. Bedlîs’in bütün ilçelerini 2014’te nasıl bizler yönettiysek bundan sonra da biz yöneteceğiz. Bedlîs tarihini bilen devlet,  Bedlîs halkını açlıkla terbiye ve siyaseten oyunlar oynamaya devam ediyor. Ama Bedlîs halkı her zaman kendini yönetti ve yönetecek. Bunu bilen iktidarlar her son seçimde adaylıklarla ilgili oyunlar oynadılar. Ama şunu çok iyi bilsinler ki biz her zaman bunlarla karşı karşıya kaldık ve bunları boşa çıkardık. Günlerdir alanlarda seçim çalışmalarımızı yürütüyoruz ve öncülüğünü biz kadınlar yapıyoruz. 31 Mart’ta iktidarın tüm saldırılarını boşa çıkaracak ve iyi bir cevap vereceğiz. Biz kadınlar mücadelenin öncülüğünü yaparak, bütün oyunları boşa çıkarıp bütün Bedlîs’i biz yöneteceğiz” diye konuştu.     Karanfil dağıtıldı   Ardından DEM Parti Kadın Meclisi üyesi Gülçin Denli,  Sennur Sezer’in "8 Mart Güneş’i" adlı şiirini okudu. Son olarak şölende DEM Parti'nin Tetwan eşbaşkan adayı Belkiza Epözdemir tüm kadınlara karanfil dağıttı. Daha sonra kadınlar renkleri ve zılgıtlarıyla coşkulu bir şekilde halaya durdu.   Sêrt   8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sêrt’te (Siirt) bulunan Güres Caddesi’nde 8 Mart kutlaması ve kadın seçim bürosu açılışı gerçekleştirdi. Şölene Sêrt (Siirt) Barış Anneleri Meclisi, DEM Parti Sêrt Milletvekili Sabahat Sarıtaş Erdoğan, DEM Parti Sêrt Belediye Eşbaşkan Adayı Sofya Alağaş, DEM Parti Sêrt ilçe belediye eşbaşkan adayları, Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) üyeleri ve çok sayıda kadın katıldı.   Kadınların ulus kıyafetleri ve zılgıtlarıyla Güres Caddesi’nde yerini almasının ardından başlayan şölende “Hev serokati xeta me ya mor e”, “Şoreş bê jinê nabe”, “Şer dike azad dibe, azad dibe bedew dibe, bedew dibe tê hezkirin” dövizleri ve katledilen kadınların resimleri taşınarak “Jin jiyan azadî” sloganları atıldı.      ‘8 Mart’ın gücüyle kayyımları göndereceğiz’   İlk olarak konuşan DEM Parti Sêrt il eşbaşkanı Rewşan Aslan, kadınlara dönük baskılara işaret ederek, “Biz kadınlar örgütlü olmalıyız. 8 Mart sadece kadınların haklarını savunduğu bir gün değil, bütün saldırılara karşı ses çıkardığı bir gündür. Güçlüyüz, inançlıyız bu coşkumuzla ve 8 Mart’ın gücüyle sandık başına gidip kadın düşmanı kayyımları göndereceğiz. Erkek aklı tarafından kadına yönelik saldırılar hiç bitmiyor bu saldırılara karşı kadınların her alanda daha fazla örgütlenmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.   ‘Başınız hep dik olsun’   Ardından söz alan Barış Annesi Kumri Taşçı, “Buradan Önderliğe, tutsaklara selam gönderiyorum. Başarılar diliyorum başınız hep dik olsun” diyerek kadınlara seslendi.   ‘Biz varız, her zaman olacağız’   “Ülke bizim sesimizi duysun. Heyecanımız, coşkumuz bütün kadınlara ulaşsın” diyerek konuşmasına başlayan DEM Parti Sêrt Belediye Eşbaşkan Adayı Sofya Alağaş, da şöyle konuştu: “Kadınlar hakları için meydanlarda direniyor. Belediyemiz kayyımın elinde ama 31 Mart’ta bugünkü gibi irademizi göstereceğiz ve kayyımın elinden belediyeyi alacağız. Biz varız, her zaman olacağız kimse bunu unutmasın. Kimse kadının iradesini, gücünü unutmasın.”   ‘Jin jiyan azadî” felsefesi ile kazanacağız’   Son olarak söz alan DEM Parti Sêrt Milletvekili Sabahat Sarıtaş Erdoğan, “8 Mart’taki coşkunuz 31 Mart’ta nasıl bir sonuç olacağını göstergesi oldu. Zaman bizim zamanımız. Kadın, toplum, doğa düşmanlarına karşı 31 Mart’ta güçlü bir şekilde irademizi göstereceğiz ve kayyımı buradan temizleyeceğiz. Erkek zihniyeti kadın düşmanlarını, katillerini koruyor. Biz onlara yol vermeyeceğiz, onları yıkacağız. ‘Jin jiyan azadî” felsefesi ile kazanacağız” şeklinde konuştu.   ‘Sayın Abdullah Öcalan için Kurdistan  halkı ayakta’     PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride de değinen Sebahat, “Sayın Öcalan’ın şahsında toplumu nefessiz bırakmak istiyorlar. Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü sağlayana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Kurdistan halkının hepsi ayakta” dedi.    Kadın seçim bürosu açıldı    Konuşmaların ardından Kürtçe stranlar eşliğinde halay çekildi. Ardından  Barış Anneleri’nin katılımıyla kadın seçim bürosunun açılışı gerçekleştirildi.    İnsan Hakları Derneği (İHD) Sêrt (Siirt) Şubesi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla şube binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. “Biz kadınlar, yoksulluğa, savaşa, şiddete karşı mücadele etmeye devam ediyoruz. Yaşam hakkını savunuyoruz. Bijî 8’ê Adarê” pankartının açıldığı açıklamaya Barış Anneleri İnisiyatifi, DEM Parti Sêrt Milletvekili Sabahat Sarıtaş Erdoğan, DEM Parti Sêrt Belediye Eşbaşkan Adayı Sofya Alağaş, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri ile çok sayıda kadın katıldı. Açıklamayı kitle adına İHD Sêrt Şube Başkanı Sohbet Altan Çetin okudu.   ‘Kadın kurtuluş mücadelesi devam ediyor’   8 Mart’a kadın katliamları, kadına yönelik şiddetin yaşandığı bir ortamda girdiklerini ifade eden Sohbet, bütün baskılara rağmen kadın hakları mücadelesinden vazgeçmediklerini dile getirdi. Sohbet, “Kadın kurtuluş mücadelesi devam ediyor. Ama dünyanın birçok bölgesinde yaşanan savaşlar da devam ediyor. Erkek egemen ve militarist devlet politikaları maalesef ki kadınlara savaşı dayatıyor. Savaşın en büyük mağdurları da kadınlar oluyor. Bugün dünyanın birçok bölgesinde Rojava’da, Filistin’de, İsrail’de, Libya’da, Suriye’de, Ukrayna’da kadınlar, savaş mağduru oluyorlar. Kadınların kendi mücadeleleri sonucu elde ettikleri en büyük kazanım olan İstanbul Sözleşmesi’nden imza çeken resmi yetkililer, kadınlara maalesef ki ayrımcı politikalar uygulamaya devam ediyor” dedi.   Açıklama “Jin Jiyan azadî” sloganı ve alkışlarla son buldu.   Qers   Qers’te (Kars) Tevgera Jinên Azad (TJA) “Jin jiyan azadî sloganı ile zılgıtlarımız, halaylarımız, ve renklerimizle alanlardayız” şiarı ile kadın buluşması gerçekleştirildi. Kentte bulunan bir düğün salonunda düzenlenen buluşmada “Bi jin jiyan azadiyê ber bi azadiyê ve” pankartı açılırken Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu, DEM ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) kadın meclisleri, merkez ve ilçe belediye eş başkan adayları, sanatçı Hivda Gökel ve yüzlerce kadın katılım sağladı. Buluşmaya kadınlar ulusal kıyafetleri ile katılırken salon renkli flamalarla süslendi. Salonda kırmızı, sarı, yeşil renkler ön plana çıkarken sık sık “Jin jiyan azadî” sloganları atıldı.   Etkinlikte konuşan DEM Parti Qers Belediye Eşbaşkan adayı Arzu Savaş Derman, bugün kadınlar dünyanın her yerin eşit ve özgür bir yaşam için ayakta olduğunu söyledi.     ‘Sisteme karşı tek adım geri atmayacağız’   Türkiye ve Orta Doğu da kadınların büyük bir kırımla karşı karşıya olduğunu söyleyen Arzu, “AKP ve MHP erkek faşist erkek egemen iktidar her geçen gün irademizi yaşamımızı yok sayıyor. Bu faşist iktidar kadına yönelik şiddet dünyası yaratıyor. Ancak bizler mücadelemizde Clara Zetkinlerden, Rossalara, Leyla Kasımlardan Sakinlere, Sêvêlerden Jîna Emînîlere kadar bu sisteme karşı tek geri adım atmadık ve atmayacağız” dedi.   ‘Bizler bu günlere bedel ödeyerek geldik’   2014 belediye seçimleri ile hayata geçen eşbaşkanlık sistemi ile kadın kentlerini açtıklarını dile getiren Arzu, “Biz kadınlar bugünlere emek vererek, bedel ödeyerek geldik. Bunun bedelini ödeyen binlerce kadın arkadaşımız cezaevinde erkek egemen sistemi sorgulaya devam ediyor. Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel, Leyla Güven ve binlerce kadın yoldaşlarımız cezaevinde rehin tutuluyor. Biz kadınlar için 8 Mart sembol değil, kadın mücadelesini evrenselleştiği ve yenilmezliğini hatırlatan günlerden biridir. Bizler eşit bir dünya yaratılana denk mücadelemizi sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.   ‘Cezaevindeki arkadaşlarımız özgürleşene kadar mücadeleye devam edeceğiz’     Ardından ise DEM Parti İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu ise, konuşmasına jin jiyan azadî sloganı ve kadınları selamlayarak başladı. PKK Lideri Abdullah Öcalan’nın fiziki özgürlüğü için başlatılan büyük Özgürlük yürüyüşünü selamlayan Çiçek,“Tecrit kırılana  dek ve cezaevindeki arkadaşlarımız özgür oluncaya kadar mücadele edeceğiz” ifadelerini kullandı.   ‘Bizi yok sayanlara gücümüzü göstereceğiz’   Erkek egemen sistem kadını eve hapsederek sadece çocuk yap, temizlik yap diyen sistemi yıkana dek mücadele edeceklerini belirten Çiçek şunları söyledi: “Yerel seçimlerde biz kadınlar varız ve var olduğumuzu onlara göstereceğiz. Bizleri sadece ev hanımı olarak gören ve yok sayanlara Qers’te onlara gücümüzü göstereceğiz. Qers belediyesini kadınların çalışmalarıyla kazacağız.” dedi   Buluşma sanatçı Hivda Göker’in söylediği Kürtçe şarkılar ve kadınların çektiği halaylarla devam ederken etkinlikte kadınlara kırmızı karanfil dağıtıldı.   Ankara   Türk Tabipleri Birliği (TTB) Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında TTB Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. TTB üyesi kadınların katıldığı açıklamayı TTB Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu Üyesi Ebru Demirel okudu. Bir diğer üye İlkay Çelik ise TTB’nin 8 Mart taleplerini sıraladı.   Ebru, üretim ilişkilerinin değiştiği ve dünya düzeninin kapitalist, rantçı, erkek egemen halini almaya başladığı zamanlardan bu yana, kadınların yaşanabilir bir dünya için mücadele sürdürdüklerini ve güçlerini birbirlerinden aldıklarını belirtti. Ebru, “Sağlığın en temel uygulamalardan itibaren paralı hale geldiği bu sistemde sınıf ayrımı derinleşmiş, kadınlar, özel gereksinimleri ile en fazla zarar gören grup haline gelmiştir. İktidarın gerici söylemleri nedeniyle yasal hak olan kürtaj kamu hastanelerinde tıbbi endikasyon dışında yapılmamaya başlanmıştır. Çocuk sahibi olmak istemeyen kadınlara tek adres özel hastaneler gösterilmiş, özellikle yoksul kadınlar seçeneksiz bırakılmıştır” dedi.  Demirel ayrıca, “Rahim ağzı kanserini bir anda önlenebilir kanser sınıfına sokan ve tıbben devrim niteliğinde bir buluş olan HPV aşısının ücretsiz, çocuk yaş grubundan itibaren aşı takvimine alınması gerekmektedir” dedi.     8 Talep   TTB Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu Üyesi İlkay Çelik ise “Bu 8 Mart’ta kadınlar için sağlıkta 8 talebimiz var” diyerek talepleri şöyle sıraladı:   *Çalışan kadınlar için kadın dostu güvenli alan, cinsel sağlık ve üreme sağlığı odası, emzirme için uygun alan ve çocuklar için kreş istiyoruz.   *Hem anne hem baba için en az altı ay devredilemez ücretli ebeveynlik izni istiyoruz.   *Tıp eğitiminde toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı derslerin zorunlu olmasını talep ediyoruz.   *Cinsel sağlık ve üreme sağlığı hizmetlerinin ücretsiz kolay ulaşılabilir olmasını, kamu hastanelerinde isteğe bağlı tıbbi kürtaj hakkının yeniden tesis edilmesini istiyoruz.   *Ücretsiz HPV aşısının aşı takvimine girmesini istiyoruz.   *İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının iptali ve 6284 sayılı yasanın etkin uygulanmasını talep ediyoruz.   *Tüm sağlık çalışanlarına kadına yönelik şiddete toplumsal cinsiyete duyarlı yaklaşım ile psikolojik ilk yardım eğitimi kampanyası yapılmasını istiyoruz.   *Her hastanede toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleme birimleri oluşturulmasını istiyoruz”.   İzmir   Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Kadın Meclisi 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısı ile açıklama yayınladı.  Açıklamada kadınların direnişinin adaletsiz zihniyete karşı hakça bir duruş olarak nitelendirilerek “Nahak sisteme ve düzene karşı ancak kendi hak ve hakikatimizle karşı duracağız. Kadın hak ve hakikatini görmeyen zihniyetlerin sistemlerin kavgası buradan baslar” denildi.   Metinde şunlara yer verildi: “Tarihin her dönemi her zamanı hak ve hakikat kavgasına tanık olmuştur. Her dönemin hak ve hakikat arayıcıları olmuştur. Tarihi Nahak ve hak üzerinden değerlendirme ve bilme bizim bir kültürümüzdür.   1857 yılında yakılan kadınların direnişi nahak zihniyete karşı hakça bir duruştur. Bu kadınlar zamanın hakikat arayıcılarıdır. Onları saygıyla selamlıyoruz. Bütün dönem ve zamanların; Firavun, Nemrut, Muaviye, Yezidi anlayış ve zihniyetleri lanetliyoruz. Günümüzde de başta Ortadoğu olmak üzere dünyanın her tarafından kadına yönelik her türden baskı eşitsizlik, yoksulluk kadının emeğinin bedeninin sömürülmesine, değersizleştirilmesine metalaştırılmasına karşı mücadelemiz devam edecektir.   Nahak sisteme ve düzene karşı ancak kendi hak ve hakikatimizle karşı duracağız. Kadın hak ve hakikatini görmeyen zihniyetlerin sistemlerin kavgası buradan baslar. Coğrafyamızda ziyaretleşmiş kadın evliyalarımız olan Ana Fatma, Ana Xaskar, Ana Jele, Ana Buyare, Ana Baye, Ana Xeycan ve daha çokça kadın ziyaretlerimizin duygularıyla, yeryüzünün dünya kadın mücadele ve direncinin başarıya ulaşmasını diliyor ve selamlıyoruz. Her yerde ve her zamanda bu hakikatle var olacağımıza inanıyoruz. Günümüzde de nahak güç ve sistemlere karşı hak yol delili ve diliyle mücadele edeceğiz.   Yaşamın aynası, direnen bütün kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyoruz. Jin jiyan azadî.”   DİSK’ten yürüyüş     DİSK Genel-İş İzmir Şubesi kadınları 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Eski Leman Kültür Merkezi önünde bir araya geldi. Kıbrıs Şehitleri Caddesi'ne yürüyüş gerçekleştiren kadınlar yürüyüş öncesi kadına yönelik şiddet ve saldırı temalı performans sergiledi. Yüzlerce kadının katıldığı yürüyüşte “Sömürüye, şiddete, yoksulluğa karşı sokaktayız” pankartı açıldı, kadınlar sık sık “Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz”, “Görünmeyen emek sesini yükselt”, “Kadın yaşam özgürlük” "Jin jiyan azadî" "Susma haykır şidete hayır" sloganları atıldı. Basın açıklamasını kadınlar adında DİSK Genel-İş İzmir 7 Nolu Şube Başkanı Özgür Genç gerçekleştirdi.   ‘Kadınlar emek gücünün yeniden üretimi için kullanılıyor’   Kadın işçi ve emekçilerin sömürü koşullarında yaşamaya mahkum edildiğini dile getiren Özgür, kadınların mücadeleyle kazandığı hakların ellerinden alınmak istenildiğini ifade etti. Özgür, kadınların "Orta vadeli program, torba yasa", "Kalkınma planları" adı altında esnek, güvencesiz koşullarda çalıştırılarak, ucuz iş gücü, emek gücünün nesilsel yeniden üretimi için birer kuluçka makinesi olarak görüldüğüne dikkat çekti.   ‘Daha yürünecek çok yolumuz, kazanacak mücadelemiz var’   8 Mart'ın sadece bir tarih değil, işçi kadınların mücadelesinin ve dayanışmasının güçlü bir ifadesi olduğunu dile getiren Özgür "Bu anlamlı gün, kadınların çalışma koşullarını iyileştirmek ve eşitlik mücadelesini ilerletmek için verdikleri cesur savaşın simgesidir. Yüz yıl önce kazandığımız haklarımız bir bir hedefe konuyorsa, eşitlik hakkı için daha yürünecek çok yolumuz, kazanacak mücadelemiz var" diye belirtti.   Özgür son olarak işçi kadınların taleplerinin yerine getirilmesini ve 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün izinli olmasını istedi.    Açıklama Kürtçe Türkçe şarkılar ve halaylarla son buldu.   İstanbul    Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Bakırköy Şubesi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Bakırköy’de bulunan Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Çok sayıda sağlık emekçisinin katıldığı açıklamada, “Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizim, mücadelede kararlı özgürlükte ısrarcıyız” pankartı açıldı. Basın metnini ise SES Bakırköy Şube Kadın Sekreteri Sevgi Kızılırmak okudu.   8 Mart’ın tarihi     8 Mart’ın her türden baskı ve şiddete karşı direnişi simgeleyen önemli bir mücadele günü olduğunu belirten Sevgi, “8 Mart aynı zamanda kadınların 1857’de, öncesinde ve o zamandan bu yana patriarkal kapitalizme, eşitsizliğe, yoksulluğa, kadın emeğinin ve bedeninin değersizleştirilmesine karşı ancak örgütlü direnişle kazanım elde edebileceğinin açık bir göstergesidir” şeklinde konuştu. Sevgi, 166 yıl önce New York’ta tekstil işçisi kadınların günde 20 saat süren ağır çalışma koşullarına rağmen düşük ücret almalarına karşı çıktıklarını ve sonrasında greve müdahale eden polislerin işçileri fabrikaya kilitlediğini hatırlattı. Çıkan yangında fabrika önüne kurulan barikatlardan kaçamayan 129 kadının hayatını kaybettiğini vurgulayan Sevgi, “26 - 27 Ağustos 1910’da Danimarka’nın Kopenhag kentinde II. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında Clara Zetkin, 8 Mart’ın 1857’de tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanması önerisinde bulundu. Öneri oy birliğiyle kabul edildi. 8 Mart Türkiye’de ilk kez 1921 yılında Kadınlar Günü olarak kutlanmaya başlandı. 12 Eylül 1980 darbesiyle dört yıl bir araya gelinemedi, 1984’te yeniden alanlara çıkılmaya başlandı” sözleriyle 8 Mart’ın tarihini ele aldı.   İktidar saldırılarına mücadele ile yanıt oluyorlar   İktidarın saldırılarına karşı kadınlar ve emekçilerin örgütlü mücadelesini süreceğinin altını çizen Sevgi, “Hindistan’da ve Bangladeş’te tekstil, tarım ve farklı iş kollarından kadınların grevleri, İsviçre’de yüz binlerce kadının ‘Kadın mücadelesi sınıf mücadelesidir’ şiarıyla, İzlanda’da 100 bin kadının ücret eşitliği ve şiddetin önlenmesi talebiyle yaptıkları eylemler İran’da, Irak’ta, Rojava’da ve Afganistan’da ‘Jin, Jiyan, Azadî’ şiarını yükselten kadınların mücadelesine birçok ülkeden kadınların ses verdiğine, dayanışma için sokaklarda olduğuna tanık olduk” diye konuştu.   ‘Rojava’dan Filistin’e bu karanlığı aşacağız!’   Kadınların her alanda olacağını ve haklarına dönük saldırılar karşısında direneceklerini dile getiren Sevgi, “Türkiye’de de kadınlar kazanılmış haklarına dönük saldırılar karşısında, ‘Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz’ diyerek alanlardaydı. Özak’ta, Agrobay’da ve irili ufaklı işçi direnişlerinde, iş yerlerinde mücadele etmeyi sürdürüyor. Emek sömürüsüne, yoksulluğa, şiddete ve tacize karşı seslerini örgütlü bir şekilde yükseltiyor” dedi. Erkek egemen zihniyete karşı kadınların özsavunmayı geliştireceğini ve örgütleneceğini aktaran Sevgi, “Özsavunma pratiğini yaşamsallaştıran kadınlara ve elbette örgütlenerek bir özgüce ulaşan kadınlara, birbirimizden öğrenerek, dayanışarak aşacağımızı biliyoruz. Rojava’dan Filistin’e, Afganistan’dan İran’a kadınların sesini, sözünü ve eylemini çoğaltarak hep birlikte bu karanlığı aşacağız” sözlerini kullandı.   Sevgi, emekçiler olarak talepleri şu şekilde sıraladı:   “*İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Yasa’nın etkin bir şekilde uygulanması için alanlardayız.   *Çalışma hayatında kadına yönelik her türlü ayrımcılığın terk edilmesi, esnek çalışma biçimlerine, cinsiyetçi iş bölümüne, ücret eşitsizliğine son verilmesi, ILO’nun İşyerinde Taciz ve Şiddeti Önlemeye yönelik 190 sayılı Sözleşmesinin onaylaması için alanlardayız.   *Güvenceli iş, güvenli gelecek demek için, insanca yaşamaya yetecek ücret için alanlardayız.   *Yetki ve karar mekanizmalarında eşit temsiliyet sağlanması için alanlardayız.   *Kadın istihdamın önündeki engellerden olan çocuk, hasta, yaşlı, engelli bakımının kamusal hizmet olarak sunulması, ev işlerini kadının üstünden alacak sosyal politikaların yapılması ve hayata geçirilmesi için alanlardayız.   *Kapatılan kamu kreşlerinin yanı sıra tam zamanlı, ücretsiz, nitelikli ve anadilinde hizmet veren kamu ve mahalle kreşlerinin açılması için alanlardayız.   *8 Mart’ın kadınlar için ücretli izin günü sayılması için alanlardayız.   *Kadınlar ve LGBTI+’lara yönelik her türlü ayrımcılığı ve şiddeti önleyen yasal düzenlemeler yapılması için, Kadın Bakanlığı kurulması, toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarının yapılması ve hayata geçirilmesi için alanlardayız.   *Eşit ve özgür olduğumuz, sömürünün baskının ortadan kaldırıldığı bir gelecek için alanlardayız.   *Hayatlarımıza sahip çıkmak için alanlardayız.   *Savaş ve işgal politikalarına geçit vermemek, barış içinde bir arada yaşamak için alanlardayız.   *Demokratik ve laik bir yönetim için alanlardayız.   *Emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz bizimdir demek için alanlardayız.   *Doğamıza ve yaşam alanlarımıza sahip çıkmak için alanlardayız.”    Kadınlara yaşamlarına sahip çıkma çağrısı   Sevgi, “Tüm kadınları, gökkuşağı gibi tüm renklerimizle bir arada olmaya, haklarımıza ve yaşamlarımıza sahip çıkmaya çağırıyoruz. Evde, işte, tarlada emeği ve hakları için mücadele eden tüm kadınların 8 Mart Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü’nü kutluyoruz” sözleriyle seslendi.   Riha   Riha’nın (Urfa) Wêranşar (Viranşehir) ilçesinde Samancılar Kahvesi’nde bulunan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) seçim bürosunda yapılan 8 Mart mitingine, DEM Parti Riha Milletvekili Dilan Kunt Ayan, HDP önceki dönem Riha milletvekili Ayşe Sürücü, Riha Büyükşehir Belediye Eşbaşkan Adayı Gülşen Özer, DEM Parti Wêranşar Belediye Eşbaşkan Adayı Bedriye Yorgun, Riha Barış Anneleri Meclisi üyeleri ile çok sayıda kadın katıldı.     7’den 70’e çok sayıda kadının ulusal kıyafetleriyle katıldığı mitingde, Sakine Cansız, Nagihan Akarsel, Deniz Poyraz, İpek Er gibi devlet ve erkek şiddetiyle katledilen kadınların fotoğraflarının yer aldığı dövizler ile TJA bayrakları taşındı.   Mitingde sık sık “Jin, jiyan, azadî”, “Bîjî berxedana zindanan”, “Şehid namirin” sloganları atıldı.     ‘Güneş’in yoldaşları tecridi kıracağız’   Mitingde konuşan Wêranşar Belediye Eşbaşkan Adayı Bedriye Yorgun, “Bugün kadının direniş günüdür” diyerek 2011 yerel seçiminde Wêranşar’ın ilk kadın Belediye Başkanı seçilen Leyla Güven’in Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nden gönderilen mektubunu okudu. Ardından iktidarın yürüttüğü özel savaş politikalarına değinen Bedriye, “Güneş’in yoldaşları tecridi kıracağız. Dilimizi, kimliğimizi yasaklayanları bir kez daha kınıyoruz. Dilimizi koruyacağız. Tüm dilleri ve kültürleri koruyacağız. Wêranşar kapılarını tüm halklara açacağız. Kazanacağız, başaracağız. Jin, jiyan azadî” dedi.     ‘Wêranşar’ın kapılarını kadınlar olarak açacağız’     Ardından söz alan DEM Parti Riha Milletvekili Dilan Kunt Ayan, “Selam olsun Kurdistan coğrafyasında direnen kadınlara. Bu topraklara özgürlüğü getireceğiz. Kadın yoksa, faşizme oy da yok. AKP’yi tarihin çöp sepetine göndereceğiz. Wêranşar’ın kapılarını kadınlar olarak açacağız” dedi.   Riha ve ilçelerindeki belediye kadın eşbaşkan adayları ile Barış Anneleri sahnede kadınları selamladı.   Miting, sanatçı Evin Sindir’in sahnesiyle devam etti. Miting, halaylar eşliğinde son buldu.    Muğla   Muğla’da Datça Kadın Platformu 8 Mart etkinlikleri kapsamında Datça Meydanı'nda basın açıklaması gerçekleştirildi. Kadınlar Datça Kadın Platformu ve Datça Kent Konseyi Kadın Meclisi öncülüğünde Cumhuriyet Meydanı’nda açıklama gerçekleştirdikten sonra Demokrasi Evi’ne yürüdü. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi ise parti binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamalarda sık sık “Yaşasın kadın dayanışması”, “Jin jiyan azadî”, “Erkek adalet değil gerçek adalet” “Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz” sloganları atıldı.   ‘Kadın iradesi ile yerel demokrasiye diyeceğiz’     DEM Parti'den basın metnini Datça Belediye Eşbaşkan Adayı Fatma Çetinkaya okudu. Fatma, “8 Mart alanlarından öfkemizi en güçlü şekilde örgütleyerek kadın iradesi ile yerel demokrasiye diyeceğiz. Birbirimizden aldığımız gücü, morali, birlikteliği büyüterek haklarımızdan, yaşamlarımızdan, hayatlarımızdan vazgeçmeyeceğimizi hep birlikte haykıracağız.” dedi.   Tutsak kadınlara kart gönderildi   Yürüyüşün ardından tutsak kadınlara kart gönderildi.   Mûş   Mûş’ta TJA ve DEM Parti Kadın Meclisi öncülüğünde bir otelde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlandı. “Her dem direniş her dem özgürlük” ve “Sakinlerin Sêvêlerin cesaret ve kararlılığıyla mücadeleye devam ediyoruz” pankartlarının asıldığı salonda, kadınlar sık sık “Jin jiyan ve azadî” sloganları atıldı.   Salona alkış ve zılgıtlarla giren DEM Parti Gençlik Meclisi üyeleri “Özgür yaşam özgür kadınla mümkündür” ve “Direnen ben direnen halk” dövizleriyle taşıdı. Saygı duruşu ile başlayan etkinlikte Elazığ T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutsak Necmiye Boz’un 8 Mart için gönderdiği ses kaydı dinletildi. Dinletilen ses kaydının ardından, kadın direnişini anlatan “Kezîyên sor” şarkısının kilbi gösterildi.     ‘Kadınlar hiçbir zaman susmayacak’   Ardından konuşan DEM Parti Mûş Eşbaşkanı Kadriye Tank, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutladı. DEM Parti Mûş Belediye Eşbaşkan Adayı Tuba Sayılgan da, özgür yaşanabilir bir dünya için kadınların ayakta olduğuna işaret ederek, “Günbegün büyüyen kadın direnişinin verdiği güçle ayaktayız. Yaşamımız, hayatımız ve erkek egemen dünyaya karşı burada direnerek ve mücadele vererek ayakta olacağız. Kadınlar olarak hiçbir zaman susmadık ve susmayacağız” dedi.   ‘Her şeyin hesabını soracağız’   Mûş Milletvekili Sümeyye Boz ise “Öcalan’a özgürlük ve Kürt soruna demokratik çözüm” şiarıyla cezaevinde başlatılan açlık grevlerini ve buna destek amaçlı Adalet Nöbeti’nde olan tutsak ailelerini selamladı. Sümeyye, şöyle konuştu: “Söz konusu mücadele olduğu zaman ilk önce kadınların verdiği mücadele akıllara geliyor. Bugünde yüzlerce, binlerce kadın arkadaşımız her alanda direniyor ve direnmeye devam ediyor. Barış Anneleri yıllardır kendi haklarını savunarak mücadele ediyorlar. Bugün bütün barış annelerimiz sokaklarda adalet çığlıkları atıyorlar ve bütün emekçi kadınlar da bugün dünyanın dört bir yanında mücadele veriyor. Kadın özgür olmadıkça bu toplum özgür olmayacaktır. Sakinelerden, Nagihanlara ta ki Gülistan Dokulara kadar örülen bir kadın mücadelesi var. Bizler yapılan her şeyin hesabını sormadan bir yere gitmeyeceğiz.”   Etkinlik halay ve zılgıtlarla son buldu.